Koronavirüs (Kovid-19) salgınıyla birlikte çok ağır bir yükü sırtlayan sağlık emekçileri, var olan tabloda "Tükeniyoruz" diyor. Pandemiden ciddi oranda etkilenen kentlerden olan Mersin'de Büyükşehir Belediyesi'nin verilerine göre, 2020 yılı içinde bin 300 kişi hayatını kaybetti. Kentte 8'i doktor 16 sağlık emekçisi de koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Sağlık emekçilerinin yaşadığını sorunlara dikkati çeken Mersin Tabip Odası Başkanı Dr. Mehmet Antmen, kent genelinde vaka sayısının yüksek olduğunu özellikle Aralık ayında günlük bin 500'e yükseldiğini söyledi. 1 Kasım'dan itibaren yeniden kısıtlamalara gidilmesinin vaka oranında düşüşü sağladığını kaydeden Antmen, günlük 250 kişide korona tespit edildiğini aktardı. Hem hastane polikliniklerinde hem servislerde hem de yoğun bakımlarda hasta sayısında azalma olduğunu ifade eden Antmen, “Ne yazık ki sağlık emekçilerinin ölümleri durmuyor. Özellikle Mersin, doktor ölümleri ve genel olarak sağlıkçı ölümleri açısından çok vahim bir durumda. Mersin’in nüfus olarak Türkiye’nin yüzde 2’si olduğunu düşünürsek sağlık emekçilerinin hayatını kaybetme oranının da yüzde 2 olmasını beklemek gerekiyor fakat yüzde 5’lik bir ölüm oranı var Mersin’de” dedi.

SAĞLIKÇILARIN İŞ YÜKÜ ARTTI

Sağlık emekçilerinin yaşamını yitirme oranının çok yüksek olduğunu dile getiren Antmen, “Bugüne kadar alınan önlemlerin yetersizliği, kişisel koruma donanım ekipmanlarının dağıtılamaması, kronik hastalığı olanların çalışmak zorunda kalması, istifaların, izinlerin, tayinlerin durdurulması nedeniyle sağlıkçıların yeteri kadar dinlenememesi ölümlerin artmasına neden oldu. Sağlıkçılar bir yandan korona ile mücadele ederken diğer yandan da ağırlaşan iş yükü ile mücadele etmek zorunda kaldı. Sağlıkçıların her zamanki süreçten daha fazla istirahata ihtiyacı var. Bir sağlık çalışanın 8 saatten fazla çalışmaması gerekiyor ama Türkiye’de 12 ve 24 saat çalışanlar var. Bu da sağlık çalışanlarının çok daha çabuk hastalanmasına ve hastalıktan ölmesine neden oluyor. Tüm bunlar ölümleri artırdı” ifadelerinde bulundu. 

“Bu hastalığın meslek hastalığı olarak kabul edilmesi gerekiyor” diyen Antmen, “Şuan da hükümet bunu meslek hastalığı olarak kabul ettiğini beyan ediyor ama bu gerçek değil. Çünkü bir illiyet bağı arıyor. Sağlık çalışanı öldüğü zaman hastalığı hastaneden veya bir hastadan kaptığını ispatlarsa meslek hastalığı sayılır. Bunu yapamazlarsa meslek hastalığı sayılmayacak. Bir sağlık çalışanı bunu kanıtlamak zorunda kalmamalıdır” diye belirtti.   

'EMEĞİNİN KARŞILIĞINI ALMALI'

Kamu hastanelerinde ek ödemelerin Kasım ayından itibaren alınmadığına dikkati çeken Antmen, konuya ilişkin spekülasyonların yapıldığını belirterek,“İnsanlar yoruluyor, ölüyor ve tükeniyor. Bunun yanında da insanlar ekonomik olarak da sıkıntıya sokuluyor. Sağlık çalışanlarının çalıştığı sürenin ekonomik ve sosyal karşılığını alması gerekiyor” dedi. 

Mezopotamya Ajansı / Ömer Akın