Artvin'in Hopa ilçesinde AKP'li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın başbakan olduğu 31 Mayıs 2011'de kente yaptığı ziyaret sırasında çıkan olaylarda biber gazından etkilenerek yaşamını yitiren Metin Lokumcu’nun ölümüne ilişkin açılan davanın ilk duruşması görüldü. Dönemin il ve ilçe emniyet müdürlerinin de aralarında bulunduğu 13 polisin "taksirle ölüme neden olmak" suçundan yargılandığı dava, Trabzon 2'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Metin Lokumcu’nun ailesi, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili Murat Çepni, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş ve milletvekili Ahmet Şık, CHP milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Ahmet Kaya ile çok sayıda baro başkanı ve avukat duruşmaya katıldı. 

SANIK AVUKATI BERAAT İSTEDİ

Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada savunma yapan sanık avukatlarından Celal Karaoğlu, müvekkillerine yöneltilen suçlamayı reddetti. Kalp kriziyle biber gazı arasında illiyet bağı olmadığını iddia eden Karaoğlu, müvekkillerinin beraatını istedi.

GÖREVSİZLİK TALEBİ

Müşteki avukatlarından Oya Meriç Eyüboğlu, olayda kasıt olduğunu belirterek, "Kimyasal gazların öldürücü niteliği pek çok dosyada karşımıza çıkmaktadır. Olayda kullanılan CS ve CO gazlarının öldürücü niteliği dosyadaki raporlarda mevcuttur. Mahkemenizin görevsizlik kararı vermesini talep ediyoruz” dedi.

Müşteki avukatı Sercan Aran, sanık ifadelerine göre olay günü polisin 4-5 saat boyunca yoğun bir şekilde gaz kullandığını aktardı. Kolluğun şiddet uygulamayı ve gaz atımını durdurmaması sonucu Metin Lokumcu’nun öldüğünü kaydeden Aran, “Metin Lokumcu’nun öldürülmesinde dosyada mevcut sanıkların yanı sıra sorumluluğu bulunan diğer yetkililerin de yargılanması ve tüm sanıkların ‘olası kast ile öldürme’ suçundan cezalandırılmaları halinde bizce gerçek adalet sağlanmış olacaktır. Bu yönlü bir karar yurttaşların anayasal hak ve özgürlüklerinin kullanımına yapılacak kısıtlama ve engellemelerin keyfiliğinin önüne geçilmesi açısından da kolluğa örnek teşkil edecektir” diye konuştu.

‘SANIKLAR GÖZÜMÜN İÇİNE BAKSIN’

Avukat savunmalarının ardından söz alan Lokumcu’nun oğlu Ulaş Lokumcu, babasının ölümünden sorumlu olanlarla 10 sene sonra hesaplaşma imkanı bulduğuna dikkati çekti. Lokumcu, “İsterdim ki sanıklar burada olsun ve gözümün içine baksın. O dönem üniversite öğrencisiydim. Şimdi evliyim, çocuğum var. O gün babamla son kez telefonda konuştuk. Telefon konuşmamız esnasında yine gaz atıldığı için telefonu kapattı. Ben babamın öldüğünü yolda televizyondan öğrendim” diye belirtti.

‘LİMONA TAŞ DEDİLER'

Lokumcu'nun kardeşi Yeter Babalık, "Elinde limon vardı, taş dediler. Yüreğinde sevgi vardı, eşkiya dediler" diye konuştu. Lokumcu'nun ağabeyi Mete Lokumcu ise şunları söyledi: “Dereler abluka altına alınmıştı. O gün insanlar oyunlarla, horonlarla bir eylem yapacaktı. Yolda giderken Hopa'da sanki bir yangın vardı, adeta sis bulutu çökmüştü Hopa'ya. O gün Metin hastanedeyken, hastaneye gelen takım elbiseli, dönemin Başbakanın korumalarından biri ‘Burayı niye Batum'a bağlamamışlar, verin emri bitirin bunları’ diyordu. O gün iki bin kovan toplandı Hopa'da. Biz acımızı yaşarken böyle sözlere maruz kaldık."

‘MAĞDUR DEĞİŞİYOR CEZASIZLIK DEĞİŞMİYOR’

Kente gelen baro başkanları da duruşmada söz aldı. Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, "Cumhuriyet tarihi boyuncu bu ülkede değişmeyen bir politika var: Cezasızlık. Faillerinin kamu görevlisi olduğu olaylarda bunları hep yaşıyoruz. Mağdur değişiyor. Cizreli, Hopalı, Somalı oluyor. Ama cezasızlık değişmiyor" dedi. 

Artvin Baro Başkanı Ayla Varan, görevsizlik konusunda hukukçuların hemfikir olduğunu ve dosyanın yerinin asliye ceza mahkemesi olmadığını söyledi. Trabzon Baro Başkanı Sibel Suiçmez, "Bu dosya bize adalete erişimin ne kadar zor olduğunu göstermektedir. Bu dosya bize bağımsız savunmanın önemini göstermektedir. Vereceğiniz kararlar bu ülkede insanların devlete olan güvenini arttıracaktır ya da eksiltecektir. O yüzden basit yargılama değildir. Basit bir olay olarak da algılamamız mümkün değildir. Görevsizlik kararı ve davaya katılmamıza karar verilmesini talep ederiz" ifadelerini kullandı. 

İzmir, Van ve Bursa barolarından gelen temsilciler ile Çağdaş Hukukçular Derneği, Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Halkevleri Derneği temsilcileri de söz aldı. 

TALEPLERE REDDEDİLDİ 

İddia makamı, sanıkların eylemlerini olası kast düzeyinde kaldığı yönünde delil olmamasından dolayı görevsizlik talebi ile baroların katılım talebinin de reddedilmesini talep etti. 

Mahkeme, baroların katılma talebini ve avukatların "görevsizlik" talebini reddederek, duruşmayı 28 Haziran'a erteledi. 

LOKUMCU: ADALET HERKES İÇİN GELECEK

Daha sonra konuşan Metin Lokumcu'nun oğlu Ulaş Lokumcu da, mahkemeye gelirken bu kadar kötü kararlar alınacağını beklemediklerini belirtti. Adaletin sadece duvarlarda yazılı kaldığını ifade eden Lokumcu , “Rahmetli Kamer Genç meclise fenerle çıkıp adalet aradığını söylemişti. Bizde şimdi bu durumdayız. O adalet bir gün bu memlekete gelecek. Sadece Metin Lokumcu için değil, herkes için gelecek” ifadelerini kullandı.

TANRIKUKU: MUTLAKA SANIK OLURSUNUZ

Lokumcu'nun ardından siz alan CHP milletvekili Sezgin Tanrıkulu, kamu görevlilerinin yargılandığı davalarda mahkemelerin sanıklardan yana hoşgörü gösterdiğini dile getirdi. İnsan haklarının konu olduğu bütün davaların başka illere alındığını hatırlatan Tanrıkulu , şunları söyledi: “Diyarbakır JİTEM davası ve Musa Anter davasında olduğu gibi sanıklar korunmak için hep bu kararlar alındı. Fakat biz mutlaka bu sanıkların ceza alacağı bir ortam yaratacağız. 10 yıl sonra polis memurları sanık oldu. Ben buradan insan haklarını ihlal eden görevlilere ‘mutlaka bir gün sanık olursunuz. Yanınızda kimse olmaz’ demek istiyorum.”

BAŞ: ADALET MEYDANLARDA SAĞLANACAK

TİP Genel Başkanı Erkan Baş da, bugün görülen davanın sanıkların değil Lokumcu ailesinin ısrarı sonucu açıldığını aktardı. Baş şunları söyledi: “‘Hayır bu ülkenin gerçek sahibi biziz' diyenlerin inadı sayesinde ilk duruşma görüldü. Bugün gördüğümüz ise alınacak sonucunda bizlerin iradesi ile ilgili olduğuydu. Şu taş binaların içinde adalet inşa edilmiyor. Buradan bir adalet beklentisi olmasın. Adalet Hopa Meydanı'nda, Metin Lokumcu'nun uğruna can verdiği ülke kurulduğunda sağlanacak. Hepimize düşen sorumluluk, bu davanın üzerinin kapatılmasına izin vermemektir” diye konuştu.

ÇEPNİ: TARİH YAZILIYOR

Daha sonra konuşma yapan HDP Milletvekili Murat Çepni ise, bu dava ile bir tarih yazıldığını söyledi. Bu dava ile 'ülkede eşitlik, barış ve demokrasi isteyenlerin öldürülebileceğinin' söylendiğini kaydeden Çepni, “Bu ülkede zenginlerin hukukunun karşında ezilenlerin hukukunu mutlaka kuracağız. Bu irademiz, umudumuz var. Korkan onlardır. Cesareti kuşananlar bizleriz” diye belirtti.