Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ında aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 isim hakkında 6-8 Ekim 2014 tarihlerinde yaşanan Kobanê protestoları dolayısıyla açılan davanın ilk duruşması Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde dün görülmeye başlandı. Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülen dava, DAİŞ saldırılarının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kobanê düştü düşecek” sözüyle fitilini ateşlediği bir süreçte yaşanan olaylar ve ölümlerin failleri soruşturulmadan  HDP’nin sorumlu tutulup, parti hakkında 6,5 yıl sonra iddianame hazırlanmasıyla geldi. 

Yaşananlardan HDP’yi sorunlu tutan Erdoğan ve hükümetin bugüne dek öne sürdüğü iddia ve sarıldığı söylemlere ek olarak Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun’un duruşmanın başladığı saatlerde sarf ettiği “Cinayetlerin failleri bugün hakim karşısına çıkıyor. Katiller için hesap vakti” sözleri nasıl bir yargılamaya tanık olunacağının rengini de belli etmiş oldu. 

Nitekim Eş Genel Başkanlar Mithat Sancar ve Pervin Buldan’ın yer aldığı HDP Meclis Grubu’nun salon önünde açıklama yapması engellenirken, diğer tarafta Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı üyesi bir grubun ellerinde bayraklarla salon önüne kadar gelip, HDP karşıtı gösteride bulunulmasına engel olunmadı.

Salon dışında kendisini bu şekilde gösteren tutum, içeride de farklı olmadı. Mahkeme heyeti, tutuklu siyasetçilerin ve avukatlarının temel hukuki taleplerini yok sayıp, görmezden  gelerek bir yargılamaya koyuldu. 

Duruşma salonunda sohbet ettiğimiz CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun “Bu yargılamalara özgü bir söz vardır. Adaletin gerçekleşmesi yetmez, gerçekleşecek olunmasının görülmesi lazım” sözleri, duruşma boyunca yaşananların özeti oldu.

Aylardır tutuklu bulunan 28 siyasetçinin 29 ayrı suçlamayla 38'er kez ağırlaştırılmış müebbet ve 19 bin 680'er yıl hapsi istemiyle yargılandığı davanın ilk duruşmasında yaşananlardan notlar şöyle:

POLİSTEN MA’YA ‘ÖZEL’ UYGULAMA

* Polis, ajans muhabirlerimize özel uygulamada bulundu. Müdürlerinden emir aldıklarını söyleyen polisler, muhabirlerimize alanda fiziksel şiddet uygulayarak, engellemeye çalıştı.

* Sabah saatlerinde HDP’nin adliye önünde açıklama yapmasına polis izin vermedi. Polisin engeline HDP’liler tepki gösterince polis ve HDP’liler arasında gergin tartışmalar yaşandı.

* Polisin izin vermemesi üzerine HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, telefonlarıyla çekim yapmak zorunda kalan gazetecilere kısa bir açıklamada bulundu. Sancar’ın konuşması sırasında polis anons aracından sık sık “uyarıda” bulundu. Sancar, bu duruma “sesimizi bastırmaya çalışıyorlar, ama yanılıyorlar” şeklinde tepki gösterdi.

* HDP’liler ve avukatlar, sık sık basın aracılığıyla demeçler verip duruşma salonundaki gelişmeleri aktardı.

AVUKATLARIN YERİNE POLİS OTURDU

* Duruşma salonuna alımlar 9.30’da başlarken, mahkeme heyeti salona yaklaşık iki saat sonra geldi.

* Görülecek duruşma öncesi müşteki avukatlar, tutuklu siyasetçilerin yakınları ve izleyiciler için 5 salon hazırlandı.

* Duruşma başladığında çok sayıda kişi salonda yer olmadığı gerekçesiyle içeriye alınmazken, sadece salonda 300’e yakın asker ve polis yer aldı. 

* SEGBİS ile bağlanan siyasetçiler ve duruşma salonuna tutuklu siyasetçilerin alınması ardından duruşma başlarken, salona girmek isteyen savunma avukatları içeri alınmadı. Yaklaşık 100 avukatın duruşma salonun kapısında bekletilmesi içeride gerginliğe neden oldu.

PROTESTOLARLA BAŞLADI

* Avukatların diğer meslektaşlarının salona alınması talebini görmezden gelen heyetin duruşmayı devam ettirmesi avukatların protestosuna neden oldu. Duruma tepki gösteren avukatlar salonu alkışlarla terk etti.

DURUŞMA BOYU ALAYCI TAVIR

* Mahkeme başkanı bu yaşananları görmezden gelirken, siyasetçilerin kimlik tespitine geçti. Binlerce yıl hapis cezası istenen siyasetçilerin avukatsız kimlik tespitini yapmak isteyen mahkeme heyetini siyasetçiler de protesto etti. Siyasetçiler, kimlik bilgilerini teyit etmezken mahkeme başkanının ara ara “avukatlarınız gelsin, kapı açık”, “Türkçe okuma yazmanız var mı?” sözleri tepkilere neden oldu.

* Kimlik tespiti sırasında siyasetçilerin avukatlarının içeri girmesi taleplerine alaycı yanıtlar veren mahkeme başkanı “çağırın gelsinler” demek dışında salonun düzeninde bir iyileşmeye gitmedi.

* Kimlik tespiti sırasında sık sık Ceza Muhakemeleri Kanunu (CMK) usullerine atıfta bulunan mahkeme başkanının alaycı tavrı “Ben üniversitedeki iken CMK usulleri dersinden iyi notla geçemedim, ama yargılamayı nasıl yapacağımı iyi biliyorum” sözlerini sarf etmeye kadar vardı.

* Tutuklu siyasetçilerden Nazmi Gür’ün mahkeme heyetine dönük “hukuka uyma” çağrısına başkan yine alaycı bir tavırla "Davetinize can-ı gönülden icabet edeceğiz" yanıtı verdi.

* Siyasetçileri görmezden gelen başkan, avukatsız ve kimlik tespitlerine yanıt almadan duruşmayı sürdürdü.

AVUKATLARA POLİS ENGELİ

* Salona girmek isteyen savunma avukatları mahkeme başkanının “kapı açık gelsinler” sözlerine karşın kapıda polis barikatıyla karşılaştı. Kimlik tespitini aralıksız sürdüren mahkeme başkanının polis barikatını aşarak içeri giren avukatlara “İçeri giremiyoruz diyorsunuz. İçerdesiniz” demesi dikkat çekti.

* Avukatların kendi yerlerine oturan polislerin kalkması yönündeki talepleri mahkeme başkanı tarafından her seferinde görmezden gelindi.

* Müştekilerin kimlik tespiti ardından avukatsız devam eden mahkemede saat 13.00’da ara verildi.

* 16 farklı ülkeden gelen yabancı heyetler ise salonda yaşananları tercümanlarından aldıkları bilgilerle duruşma boyunca not aldı.

YABANCI HEYETTEN ANLAMLI MESAJ

* Yabancı heyet üyeleri salon dışına çıktıklarında üzerinde “Kobanê ile dayanışma”, “Kobanê’yi savun” mesajları yazan A4 kağıtları ile HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar ile birlikte fotoğraf çektirdi. 

* Çok sayıda gazetecinin izlediği duruşmayı ana akım medya organlarına bağlı 5 muhabir  takip etti. Duruşma başlangıç haberinin ardından aralarından bazıları kitap okumaya koyuldu. 

* Verilen aranın ardından başlayan duruşmada mahkeme heyeti, avukatların usule ilişkin itirazlarına dair söz alma taleplerini dinlemeden, iddianamenin özetinin okunması talimatını verdi. Avukatlar ve tutuklu siyasetçilerin itirazları yine görmezden gelindi.

18 DAKİKA ALKIŞLI PROTESTO

* Avukatlar mahkeme başkanının tutumunu alkışlar ve sıralara vurarak protesto etti. 18 dakika boyunca gürültüler eşliğinde okutulan iddianame özeti ise ne tutuklu siyasetçiler ne de salondaki izleyiciler tarafından anlaşıldı. Avukatların protestosuna SEGBİS ile bağlanan siyasetçiler de alkışlarla, mikrofonlardan çıkardıkları seslerle destek verdi.

SALON TERK EDİLDİ

* İddianame okunması sırasında bir kez daha heyetle görüşmek isteyen avukatların talepleri görmezden gelindi. Avukatlar bunun üzerine yeniden alkışlarla durumu protesto ederek, salondan ayrıldı.

* İddianame mahkeme heyetince iki farklı kişiye okutturuldu. İddianame okunduğu sırada SEGBİS’le bağlanan tutuklu siyasetçiler ise duymadıklarını, görüntünün durdurulduğuna dair şikayetlerini ellerindeki kağıtlara yazarak duyurmaya çalıştılar. Siyasetçilerin iddianameyi duyup duymadığına kulak asmayan mahkeme heyeti, iddianameyi okutmaya devam etti.

* Duruşma boyunca mahkemenin söz vermem ısrarını delen siyasetçiler ara ara seslerini duyurarak yapılan hukuksuzluğu ifşa etmeye çalıştı. Öyle ki siyasetçilerin açıklamaları izleyici sıralarında alkışlarla karşılandı.

* Duruşmanın görüldüğü salona girmeyen avukatlar kampüsü de terk etmedi. Duruşma boyunca avukatlar kampüs içerisinde bekledi.

SADECE PROTESTOLARI ZAPTA GEÇTİ

* Mahkeme başkanı tarafından okutulma talimatı 14.30’da verilen 3 bin 530 sayfalık iddianamenin özeti itirazlar ve protestolar eşliğinde saat 18.20’de son buldu. Duruşma sonunda ise avukatların taleplerini zapta geçirmeyen mahkeme başkanı protestoları zapta geçirdi.

* Bunların yanı sıra duruşma boyunca HDP’li siyasetçilerin yargılamalarına ilişkin salondan çizimler basınla paylaşıldı.

KAMPÜS ÖNÜ

* Dışarıda basının ilgisi yoğundu. Uluslararası ve ulusal basın, gazetecilere ayrılan yerde sürekli canlı yayınlar yaptı.

* Basın mensuplarının adliye önüne gelip yabancı heyetlerle görüşmesine polis izin vermedi.

MA /  Zemo Ağgöz - Berivan Altan