KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır , 24 Haziran seçimlerinin 4 galibinin olduğunu söyledi. Ağırdır, “Birisi Erdoğan, birisi HDP, birisi Muharrem İnce ve birisi ise MHP” dedi.

KONDA Genel Müdürü Ağırdır, “Uzlaşma sağlanamazsa bu seçimler kostümlü prova olmuş olur. İki sene sonra yeniden seçime gideriz” yorumunu yaptı.

Kürtlelerin kendi partilerinin arkasından durduğunu da ifade eden Ağırdır, "Öncelikle Kürtler kendi partilerinin arkasında durdular. HDP’nin oyları 1 Kasım seçimlerinde yüzde 10.8’e düşmüştü. Bizim tespitimiz şudur ki:"Türkiye’deki 15 Kürt seçmenin 10’u kendi partisinin arkasında." şeklinde konuştu. 

Ağırdır, 24 Haziran seçimlerinde liderlerin ve partilerin aldığı oy oranlarını Seyhan Avşar'a değerlendirdi.

KONDA Genel Müdürü Bekir Ağırdır'ın Cumhuriyet'te yer alan açıklamalarının bir bölümü şöyle: 

-AKP oylarındaki gerilemeyi nasıl değerlendiriyorsunuz?

AKP, 1 Kasım’dan, 7 Haziran oylarına kadar gerilemiş oldu. AKP seçmenin kabaca 50 puanlı ve ülkenin yarını oluşturan o seçmen kitlesinin 3’te ikisi AKP’nin çekirdek. Üçte biri de kimliğinden daha çok kendi ihtiyaç ve taleplerininden davranıyor. Ekonomik mutluluğa bakıyor. İstikrardan bakıyor. Kaos mu düzen mi dediğinde düzenden yana oy kullanıyor. Dolayısıyla o seçmendeki son dört yılda hükümetin sadece siyasi meseleleri öncelemesi, sürekli ekonomik meselelerde hata yapıyor olması bir gerileme yarattığını gösteriyor.

"SİYASİ PARTİLERİN KİMLİK SIKIŞMALARINDAN KURTULMALI GEREKİYOR"

-Erdoğan yüzde 52’lik bir oy aldı. Bu seçimde MHP’nin kilit parti rolü üstlendiğini görüyoruz. MHP’nin yüzde 11’lik bir oy alması bekleniyor muydu?

Bu kadar oy alması tabiki beklenmiyordu. Yüzde 7 ile 9 aralığında bir oy alması bekleniyordu. Zaten Devlet Bey’de konuşmasında, “Kilit parti görevini aldık” diyerek kendi kitlesine mesaj verdi. “Denge, denetleme görevini aldık” diyerek ise AKP ve Erdoğan’a bir mesaj verdi. 19 milyon civarındaki 32 yaş altındaki genç seçmende AKP ve CHP, Türkiye’deki ortalama oyuna göre derece daha geride oy alıyor. MHP ve HDP ise daha yüksek oy alıyor. Yine de yüzde 11 beklenmiyordu. AKP’den bu kadar büyük bir kayış beklenmiyordu. Dolayısıyla dün gecenin dört galibi var ise birisi Erdoğan, birisi HDP, birisi Muharrem İnce ve birisi MHP’dir.

-İnce ve CHP’nin oy oranlarını nasıl değerlendirmeliyiz?

Bu oy oranından sonra CHP’nin, aslında bütün partilerin ülkenin bütünlüklere ve kutuplaşmalara sıkışmış tabloyu bozmaları ihtiyacı vardır. Yeniden bir toplumsal barışa, toplumun kendisi ile, toplumun devletle barışmasına ihtiyacımız var. Siyasi partilerin kimlik sıkışmalarından kurtulmaları gerekiyor. CHP için ise somut bir fırsat alanı var çünkü Muharrem İnce yüzde 31’e yakın alarak CHP’nin geleneksel oyunu aşma potansiyelinin olabileceğini, en azından kendi potansiyelinin maksimum sınırına dayanabileceğini gösterdi.

Ağzıyla, diliyle, konuşmasıyla bunu becerdi. Bu şimdi kurumsal taraflar haline çevrilebilirse CHP, bir aşama kaydeder ama bu yetmez. CHP’nin başarı için gerçekten bütün kurumlarını, kurallarını asıl önemlisi zihniyetini sadece bir kimliğe, popüler kimliğe sıkışmışlığı aşması, ekonomik, sınıfsal bütün çelişkileri kapsayan bir siyasete ihtiyaç vardır. Muharrem İnce ile bunu başarır mı? Bunu bilemem ama Muharrem İnce ile en azından kendi tabanın özgüvenini kazanabildiği açık. Bunu en azından kurumsallaştırması beklenir. Daha ötesini başarıp başaramayacaklarını zaman gösterir.

"İKİ SENE SONRA YENİDEN SEÇİME GİDERİZ"

-Türkiye’yi neler bekliyor?

Görmemiz lazım... Bir şey söylemek için erken. Var olan problemlerini henüz bu seçim sürecinde çare söyleyenini görmedim. Yani kimlikleri kutuplaşmayı aşan, yeniden biz olma duygusunu üretecek bir projeyi henüz hiçbir adaydan duymadım. Dolayısıyla var olan seçim sürecinde söylemlerinden ve politikalarından devam edeceklerse karanlık günler bekliyor. Ama değişim umudu varsa önce AKP’de ve CHP’de ya da parlementoda en azından uzlaşma imkanı üretebiliyorlarsa bir umut var. Yoksa bu seçimler kostümlü prova olmuş olur. İki sene sonra yeniden seçime gideriz. Türkiye var olan problemlerini sadece kendi kimliğine sıkışan siyasetler mantığıyla çözemez.

"KÜRTLER KENDİ PARTİLERİNİN ARKASINDA DURDU" 

-Kürtlerin oylarını nasıl okumamız gerekiyor?

Öncelikle Kürtler kendi partilerinin arkasında durdular. HDP’nin oyları 1 Kasım seçimlerinde yüzde 10.8’e düşmüştü. Bizim tespitimiz şudur ki, ‘Türkiye’deki 15 Kürt seçmenin 10’u kendi partisinin arkasında.’ Aradaki o iki puanlık bir fark da Kürt demokratlarından gelen oylardır. Böylelikle çok büyük kırsallarda efsana haline çevrilmiş, ‘Barajı geçsinler diye oy vereceğim’ diyen insan ise yoktur. Bu durum 1 Kasım seçimlerinde de böyleydi şimdi de böyle.