Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan bir soruşturma kapsamında Demokratik Toplum Kongresi’ne (DTK) baskın yapılması ve 42 kişinin gözaltına alınmasına ilişkin Roboski Parkı yakınında basın açıklaması yapılmak istendi. Aralarında DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır’ın da bulunduğu çok sayıda kişinin etrafı polisler tarafından sarıldı. Polis pandemi gerekçesiyle açık alanda basın açıklamasına izin verilmeyeceğini söyledi. Bunun üzerine bir süre burada bekleyen kitle, daha sonra Demokratik Bölgeler Partisi Genel Merkezi Danışma Bürosu’na geçerek, basın toplantısı düzenledi.

‘ÇÖKTÜRME PLANI’

Basın toplantısında konuşan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven, kuruma baskın yapılması, siyasetçi ve aktivistlerin gözaltına alınmasının, 30 Ekim 2014 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan “Çöktürme Planı”nın devamı olduğunu belirterek, “Sorun DTK ve HDP değil, Kürtlerin statüsüdür, Kürtlerin varlığıdır. Bir kez daha söylüyoruz; DTK 2007’den bu yana bütün çalışmalarını açık ve şeffaf bir şekilde yürüttü. Gizli saklı bir çalışması yoktur. Bir suç yaratmak istiyorlarsa, açık bir şekilde ‘siz Kürtsünüz, biz size karşı mücadele ediyoruz’ desinler. Bir kez daha söylüyoruz; ne olursa olsun baskılarınıza boyun eğmeyeceğiz. Bu politikalarla sonuç alamazsınız. 30 yıldır Kürtlerle mücadele ediyorlar. Bunu iyi bilsinler, Kürtler diz çökmeyecektir” dedi.

‘DTK HALKIN KONGRESİDİR’

Güven, DTK’nin halkların kongresi olduğunun altını çizerek, “Halkın yüreğini mühürleyemezler. Çalışmalarımızı sürdürmeye devam edeceğiz. DTK halkın kongresidir, halk içinde çalışmalarımıza devam edeceğiz. DTK’nin bünyesinde bulunan kurumların ortak çalışmasıyla bundan sonraki çalışmaların kararlaştırılması yapılacaktır. Biz resmi değil, meşruyuz. Biz devlete değil halka dayanan bir kongreyiz. Avrupa’dan gelen her heyet kongremizi ziyaret etmiştir. Çünkü kongremizin görüşü Kürdistan’ın görüşüdür. Alevilerin, Ermenilerin herkesin kongresidir. Dolayısıyla biz Türkiye halklarından dayanışma bekliyoruz. Bugün DTK’ye sahip çıkmayan yarın kapısında polis görecektir. Herkes DTK’ye sahip çıkmalıdır” diye konuştu. 

BAYINDIR: MEŞRU OLMAYAN AKP-MHP’DİR

DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, DTK'nin Kürt halkının vicdanında yer edinmiş bir kurum olduğunu ifade ederek, “DTK, Kürdistan’da meşrutiyet düzeyinde çalışmalarını yürütüyor. Asıl meşru olmayan AKP ve MHP'dir. Ne olursa olsun Kürdistan’da hakikatte yer edinmiş DTK'nin yanında yer alacağımızı belirtiyoruz. Mücadeleye devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. 

GÖKKAN: YA BİRLİK YA BİRLİK

TJA Sözcüsü Ayşe Gökkan, 3'üncü Dünya Savaşı’nın yaşandığını dile getirerek, “Bugün siyaset, önderimiz ve stratejimiz olduğu için parçalama politikası yürütülüyor. Daha önce Rosa Kadın Derneği’ne yönelik bir gözaltı durumu gelişti. Şimdi ise DTK. Yaptıkları saldırı militarizm ve milliyetçilik. Bunu bir operasyon olarak bile ele almıyoruz” şeklinde konuştu. 

Operasyonlara karşı Kürt birliğinin önemine değinen Gökkan, “Birlik dışında bir çare yok. Ya birlik ya birlik. Herkesin bir olması gerekiyor. Özelde kadınlar olmak üzere herkese sesleniyoruz; güçlü bir önderimiz ve stratejimiz var” dedi. 

TOSUN: MÜCADELEYE DEVAM

DTK’ye baskın sırasında yaşananları anlatan HDP Milletvekili Remziye Tosun ise “Nasıl saldırırlarsa saldırsınlar, mücadele etmeye devam edeceğiz. Sokaklarda özgürlük diyeceğiz” diye konuştu.