Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi, tecrit ve cezaevlerinde süren açlık grevlerine ilişkin Bağlar ilçesi Koşuyolu Parkı'ndaki İnsan Hakları Anıtı önünde açıklama yaptı. Açıklamaya, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. Açıklamayı ÖHD Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Muharrem Şahin okudu.

 CEZAEVLERİ TECRİT ALTINDA

Türkiye’de insanların hukuk ve yasalar uygulanması için açlık grevlerine girdiğine işaret eden Şahin, "Devam eden açlık grevlerinin nedeni ise, İmralı Hapishanesi’nde bulunan Sayın Abdullah Öcalan ve diğer mahpuslara karşı uygulanan tecrit politikasıdır. Mevcut veriler ve yıl boyunca Sivil Toplum Örgütleri tarafından yayınlanan raporlar bir arada değerlendirildiğinde; hapishanelerde pandemi tedbirlerini uygulamak yerine, pandeminin mevcut hapishane rejimi tarafından bir fırsat olarak değerlendirilmiş ve hapishaneler tümden tecrit altına alınmaya çalışılmıştır" diye belirtti.

SONUÇLARDAN İKTİDAR SORUMLU

Açlık grevindekilerin tek bir talebi olduğunu söyleyen Şahin, “Tecridin kaldırılması talebidir. Taleplerinin karşılanmaması halinde, hapishanelerde devam eden süresiz-dönüşümlü açlık grevleriyle ilgili olarak, açlık grevindeki mahpusların sağlık ve yaşam hakkına yönelik ortaya çıkacak istenmeyen sonuçlardan da yine siyasal iktidar sorumlu olacaktır. Bu nedenle öncelikle Adalet Bakanlığının ve ilgili kurumların bir an önce harekete geçmesi gerekmektedir" ifadelerini kullandı.

12 EYLÜL’Ü ARATMIYOR 

OHAL kaldırılmasına rağmen cezaevlerindeki etkisinin bitmediğine değinen Şahin, "Özel olarak belirtecek olursak, Diyarbakır 3 Nolu T Tipi Hapishanesi’nde 12 Eylül’ü aratmayan insanlık dışı her türlü işkence yapılmaktadır. Salgında öncelikli tedbirlerin hapishanelerde alınması gerekirken, bu yapılmamıştır. Aksine mahpusların hakları keyfi olarak ihlal edilmiştir" diye belirtti.

YASALAR HERKES İÇİN BAĞLAYICI

Şahin, ülkenin, yasama, yürütme ve yargı makamlarında bulunan yetkililerin hukuka, Anayasa Mahkemesi ve AİHM’nin kararlarına uymamaları veya uymayacağı yönündeki açıklamalarına tepki gösterdi. "AİHM’nin kararının gereği amasız, fakatsız yerine getirilmelidir" diyen Şahin, şöyle devam etti: "Bu anlayış ve yaklaşım toplumu bir bütün olarak geri dönülemez bir karanlığa götürür. Yasalar ve mahkeme kararları herkes için bağlayıcıdır. İdare, keyfi tutum ve işlemlerle hukuk ve kanunları işlevsiz hale getiremez. İmralı tecrit politikasının sona erdirilerek, Sayın Öcalan ve diğer mahpusların yasalardan kaynaklı tüm haklarının sağlanması elzemdir. Hukuka uymak takdiri değil zorunluluktur. Herkes hukuka uymak zorundadır." 

DUYARLILIK ÇAĞRISI

Ciddi sağlık sorunları yaşanmadan hukukun gereğinin yerine getirilmesi gerektiğinin altını çizen Şahin, şunları söyledi: "Soruna, temel hak ve özgürlüklerin esas alınarak yaklaşılması ve taleplerin bu doğrultuda değerlendirilerek çözüme kavuşturulması için bir an önce, başta Adalet Bakanlığı olmak üzere tüm kamuoyunu duyarlı olmaya davet ediyoruz."

Açıklama, "Siyasi tutsaklar onurumuzdur" sloganı ve alkışlarla son buldu.