Meclis Adalet Komisyonu’nda 23 Haziran'da kabul edilen ve 4’üncü Yargı Paketi olarak bilinen "Ceza Muhakemesi Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi”nin önümüzdeki günlerde Genel Kurulu’nda görüşülmesi bekleniyor. Kadına yönelik şiddet, adli kontrol yöntemleri ve soruşturma usullerine ilişkin düzenlemeler içeren 27 maddelik paket, muhalefetin “algısal bir reform aldatmacası” ve “özgürlükleri kısıtladığı” eleştirilerine neden oldu. Yine, “soykırım, insanlığa karşı suçlar, terör, kasten adam öldürme, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti, anayasayı ihlal"in yanı sıra "çocuğun cinsel istismarı” suçu yargılamasında tutuklamalar için "somut delil" şartı getirilmesi de tepkiyle karşılandı. 

Teklife muhalefet şerhi düşen Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Meclis Adalet Komisyonu üyesi Ağrı Milletvekilli Abdullah Koç, pakete ilişkin  Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirmelerde bulundu.

'KISKAÇ' PAKETİ

Koç, partisine yönelik açılan kapatma davası ve Kobanê Davası'na işaret ederek, yeni yargı paketleriyle toplumun uyutulmaya çalışıldığını söyledi. Yargının devlet bağlantılı çete yöneticisi Sedat Peker’in ifşaatları sonrası harekete geçmediğini ifade eden Koç, “Devlet-mafya-siyaset ilişkisiyle toplumu dizayn etmeye çalışıyorlar. Tüm bunlar yaşanırken de dış kamuoyuna dönük paketler halinde yargının biraz düzeltildiği ve demokratikleştirme yapıldığına dair paketler Meclis’e getiriliyor" dedi. Söz konusu paketin içerisinde halka ve demokratik toplum örgütlerine yarayacak hiçbir düzenlemenin olmadığını kaydeden Koç, "Kürt sorununu dile getiren ve demokratikleşme çabası içerisinde olan tüm örgütleri kıskaca almaya çalışan bir paket. Bu daha önce de oldu. İnfaz değişikliğiyle mafya ve tecavüzcüler dışarı çıkarıldı. Ama gazeteciler, avukatlar, demokratlar, sendikacılar halen cezaevlerinde" diye kaydetti. 

SOMUT DELİL ŞARTI

Paketin Genel Kurulu’ndan geçmesiyle beraber, cinsel istismar, soykırım, insanlığa karşı suç ve insan ticareti gibi suçlarda tutuklama için somut delil aranacağına dikkati çeken Koç, “En son Siirt’te göçmenlere yönelik bir saldırı oldu ve birden fazla kişi yaşamını yitirdi. 2015’te Alan Kurdi isimli çocuğun cansız bedeni sahile vurdu. Yine binlerce insan denizlerde yaşamını yitiriyor. Ama hükümet insan ticaretiyle ilgili tutuklama için somut delil arıyor. Diğer yandan kendini ifade edemeyen, koruma altında olması gereken çocuklara yönelik suçlarda somut delil istenecek. İşkenceyle ilgili de somut delil aranacak. Cezaevlerinde işkence var, demokratik hakkını kullanarak açıklama yapanlara işkence var" dedi. 

ÖZGÜRLÜKLERİ KISITLAYACAK

Düzenlemede “örgüt propagandası” suçlaması için somut delil şartı bulunmadığını ifade eden Koç, “Propaganda nedir? Örneğin helikopterden atılan vatandaşların haberini yapan gazeteci ‘örgüt propagandası’ suçundan tutuklanabiliyor. Öğretmen Ayşe Çevik ‘çocuklar ölmesin’ dediği için propaganda yapmış oluyor. Bunlara dair bir somut delile gerek duymadan tutuklama yapılabilecek. Kısacası HDP’nin çalışmalarına, sivil toplum örgütlerine tutuklama kararlarının verilebileceği şekilde ince bir ayarla bu kanun düzenlemeleri yapılıyor" ifadelerini kullandı. 

Paketteki düzenlemelerle özgürlüklerin daha da kısıtlanacağı uyarısında bulunan Koç, şunları söyledi: “Zaten sorunlu, elindeki erki bile kullanmayacak durumda olan bir yargıyla karşı karşıyayız. Mafya lideri soruşturma gerektiren binlerce yolsuzluğu dile getiriyor, Kürt halkı ve demokrasi talebinde bulunan tüm halkların uğramış olduğu kıyım ve faili meçhul dosyalara ilişkin itiraflarda bulunuyor, ama yargı hiçbir şekilde hareket etmiyor. Bu yönüyle bakıldığında toplumu cendereye alacak olan bir kanun teklifi ile karşı karşıyayız."

ADLİ KONTROL DÜZENLEMESİ

Paketteki adli kontrol tedbirlerinde yapılacak değişikliğe de değinen Koç, siyasi tutuklularla ilgili adli kontrol kararlarının 7 yıla kadar çıkarılabileceğine işaret etti. Koç, “Göz boyamaya dayalı düzenleme yapılıyor. Hemen arkasında 'Terörle Mücadele Kanunu' kapsamında yargılananlara yönelik daha da ağırlaştırılan hükümler içeriyor. Bu yargı paketinde daha çok adli suçlulara ilişkin birtakım iyileştirmelere gidiliyor. Demokrasiye dair hiçbir iyileştirme getirmiyor. Örneğin ev hapsinin 2 gününün, cezaevinde geçirilen 1 gün sayılması gibi maddeler iyi düzenlemeler olarak kamuoyuna yansıtıldı. Ama bu da doğru değil. Çünkü kişi 4 yıla kadar ev hapsi yaşayabilecek. Ama hiçbir şekilde çalışamayacak, kelepçe takılacak. Bu nedenle ev hapsinde geçirilen 1 günün cezaevinde geçirilen 1 gün olarak değerlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu. 

DEMOKRASİNİN YOLU 

Ülkede insan hakları ihlallerinin arttığını ve demokrasinin ayaklar altına alındığını kaydeden Koç, yargının ise tarafsızlık ve bağımsızlığını yitirdiğini söyledi. "Böyle küçük paketlerle bu işi kurtarmaları mümkün değil" diyen Koç, ülke sorunlarının sivil bir anayasayla çözülebileceğini vurguladı. Sivil anayasayla yargının tarafsız ve bağımsız hale geleceğini dile getiren Koç, böylece Kürt sorunu başta olmak üzere tüm sorunların çözümünün yolunun açılacağına işaret etti. Muhalefete "halka dönme" çağrısı yapan Koç, şöyle devam etti: "Bu süreçte AKP-MHP hükümetinin yapmış olduğu kanuni düzenlemeler, yargı paketleri hem demokrasiye uygun değil hem de meşruiyetini yitirmiş durumda. Dolayısıyla demokrasi taleplerini daha canlı kılmak lazım. Herkesi kapsayan yeni bir yasal düzenlemeyle Türkiye toplumu demokrasiye ulaşabilir. Toplumun tamamı demokrasi istiyor ve meşruiyetini yitirmiş yasal düzenlemelerle mutlu olmuyor.”

MA / Zemo Ağgöz