Tahir Elçi cinayeti iddianamesini kabul eden Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi, davanın taşınması için girişimde bulundu. Mahkeme, Diyarbakır Valiliğine "davanın Diyarbakır'da görülmesinin kamu güvenliği açısında tehlike oluşturup oluşturmadığını" sordu. Ceza Muhakemeleri Kanunu'na göre, bir davanın kamu güvenliği için tehdit oluşturması durumunda Adalet Bakanlığı’nın Yargıtay'dan isteyebileceğine dair hüküm altına alınmasına rağmen Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi daha ilk duruşması bile görülmeyen dava için nakil girişimlerinde bulunmasına tepki geldi.

'HUKUK GARABETİNİ ÖTEYE TAŞIYAN BİR GİRİŞİMDİR'

Konuya ilişkin yazılı açıklama yapan Tahir Elçi Vakfı, girişime sert tepki gösterdi. Açıklamada, "İddianamenin sunulduğu Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu iddianameyi reddetmesini beklerken, söz konusu Mahkeme, 27 Mart 2020 tarihli duruşma hazırlığı tutanağında, iddianamedeki hukuk garabetini çok daha öteye taşıyan bir girişimde bulunmuştur" denildi.

'NAKİL CEZASIZLIĞIN DAYANAKLARINDAN BİRİDİR'

"Türkiye’de faili kamu görevlileri/devlet olan pek çok cinayetin, doğal yargıç ve adil yargılanma ilkelerine aykırı bir şekilde başka şehirlere, başka adliyelere, başka mahkemelere gönderilip, mağdurların adalete erişiminin nasıl engellendiğini; faillerin değil adeta mağdurların yargılandığı bu davaların nasıl sonuçlandığını çok yakından biliyoruz" diye belirtilen açıklamada, "Cezasızlığın önemli dayanaklarından birisi olan 'dava nakli', 10.Ağır Ceza Mahkemesi tarafından, bu cezasızlıkla mücadelenin en önde gelen aktörü olan Tahir Elçi'nin kendisine yönelik cinayet için de uygulanmak istenmektedir" ifadeleri yer aldı.

'NAKLEDİLMESİ KABUL EDİLEMEZ'

Açıklamada, bir davanın naklinin Ceza Muhakemesi Kanununun 19/2. Maddesi davanın yetkili mahkeme tarafından görülmesinin kamu güvenliği için tehlikeli olması halinde, adalet bakanının Yargıtay'dan davanın naklini isteyebileceğini düzenlendiğine dikkat çekildi. Açıklamada, şunlar belirtildi: "Davanın görüleceği 10. Ağır Ceza Mahkemesi ise, bu işi, Adalet Bakanlığına bile bırakmayı göze alamamış, bizzat kendisi Diyarbakır Valiliği ve Emniyet Müdürlüğüne yazı yazarak, davanın Diyarbakır'da görülmesinin kamu güvenliği açısından tehlike oluşturup oluşturmayacağını sormuştur. Bir Ağır Ceza Mahkemesi'nin kendi yetkisini devretmek için bu denli büyük bir heves göstermesini ve bunun için de, soruşturmanın derinleşmesi halinde kasıt ve taksirleri nedeniyle, davaya dahil edilmesi muhtemel kişilere, bu dava buradan gönderilsin mi diye sormasını Türkiye'deki adalet sisteminin geldiği yer adına üzüntüyle izliyoruz. Davaların nakli kurumu 1990'lı yıllarda gerçekleşmiş hukuk dışı infaz ve zorla kaybetme vakalarına ilişkin ve birçoğunu da Tahir Elçi'nin takip ettiği davaların nakledilmesiyle gündeme gelmiştir. Mesleki ve entelektüel yaşamında davaların nakli kurumuyla mücadele eden Tahir Elçi'nin katledilmesi davasının da nakledilmek istenmesi kabul edilemez olup nakil düşüncesi dahi Tahir Elçi'nin hatırasına hakarettir."

'DAVADAN EL ÇEKMELİDİR'

"Tahir Elçi Vakfı olarak, bu davada tarafsız ve bağımsız davranamayacağını daha iddianameyi kabul ederken gösteren Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesinin bu davadan el çekmesini, davayı bir diğer Ağır Ceza Mahkemesine göndermesini; Adalet Bakanlığının da, bu davayı başlamadan akamete uğratacak, 'nakil' yolundaki hiçbir girişime onay vermemesini diliyoruz" sözlerine yer verilen açıklamada, "Tahir Elçi, Diyarbakır’da katledilmiştir. Tahir Elçi davasının müdahilleri, Elçi'ni avukatları Diyarbakır’dadır. Cinayet davası doğal mecrasına girip, soruşturma genişlediğinde bu davaya dahil edilecek potansiyel failler, bugün başka illerde görev yapıyor bile olsalar, cinayet öncesinde ve sırasında Diyarbakır’da bulunuyor ve burada mukim kurumlarda görev yapıyorlardı. Tıpkı iddianamenin kendisi gibi, Diyarbakır 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin bu adımları da, davayı başlamadan bitirmek, failleri aklama çabasının birer ürünüdürler. Tahir Elçi Vakfı ve Tahir’in dostları bu davanın ve tüm gelişmelerin takipçisidir. Faili meçhullerin avukatının katledilmesi faili meçhul bir cinayet olarak kalmayacaktır" denildi.