Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Ankara Şubesi, koronavirüs Mart ayı verilerini yazılı açıklamayla duyurdu. Açıklamada, iktidarın normalleşme adımlarıyla ekonomik ve sosyal sorumluluklarından kurtulmak istediğine vurgu yapıldı.

İktidarın attığı adımların toplumun iyilik haline yapılan en büyük saldırı olduğu ifade edilen açıklamada, “Salgın verileri göstermektedir ki vakalar en çok emekçilerin, yoksul halkın yaşam ve çalışma alanında görülmektedir. Her geçen gün açlık ve yoksulluk sınırı artarken, halka yönelik vergiler ile finanse edilen sağlık hakkına ulaşımda, bugüne kadar sonuç alınamamıştır. Sağlık bütçesi koruyucu sağlık hizmetlerinde önemli yer tutan aşıya değil, şehir hastaneleri kirasına aktarılmaktadır” denildi.

‘AŞILAR BOŞ VAATLERE DÖNÜŞTÜ’

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yurttaşları aşı yapmaya çağırırken, henüz toplumun büyük bir kısmının aşıya kavuşamadığı belirtilen açıklamada, “Bakanın Kasım ayından beri 20’den fazla verdiği aşının geliş tarihine ve miktarına ilişkin açıklamaları, bugüne kadar gerçekleşmemiştir. İlk aşı uygulaması üzerinden 2,5 ay geçmiştir. Bu hızla nüfusumuzun yüzde 65’ni aşılamak için 660 gün geçmesi gerekmektedir. Sağlık Bakanı Koca’nın aşının miktarı ve geliş tarihleri ile ilgili yaptığı açıklamalar, seçim zamanlarında siyasilerin vatandaşlara verdiği boş vaatlere dönmüştür. Uzun zamandır, bilimden, gerçeklerden uzaklaşan Sağlık Bakanını ile karşı karşıyayız” diye belirtildi. 

YÜZDE 125 ARTIŞ

Her geçen gün vaka sayılarının arttığı vurgulanan açıklamanın devamında şu bilgilere yer verildi: “Ülkemizde aşı konusu, yalancı çobana dönüşmüşken, her geçen gün vaka sayıları artmakla birlikte, iktidarın vurdumduymazlığı ve görmezlik hali sürmektedir. Türkiye geneli verilere bakıldığında Mart ayında bir önceki aya göre günlük vaka sayısı yüzde 90, hasta sayısında artışımız ise yüzde 27’dir. Mart ayında 8 gün dışında tüm günlerde bir önceki güne göre vaka sayısı artış göstermiştir. Mart ayının başına göre vaka sayımızdaki artışımız yüzde 125’tir. Pandeminin pik yaptığı aralık ayının ortalama yatak doluluk oranı yüzde 54 iken bugün de yatak doluluk oranımız yüzde 54’tür. Aralık ayında yoğun bakım yatak doluluk oranımız ise yüzde 71 iken, bugün yoğun bakım yatak doluluk oranımız yüzde 65’tir.

25 BİNE ULAŞIYOR

Hasta sayımız vaka sayımıza göre daha düşük düzeyde artış göstermiştir. Ancak ölüm sayılarında sözde azalışa karşın ağır hasta sayımız ve yatan hasta sayımız her geçen gün artış göstermektedir. Hasta vaka oranımız azalmakta ancak vaka test oranımız artmaktadır. Yeni görülen vakaların hastaneye yatış oranı ve ölüm oranı düşmekte ancak vaka pozitif oranı ve vaka artışı nedeniyle daha fazla hasta tedaviye ihtiyaç duymaktadır. Hastaneye yatış oranındaki düşüş iyimserliği vaka artışı nedeniyle kötümser bir durumu ortaya koymaktadır. Mart ayı vaka sayısı aralık ayı ortalaması olan 25 bin vaka sayısına ulaşmaktadır.”

GÜNLÜK 73 ÖLÜM

Mart ayı itibariyle günlük ortalama ölüm sayısının 73 olduğu kaydedilen açıklamada, şöyle denildi: “Ancak artan vaka ve hasta sayıları üzerinden bu sayı artışının Aralık ayı ortalamasını yakalaması hiçte uzak bir olasılık değildir. Biz bu sayıda ölümleri tutmamız için günlük vaka sayısını 15 binin altında tutmalıyız. Kontrolsüzlüğün devam etmesi durumunda, vaka sayısı ortalamasının 25 bin olması durumunda günlük ölüm sayımız 120-125 aralığında olacak aylık ölüm sayısı ise 3 bin 500- 4 bin 000 aralığında gerçekleşeceği kaçınılmaz gibi görünmektedir.” 

ARALIK AYININ ÜSTÜNE ÇIKACAK

Vaka sayısındaki eğilim, ortalama vaka sayısının aralık ayının çok çok üstüne çıkacağını gösterdiği aktarılan açıklamada, şunlar ifade edildi: “Vaka sayımızın 30 bin olması durumunda günlük vefat sayısı 140-145 aralığında aylık ölüm sayımız 4000-4500 aralığında gerçekleşecektir. Günlük vaka sayımız 45 – 50 bin aralığına çıkması durumunda aralık ayındaki ölüm sayılarına ulaşma riskimiz ortadadır.” 

YÜZDE 20’LERDEN YÜZDE 60’LARA

Türkiye geneli vakaların yüzde 41’i üç büyük şehirde görüldüğünün altı çizilen açıklamada, “Bu üç büyük şehrin hiçbiri yüksek riskli sınıfta değildir. Bu durum salgında önceliğin sağlık ve yaşam hakkı değil ekonomi olduğu göstermektedir. Ankara iline baktığımızda ise vaka sayısı son bir aylık dönemde haftalık 2 binlerden 7 binlere yaklaşmış, son bir aylık sürede artış yüzde 171 olmuştur. Bir aylık süreçte haftalık vaka artışı oranı yüzde 20’lerden yüzde 60’lara çıkmıştır. Vaka sayısındaki bu artış hızı kaygılarımızı artırmaktadır. Bugün ilimizde Bakanlık verilerine göre 10 bine yakın aktif hastamız bulunmaktadır. Vaka sayılarını temaslıları ile düşündüğünde ilimizde ciddi risk durumu oluşmaktadır” denildi.

Normalleşme adımlarıyla birlikte Ankara’da normal yatak doluluk oranının yüzde 58 -62 aralığında, yoğun bakım yatak doluluk oranları ise yüzde 68 -72 aralığında olduğu belirtilen açıklamada, “Ankara’da 65 yaş üstü nüfus ve sağlık ve sosyal hizmet emekçilerini arasında 2. doz aşılama oranı ise yüzde 77’dir” bilgisi verildi.

SAĞLIK BAKANI SORUMLULUKTAN KURTULAMAYACAK

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya uyarıların da yer aldığı açıklamada, şunlar kaydedildi: “Vefat hasta oranımız pandeminin pik yaptığı Aralık ayı ortalamasının yaklaşık iki katına yaklaşmaktadır. Artan vaka sayısı nedeniyle filyasyon yükü artmakta hastanelerde ise yeniden ciddi sıkıntıların yaşanacağı dönem yaklaşmaktadır. Pandeminin başından beri hem sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinde hem de toplumun sağlık düzeyinin yükseltilmesine yönelik başta aşı olmak üzere gerekli adımları atmayan bakanlık ölüm sayılarını normalleştirerek sorumluluğundan kurtulamayacaktır.

TÜKENİYORUZ VE ÖFKELİYİZ

Bir yılı aşkın süredir devam eden pandemiden biz sağlık ve sosyal hizmet emekçilerine; kapalı çalışma, uzun çalışma saatleri, mobbing, şiddet, sürgünler, açığa almalar ve baskılar düşmüştür. Yoksulluk sınırı altında artan giderlerimizle yaşamaya çalışırken, pandemiyi yönetemeyenlerin aldıkları normalleşme kararları nedeniyle ölmek istemiyoruz. Emeğimizin sömürülmesine hayatlarımızın yok sayılmasına izin vermeyeceğiz. Biz sağlık ve sosyal hizmet emekçileri, pandemiyle değil, ölümlerimize neden olan emek sömürüsü ile savaşmaktayız; tükeniyoruz ve öfkeliyiz.” (Ankara/MA)