Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edilen 108 kişi hakkında hazırlanan Kobanê iddianamesi üzerinden tutukluluk incelemesi yapıldı. Mahkemenin dosya üzerinden yaptığı incelemede, aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş eski Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da olduğu siyasetçiler hakkında tutukluluk hallerinin devamına karar verildi. Mahkemenin 75 sayfalık gerekçesinde, bir kez daha iddianamede yer alan tanık, gizli tanık beyanları, Fırat Haber Ajansı (ANF) haberleri, PKK/KCK yapısı ve sanıkların beyanları ile Kobanê eylemlerinde yaşananlara yer verildi.

AİHM’İN BAĞLAYICILIĞI YOK

Mahkeme heyetinin tutukluluk kararının gerekçesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (AİHS) vurgu yapıldı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Büyük Daire tarafından verilen Selahattin Demirtaş kararına dair değerlendirmenin yer aldığı gerekçede, AİHM’ kararının Demirtaş hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından birleştirilen 39 ayrı soruşturmaya ilişkin olduğu belirtildi. AİHM kararında 4 Kasım 2016'dan 7 Aralık 2018'e kadar devam eden tutukluluğunun inceleme konusu yapıldığı kaydedilerek, “Söz konusu mahkememizdeki tutuklulukla ilgili Anayasa Mahkemesine yapılan başvuru halen derdesttir. Dolayısıyla mahkememiz dosyasında mevcut olan tutuklulukla ilgili herhangi bir inceleme yapılmamış olduğundan ve bu durum da AİHM tarafından teyit edildiğinden bahsi geçen kararın mahkememiz yönünden bağlayıcılığı bulunmamaktadır” denildi.

KOBANÊ ÇAĞRISI 

Mahkeme, AİHM’in Demirtaş kararında yer alan HDP Merkez Yürütme Kurulu’nun (MYK) yaptığı çağrının demokratik olduğuna dair tespiti görmezden geldi. Heyetin gerekçeli kararında yer alan Kobanê tutuklamasına ilişkin AİHM, 1 Şubat tarihinde hükümetten savunma istedi. AİHM Büyük Daire tarafından ihlal kararı verilen AİHS 18’e ilişkin ve ifade özgürlüğüne dair de hükümetten savunma talep etti. 

KAMU DÜZENİ

Heyet, AİHS’in özgürlük ve güvenlik hakkını düzenleyen 5’inci maddesine ilişkin ifadelere yer vererek, “Belirli suçların, özel bir ağırlıkta olması ve halkın bunlara verdiği tepki nedeniyle, en azından bir süreliğine tutuklamayı gerekçelendirebilecek nitelikte olduğu kabul edilebilir. Dolayısıyla bu unsur, istisnai durumlarda Sözleşmenin amaçları doğrultusunda ve herhalde bir suçun kamu düzenini bozması kavramı ulusal hukukta tanındığı ölçüde dikkate alınabilir. Öte yandan bu gerekçe, yalnızca zanlının salıverilmesinin gerçek anlamda kamu düzenini bozacağını gösterme niteliğine sahip gerçeklere dayalı olması şartı ile yerinde ve yeterli addedilebilir. Buna ek olarak, tutuklama ancak kamu düzeni gerçekten tehdit altında kalmaya devam ettiği sürece meşru olur” ifadelerine yer verildi.

Demokratik Toplum Kongresi (DTK) hakkında AİHM kararını görmeyen heyet, Yargıtay 16. Ceza Dairesi tarafından verilen gerekçeli kararda yer alan tespitleri esas aldı.

SOMUT DELİL!

Gerekçede, HDP MYK eski üyesi Bircan Yorulmaz’ın mailine 6 Ekim 2014 tarihinde PYD tarafından İngilizce gönderilen mesajda, Kobanê’de DAİŞ’in yapacağı katliamların önüne geçmesine yönelik çağrı yer aldı. Söz konusu mailin somut delil olarak ele alındığı gerekçede, “…şeklinde geldiği tespit edilmiş bu hali ile terör örgütünün HDP (Halkların Demokratik Partisi) MYK’sı ile doğrudan irtibatlı olduğu, örgütün talimatıyla birlikte hareket edildiğine ilişkin somut delil niteliği taşıdığı…” yorumu yapıldı. 

PYD’nin söz konusu somut delil olarak değerlendirilen mailinden iki gün önce, 4 Ekim 2014’te Salih Müslim, Türkiye’de Kobanê’ye yönelik IŞİD saldırılarına ilişkin temaslarda bulunmuştu. Söz konusu temaslara dair de birçok basın yayın kuruluşunda haberler yapılmıştı.

KAÇMA ŞÜPHESİ

Demirtaş’ın, ağabeyi Nurettin Demirtaş hakkında sarf ettiği sözler ve Avrupa’da bulunan HDP’li siyasetçiler kaçma şüphesine gerekçe yapıldı. Heyet, gerekçesinde “mahkememiz dosyasında yer alan tanık, mağdur veya başkaları üzerinde baskı yapılması girişiminde bulunma ihtimaline ilişkin somut olguların yer aldığı, dolayısıyla birçok sanığın soruşturmalardan kaçmış olduklarının bilinmesi, bu kapsamda tutukluluk tedbiri dışındaki CMK'nun 109.maddesinde düzenlenen yurt dışına çıkış yasağı dahil sair adli kontrol tedbirlerinin soruşturmanın mahiyetine ve delil durumuna nazaran yetersiz kalacağı” ileri sürülerek, siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.

TUTUKLU SİYASETÇİLER

Kobanê davası kapsamında tutuklu siyasetçilerin isimleri şöyle: “HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş,  yerine kayyum atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, eski milletvekilleri Aysel Tuğluk, Ayla Akat Ata, Emine Beyza Üstün, İbrahim Binici, HDP eski Parti Sözcüsü Günay Kubilay, HDP yeni dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alp Altınörs, Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP eski Saymanı Zeki Çelik, HDP eski MYK üyeleri Bülent Barmaksız, Ayşe Yağcı, Berfin Özgü Köse, Bircan Yorulmaz, Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, Dilek Yağlı, İsmail Şengül, Meryem Adıbelli, Mesut Bağcık, Nezir Çakan, Pervin Oduncu, Zeynep Ölbeci, Diyarbakır eski Belediye Eşbaşkanı Gültan Kışanak ile Halkların Demokratik Partisi (HDK) eski Eş Sözcüsü Sebahat Tuncel.”