Kobanê Davası’na bakan Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nin üyelerinden biri daha değiştirildi.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim’de gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin hakkında açılan Kobanê Davası’nın 7’nci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye başladı. 

MAHKEME ÜYELERİNDE DEĞİŞİKLİK

Ankara 22’nci Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen duruşmada mahkeme heyetinden bir üyenin daha değiştirildiği görüldü. 

YOĞUN KATILIM

Duruşmaya, Mardin, Diyarbakır, Batman, İzmir ve Urfa Baro başkanlarının yanı sıra Ankara ve çeşitli kentlerden Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), Adalet İçin Hukukçular, Demokrasi İçin Hukukçular, Hukuk Dayanışması ve Toplumsal Hukuk’tan çok sayıda avukat katıldı. HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç ve milletvekilleri Züleyha Gülüm, Şevin Coşkun, Ömer Faruk Gergerlioğlu, HDP Ankara il ve ilçe yönetici ve üyeleri ile Bursa’dan çok sayıda kişi katıldı. 

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya Sincan Cezaevi’nde tutulan siyasetçiler hazır bulunurken, farklı cezaevlerinde tutuklu olan siyasetçiler ve tutuksuz yargılanan siyasetçiler ise Kocaeli, İstanbul ve Edirne’den Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlandı.

Dosyaya eklenen evrakları okuyan mahkeme başkanı, haklarında dava açılan siyasetçilerin milletvekili oldukları dönemde Meclis’te yaptıkları konuşmaların mahkemeye iletilmesi için yazılan müzekkereye cevap verildiğini ifade etti. Dava avukatlarının duruşma periyotlarının yeniden düzenlenmesi talebinin reddi üzerine mahkeme heyeti hakkında Hakim ve Savcılar Kurulu’na (HSK) yaptıkları şikayet başvurusu da dosyaya eklendi. 

Mahkeme başkanı, talimat mahkemelerinde “müşteki” sıfatıyla ifadesi alınan kişilerin beyanlarına dair de bilgileri okudu. Mahkemeye 47 kişinin “müşteki” sıfatıyla alınan ifadeleri “alındı okundu” denilerek dosyaya eklendi. Buna göre 47 kişiden sadece 10’u şikayetçi olduğunu ve katılma talebinin bulunduğu ifade ederken, 31 kişi şikayetçi olmadığını ve katılma talebinin bulunmadığını belirtti. 6 kişi ise şikayetçi olduğunu ama katılma talebinde bulunmadığını belirtti. 

MAHKEMEYE DOĞRUDAN MÜDAHALE 

Gelen evraklara dair iddia makamından görüşünü alan mahkeme başkanı, avukatların beyanlarını almadı. Bunun üzerine söz alan Cihan Aydın, “Bize de söz vermeniz gerekiyor, birçok belge girdi dosyaya. İddia makamından sordunuz ancak bize de sormanız gerekir” dedi. Mahkeme başkanı, gelen evrakların bir kısım müştekiye dair olduğunu belirterek söz hakkı vermek istemedi. Bunun üzerine Aydın ısrar ederek söz aldı. Aydın, “Heyetinizde bir değişiklik daha var. Daha önce bir mahkeme başkanı görevden azledildi. Şimdi ikinci bir üye daha var. Daha 10 ay olmadan iki üye bu mahkemeden azledildi. Katılan taraf Adalet Bakanı mahkeme heyetine doğrudan müdahale ederek iki yargıcı görevden aldı. Sizin ne kadar orada oturacağınızı da bilmiyoruz. Yeni üyenin nasıl geldiği konusunda da hem müvekkillere hem de bize açıklama yapmalısınız. Bu heyet değişikliğini bilmek zorundayız. ‘Mahkeme başkanı neden görevden alındı’ diye sorduk. Siz buna gerek yok dediniz, muhtemelen yeni üyeye dair de cevap vermeyip gerek yok diyeceksiniz” dedi. 

‘BELGELER EGM TARAFINDAN HAZIRLANDI’

Bir dizi belgenin okunduğunu belirten Aydın, “Hiçbirini kabul etmiyoruz. Bu bilgi ve belgelerin tamamı davanın katılanı olan Emniyet Genel Müdürlüğü, Adalet Bakanlığı personeli tarafından hazırlanıp bu dosyaya gönderilen bilgi ve belgeler. Bunların güvenilirliği son derece şüpheli. Katılanların lehe delil toplama gibi bir yükümlülüğü yok. Bu belgeleri kabul etmemiz ve bu belgeler üzerinden müvekkillerimizin itham edilmesini kabul etmiyoruz. Bunları geri gönderin ya da dosyadan çıkarın veya katılan olarak dosyadan çıkacaklar. Yoksa bu yargılama bu şekilde sürmez. Biz buna ortak olmayız, bu hukuksuzluğa, haksızlığa ortak olamayız. Siz bunları dosyaya koydunuz ama biz buna dair de her birinin tek tek tartışacağız” ifadelerini kullandı. 

YENİ ÜYE DOSYAYI OKUDU MU?

Yeni üyenin bu dosyayı gerçekten okuyup okumadığını da soran Aydın, “Buna dair tutanakta bir şey yok. Yeni üye ne kadar yeni, bu davanın hangi aşamasında beri içinde? Duruşmalarda yapılan itirazların ne kadarına hakim bilmiyoruz. Bu bile yargılamanın ne kadar mevzuata aykırı yürütüldüğünü gösteriyor. Bu konuda da mahkeme başkanı olarak bizleri ve müvekkillerimize bilgi verme yükümlülüğünüz var. Bunu talep ediyoruz” diye belirtti.

Kobanê Davası savunmalarla devam ediyor. 

6 YIL BEKLEDİNİZ, ŞİMDİ NİYE ACELE EDİYORSUNUZ?

SUSMA HAKKI 

Duruşmada söz alan avukat Zeynep Sedef Özdoğan, mahkemenin savunma yapmayan siyasetçiler için savunma yapmadıkları halinde susma haklarını kullanılmış sayılacaklarını belirtmesine dair “Susma hakkı işkence yasağını destekleyen bir düzenlemedir” diyerek, BM İnsan Hakları Beyannamesi’ne işaret etti. Siyasetçilerin susma hakkını kullanmak istemediğini kaydeden Özdoğan, savunma yapmak istediklerini belirtti. İddianame ve yargılamadaki hukuksuzluklardan bahseden Özdoğan, “Bunlar olmasaydı, biz de savunma yapmaktan geri durmazdık” dedi. 

DURUŞMA PERİYODU

Avukatların beyanlarını alan mahkeme başkanı, bu duruşma için sağlık mazereti, başka mahkemede duruşması bulunduğu belirtilen sebepler ve diğer nedenlerle müşteki vekilleri, sanık müdafileri ve sanıklar tarafından sunulan mazeretlerin kabulüne; avukatların duruşma periyodu ile bir kısım yakalanmayan siyasetçilerin davalarının tefrik edilmesi talebini reddetti. 

CEZAEVİNDEKİ SIKINTILARI ANLATTI

Ardından ilk savunmasını yapmayan siyasetçilere söz verildi. Bulunduğu cezaevinde Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’yle (SEGBİS) duruşmaya bağlanan HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız, savunma yapmadı, ancak bazı beyanlarda bulunarak cezaevinde yaşadıkları sorunları anlattı. Pandemide gelen birçok kısıtlamanın “normalleşmeye” rağmen kaldırılmadığını dile getiren Parmaksız, “Yeni normalleşme şöyle; önceleri iki kere sayım yapılıyordu, şimdi sayım sayısı üçe çıkarıldı. Her gün bunu yapıyorlar. Sabah saatlerinde personel kalabalık geliyor, 3-4 kişi hücreye giriyor ve sayım yapıyor. Gece saatlerinde dahi arama yapılıyor ve bunun devam edeceğini söylediler” dedi. Bu uygulamayı kabul etmediklerini belirten Parmaksız, “Sıkıyönetim dönemlerinde bile bu uygulama yok” dedi. 

‘NİYE ACELE EDİYORSUNUZ?’

Davayı açmak için 6 yıl beklediklerini ifade eden Parmaksız, “Şimdi niye acele ediyorsunuz” diye sordu. Parmaksız, “Üzerinizde baskı var, farkındayım. Tek başınıza sizi günah keçisi ilan etmiyoruz. Siz de bir yanıyla bu baskının mağdurusunuz ama baskı aygıtının bir parçasısınız. Bu sürecin böyle gitmeyeceğini siz de çok iyi biliyorsunuz. Mevcut kapitalist sistemde hukuk siyasetin sınırları içindedir ve çıkarlarını hesap etmek durumundadır. Ama hukukun sınırlarını genişletmek diye bir şey var. İktidar da o vaatlerle başa geldi. Ama siyasetin müdahalesi sürekli artıyor. Siyasi anlamda bu kadar sıkışan bir şeyi sürdüremezsiniz” diye belirtti. 

MUHALEFETİN DÖVÜLMESİ

Davaya dair iktidar yetkililerinden gelen açıklamaları hatırlatan Parmaksız, “Amaç sadece HDP’ye zarar vermek değil bizim üzerimizden muhalefeti dövmek istiyorlar. HDP üzerinden muhalefeti şeytanlaştırmak istiyorlar. Mevcut yönetim, siyaseti dizayn etmeye çalışıyor. 6 yıldır süren süreci bir an önce bitirmek istemenizin nedeni bu. Belki de seçim olacak. Bu dosyanın istinafta ya da Yargıtay’da bozulacağını da çok iyi biliyorsunuz” diye konuştu.

AİHM KARARI 

“AİHM kararını uygulamak için neden acele etmiyorsunuz” diye soran Parmaksız, “6 yıl neden beklediniz. AİHM, MYK açıklamasına dair ‘ifade özgürlüğü sınırları içerisindedir’ dedi. Ama siz bu kararı uygulamıyorsunuz. Bizi çok ağır suçlarla itham ediyorsunuz. Ama hemen savunma vermemizi istiyorsunuz. HDP’ye yönelik kapatma davası da açıldı. 16 Aralık’a kadar yazılı savunmamı göndermek zorundayım. Ben şu an onunla uğraşıyorum. Ama bu davaya dair de savunmamı hazırlıyorum. Fakat ilk etapta önümde AYM’ye vereceğim savunma var. Hangi birini yetiştireceğim. Siyaset böyle istiyor diye hukuku bu kadar eğip bükemezsiniz” diye belirtti. 

Parmaksız’ın konuşmasının ardından mahkeme başkanı, “Duruşmaya bir saat ara veriyoruz. Aradan sonra savunmaya devam edilecek” dedi. Mahkeme başkanının sözüne itiraz eden Parmaksız, “Ben savunma vermedim, bu savunma değil” dedi. Mahkeme başkanı, “Tamam değilse değil, ara veriyoruz” diyerek sesini yükseltti.

Duruşma, bir saatlik aranın ardından devam edecek. 

BARO BAŞKANLARINDAN DAVA BAŞKANINA: YARGILAMAYI SÜRDÜREMEZSİNİZ

‘ONURUMUZU KİMSEYE ÇİĞNETMEYİZ’

Duruşma verilen aranın ardından HDP eski MYK üyesi Bülent Parmaksız’ın konuşmasıyla devam etti. Savunma yapmadığını tekrar hatırlatan Parmaksız, “Ben savunma yapmıyorum ve bir süre daha savunma yapmayacağım. Savunma yapmadığımı anlatmak için söz aldım. Bu susma hakkı değil, biz susma hakkının ne olduğunu çok iyi biliyoruz. Bize işkence yapanlara karşı susarız. Onurumuzu kimseye çiğnetmeyiz. Ama burada susma hakkımı kullanmıyorum. Kendilerinden o kadar emin olsalardı Meclis’te Kobanê’ye dair verilen tüm önergeleri reddetmezlerdi. Savunmamı yapabilmem için makul bir süre istiyorum” dedi.

MAHKEME BAŞKANININ ISRARI

Parmaksız’ın savunma yapmadığını belirtmesine rağmen mahkeme başkanı ısrarla dosya kapsamında sorular sordu. Parmaksız savunma yapmadığını belirterek, soruları yanıtsız bıraktı.

Parmaksız’ın konuşmasının ardından mahkeme, “Parmaksız savunmasını daha sonra yapacağını bu aşamadaki beyanlarının savunmaya yönelik olmadığını savunma için süre istediğine dair gerekçeleri olduğunu beyan etmekle sanığın müdafii bulunduğu oturumda savunmasının alınmasına karar verildi” dedi. 

‘AĞIR BİR YÜKÜN ALTINDASINIZ’

Mahkeme başkanı, Antalya Cezaevi’nden Sincan Cezaevi’ne getirilen kadın hakları savunucusu Aynur Aşan’a savunma yapıp yapmayacağını sordu. Savunma yapmayacağını belirten Aşan, bazı hususlar üzerine beyanlarda bulunmak için söz aldı. Aşan, mahkemeye, “Hakikat ve adalet yolunda Allah size yardımcı olsun, ağır bir yükün altındasınız” dedi. Savunma vermek için henüz hazır olmadığını ifade eden Aşan, “11 Ekim’de iddianame elime ulaştı. 3 bin 530 sayfalık iddianame var, ek klasörler elime ulaşmadı. Bu nedenle hazırlanmam için uzun bir süreye ihtiyacım var” ifadelerini kullandı. 

AŞAN’IN TALEBİ

Aşan, Antalya’dan getirildikten sonra Sincan L-3 Kapalı Cezaevi’ne alındığını ifade etti. Bir buçuk aydır izolasyonda olduğunu aktaran Aşan, aynı dosyada yargılandığı kişilerin yanına gitmek için dilekçe verdiğini, ancak reddedildiğini belirtti. Tek başına tutulduğunu dile getiren Aşan, “Bronşit ve kalp rahatsızlığım var. Bu mahkeme hem sağlığımızdan hem de güvenliğimizden sorumlu, aynı dosyada yargılandığımız arkadaşlarla kalabilmeliyiz. Mahkemenin bu hususta bir karar vermesini istiyorum. Çünkü ben 5 kere dilekçe verdim, cezaevi, bu hususta karar vermenin ellerinde olmadığını söyledi” diye belirtti. 

25 KASIM VURGUSU 

HDP MYK üyesi Dilek Yağlı ise savunma yapmayacağını, bu durumun susma hakkını kullandığı anlamına gelmediğini söyledi. Yağlı, “Savunmamı daha sonra yapacağım. Bir 25 Kasım’ı daha geride bırakırken kadına  yönelik şiddetin daha da arttığını görüyoruz. Söz sahibi olup alanda olan tüm kadınları selamlıyorum” dedi.

ADİL YARGILAMA HAKKI 

Geçen celse kurulan ara kararda maddi hataların olduğunu belirten Yağlı, “8 Kasım’da size sağlık nedenleriyle bir gerekçe sundum ancak sizin neye dayanarak mazeret dilekçemi reddettiğinizi biliyorum. Karar elime ulaştığında mazeret dilekçemin dosyaya alınmadığını gördüm. Dilekçenin yanıtını almak istiyorum. Biz nereye yetişmeye çalışıyoruz. Ben MYK üyesiyim. 6 yıl sonra açılan ve sizin de iddianameyi kabul etmenizin ardından başlayan kovuşturmanın hukuksuzluğu ile karşı karşıyayız. 1 hafta ara verilecek şekilde bir duruşma periyodu koydunuz. Bu durumda savunma yapmak istediğimizi bildirmemize rağmen siz susma hakkımızı kullanmış sayılacağımızı söylüyorsunuz. Biz gerçekleri tekrar tekrar dile getiriyoruz. Adil yargılanma hakkının ihlali açısından makul sürenin göz önüne alınmasını istiyoruz. Gerçekleri anlatmak için makul sürelerin verilmesini istiyoruz. İlerleyen aşamalarda, özellikle adil yargılanma hakkının sağlandığı koşullarda savunmamı yapacağım” ifadelerini kullandı. Yağlı, mahkeme heyetini reddettiğini ifade etti. 

SAVUNMA ALMA ISRARI

 “Sizi savunma yapmak üzere çağırdım” diyen mahkeme başkanına Yağlı, “Hayır ben savunma vermiyorum, bu durumda ne yapacaksınız” dedi. Mahkeme başkanı,  “Görürsünüz” diyerek soru sormaya başladı. Mahkeme başkanının sorularına karşı, savunma vermediğini, bu nedenle de soruları yanıtlayamayacağını ifade eden Yağlı, heyeti reddettiğini tekrarladı. 

ÜST MAHKEMEYE İTİRAZ

Mahkeme başkanı, Yağlı’nın reddi hakim talebinin duruşmayı uzatmaya yönelik olduğunu öne sürerek talebin geri çevrilmesine itiraz için üst mahkemeye başvurulmasına karar verdi. Yağlı, mahkeme başkanının savunma almadaki ısrarı üzerine, reddi hakim talebinin reddedilmesine ilişkin üst mahkemeye itiraz edeceğini belirtti. 

‘BÖYLE YARGILAMA YAPAMAZSINIZ’

Salonda bulunan avukatlar “Sorguya hazır değilim diyen birinin sorgusunu almaya zorlayamazsınız. Böyle yargılama yapmanıza izin vermeyeceğiz” diyerek mahkeme başkanına karşı çıktı. Mahkeme başkanının savunma yapılmış gibi sorular sorması üzerine İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, “Zabıt katibine sesleniyorum. Müvekkilimin reddi hakim talebinin reddine itiraz ettiğini zapta geçin. Siz az önce dediniz ki zabıt katibine yapacağı reddi hakim talebine itirazı.. Eğer zabıt katibi talebi zapta geçmiyorsa zabıt katibini de reddediyoruz. Burada yargılama yaptığınızı söylüyoruz. Biz stajyerlere ceza yargılamalarının nasıl yapılması gerektiğini söylüyoruz, burada da  belirteceğim. Keyfinize göre yargılama yapamazsınız. Müvekkilim 2 aylık sürenin kendisine yetmediğini söyledi, ancak ısrarla savunma almaya çalışıyorsunuz. 300 küsurluk dava klasörünün ne kadarını okuyabildiniz? Günde kaç sayfa okuyorsunuz? Günde 4 klasör okumaya başlarsanız 80 güne ihtiyacınız olur. Biz buraya esir kampına gelir gibi geliyoruz. Siz buraya arkadan gelirken, biz buraya gelirken isimlerimiz kayda alınıyor ve fişleniyoruz. Nerede var bu uygulama? Almanya Nazi’si gibi. Burada bizden çok asker var, kimden korkuyorsunuz. Müvekkilim hazır olmadığını söylediği için mi yargılamayı uzatmak istiyor. 1 aylık süre istedi sizden. Dosyalara bakmadan hazırlanmadan bir savunma mı yapsın? Yaptığınız şey yargılama değil. Sanıklara süre verin. Size tavsiyem o klasörleri siz de okuyun. Sizin de buna ihtiyacınız olacak. Şu andan itibaren yargılamayı sürdüremezsiniz, reddediyoruz ve bu talebi üst mahkemeye göndermek zorundasınız” şeklinde konuştu.    

‘BİRİLERİNİN SÖZLERİNE Mİ UYUYORSUNUZ?’ 

Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren ise adil yargılama konusunda Anayasa’da maddenin çok açık olduğunu ve CMK’de savunma hakkının düzenlendiğini belirterek, “AİHM’in bir sözleşmesi de var, savunma konusunda yeterli sürenin verilmesine yönelik. Siz ne yapıyorsunuz? Davaya yeni atanmışsınız, doğal hakim değilsiniz. Geçmişte özel mahkemeler kuruluyordu ve bugün özel olarak sizi tanımlamıyorlar. Ama sanırım bu duruşmada sadece SEGBİS kaydı alınmıyor, birileri bir yerlerden de izliyor. Bu davanın neden açıldığını biliyorsunuz. Madem hepimiz bunu biliyorsunuz, bari savunma hakkına saygı gösterin. 320 klasör, bin klasöre ulaştı. Bunu okumak yılları bulur. Celse arasında yeni belgeler tebliğ edildi. Sizden çok değil birkaç ay isteniyor. Birilerinin çıkıp ‘bu davayı bitirin’ sözlerine mi uyuyorsunuz” diye sordu. 

Mardin Baro Başkanı İsmail Elik, Urfa Baro Başkanı Velat İzol ve Batman Baro Başkanı Erkan Şenses da özel bir yargılamanın yürütülmeye çalışıldığını ifade ederek, adil yargılama hakkı için gerekli sürenin verilmesi gerektiğini vurguladı. 

Duruşma avukatların konuşmalarıyla devam ediyor.

MAHKEMEYE ALKIŞLI PROTESTO

Kobanê Davası’na bakan mahkeme heyetini reddeden avukatlar, “Siz şu adan devleti temsil ediyorsunuz, devletin ajanısınız” diyerek, taleplerinin kabul edilmemesini alkış çalarak protesto etti.

DAİŞ’in Kobanê’ye yönelik saldırıları karşısında 6-8 Ekim 2014’te gerçekleştirilen eylemler gerekçe gösterilerek aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de bulunduğu 21’i tutuklu 108 ismin hakkında açılan Kobanê Davası’nın 7’inci duruşması Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görülmeye devam ediyor. 

‘DEVLETİN AJANISINIZ’

Duruşmada söz alan Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) 2’nci Başkanı Ümit Büyükdağ, salonda bulunan çevik kuvvet polislerini göstererek, “Polislerin buraya gelmesine nasıl izin verdiniz. Çevik kuvvet polislerinin burada olmasıyla nasıl bir yargılamanın yapıldığını gösteriyor zaten. Sanırım bu dosya için özel olarak bulundunuz ki, 3 bin 530 sayfalık iddianameyi ve klasörleri ‘okudum’ diyorsunuz. Siz nasıl okudunuz bunları ve hangi hakla savunma verilmesine zorluyorsunuz” dedi. Mahkemenin bir önceki duruşmanın ara kararında savunma için süre istenilmesine Fransa’da görülen DAİŞ yargılamalarını gerekçe gösterdiğini hatırlatan Büyükdağ, “Size nasıl bilgi verildi bilmiyorum ama orada 12 tutuklu var sadece. Burada avukatları hizaya sokmaya çalışacağına örnek gösterdiğiniz dosyaya bakın. Siz şu adan devleti temsil ediyorsunuz, devletin ajanısınız. Müvekkillerin bir kısmı sizi reddetti. Avukatlar sizin talebi reddinizi de reddetti. Artık kalem dahi oynatamazsınız. Bari yargılamayı kılıfına göre, yapın ve makul bir süre verin” ifadelerini kullandı. 

HDP'Yİ KAPATMA DAVASI

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı İlknur Alcan ise “Zannedersem siz iddianamenin tebliğini sanıkların üzerine atılan suçları anlaması açısından yeterli sanıyorsunuz. Ancak dosya tebliğleri devam ediyor. Geçen hafta 500 sayfalık tebliğler yapıldı ve bunların okunması, incelenmesi zaman alıyor. Dosyaya sürekli yeni evraklar geliyor ancak siz bazılarını tebliğ etmiyorsunuz. Biz bunlar doğrultusunda savunmalarımızı hazırlanıyoruz. Siz bunları bize tebliğ etmek zorundasınız” diye aktardı. AİHM’ kararlarına dikkat çeken Alcan, “Ülkemizde Bahçeli, Erdoğan, Soylu size talimat verircesine beyanlarda bulunuyor. Devlet Bahçeli bir açıklama yaparak parti kapatma çağrısında bulundu. Biz bu dosyanın ne kadar önemli olduğunu, HDP kapatma davasına dayanak yapılacağını dosyada unuttuğunuz evraktan öğrendik. Korkmakta haklısınız. Mahkeme başkanı ve üyelerinin başına gelenleri biliyorsunuz” şeklinde konuştu. 

‘AKLIMIZLA ALAY MI EDİYORSUNUZ?’

Mahkemenin bir önceki ara kararda yer alan “savunma vermeyenlerin susma hakkı kullandı sayılacak” ifadeleri hatırlatan Alcan, “Susma hakkı, siz işkence yöntemi olarak uygulayın diye getirilen bir hak değil. Siz 500 klasörü okudunuz mu? Biz hiçbirimiz okuyamadık, işbölümü yaptık ve okumaya devam ediyoruz. Siz nasıl okudunuz da tutuk incelemesinde karar alıyorsunuz. Siz aklımızla alay mı ediyorsunuz?” dedi. HSK’ye yaptıkları şikayeti hatırlatan Alcan, “Israrla savunma almaya çalışmanız açık bir şekilde savunma ve adil yargılanma hakkına aykırıdır. Duruşma zaptını bize tebliğ dahi etmediniz. HDP kapatma davasına gerekçe olarak bu davayı bir an önce bitirmeye çalışıyorsunuz. Biz delillerin peşindeyiz ama siz bir an önce dosyayı kapatma peşindeyiz” dedi.

TALİMAT ZİNCİRİ  

Avukat Şevin Kaya, şimdiye kadar görülen duruşmaları hatırlatarak, “Bunca celsedir iki hafta duruşma bir hafta ara verildi. Heyet üyeleri değişiyor peki dosyaya ne kadar hakimler? Bize açıklama yapmak zorundasınız. Bunu yapmıyor üstüne bizi itham ederek müvekkillerimizi tehdit ediyorsunuz. Buradaki hiçbir avukat duruşma periyotlarını kabul etmedi. Ancak siz önceki tutanaklar gelmeden yeni bir duruşmaya başlıyorsunuz. Bir üst mahkemenin vereceği kararı beklemek zorundasınız. İtiraz süresi bitmeden duruşma yapamazsınız, bu şekilde Ankara 23’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ni de yok sayıyorsunuz. Biz sizin talimat zincirinizde değiliz. Bu dosyanın bizim diğer dosyalarımızdan daha önemli olduğunu söylüyorsunuz. Bize talimat veremezsiniz. Burada değerlendirme yapacak olan siz değilsiniz. Nasıl savunmanlık yapacağımızı bize söyleyemezsiniz. Bu şekilde bir yargılama yapmayı kabul ettiremeyeceksiniz” ifadelerini kullandı.  

‘DURUŞMA PERİYODU İŞKENCEDİR’

Mahkemenin İstanbul’a bu dosya için salon ayrılması talebinde bulunduğunu ifade eden Kaya, “İstanbul size ‘Size tahsil edebileceğimiz bir salonumuz yok’ diyor” dedi. Ne kendilerinin ne de müvekkillerinin yargılanmaktan kaçmadığını dile getiren Kaya, “Yıllardır gerçekleri mahkeme salonlarında müvekkillerimizden zaten dinliyoruz. Fransa’daki DAİŞ yargılamalarından bahsettiniz. Muhtemelen bu da size talimat olarak geldi ki Fransa’daki yargılamaları takip ettiğinizi düşünmüyorum. Siz AİHM kararını uygulamadığınız bir dosyada gelip bizden Fransa'daki bir yargılamadan söz edemezsiniz. Hazır ara kararlara işlemişsiniz ama onu bile tam olarak öğrenememişsiniz. 2 hafta duruşma bir hafta ara şeklindeki duruşma periyodu işkencedir. Siz ‘susma hakkı kullandılar’ diyerek savunmaya zorlayamazsınız. AİHM’in de emrettiği şekilde bir süre vermenizi talep ediyorum” diye belirtti.  

‘ONLARI SUSTURUN’

Söz alan Avukat Cihan Aydın, “Bitireceğiz. Özgürlükleri kısıtlanan bizim müvekkillerimiz. Bu davanın hızlı bir şekilde yapılmasını biz de isteriz ama adil yargılama hususlarına uygun yürümemiz lazım. Ama siz, bizim yokluğumuzda hem bizi hem de müvekkillerimizi tehdit etmişsiniz. Bu duruşma salonunda tehdide maruz kalacak en son biziz. Bu dava başladığından bu yana siyasi aktörler yalan yanlış ithamlarda bulundular. Susturmak istiyorsanız, onları susturun. Yüreğiniz yetiyorsa onlar hakkında suç duyurusunda bulunun. ‘Devam eden bir yargılamaya talimat veremezsiniz’ deyin. Ama biz ne kendimizi ne de müvekkillerimizi bu hukuksuzluk karşısında ezdirmeyiz. Daha önce de çok yaptılar. Diyarbakır 6’ncı Ağır Ceza Mahkemesi başkanlarından Menderes Şahin de aynısını yaptı. Ama o şimdi hapiste, biz beraat ettik. Bu tehditlerinizden vazgeçin” şeklinde konuştu. 

AİHM KARARI  

Dosyanın yıllarca kendilerinden kaçırıldığını ifade eden Aydın, “Fransa hukukuyla karşılaştırırken bu işin Fransa’da ne şekilde yürütüldüğüne de bakın. Fransa’da AİHM kararını uygulamayan bir mahkeme heyeti var mı” diye sordu. 

Dilek Yağlı’nın reddi hakim talebini ve avukatların talebin reddi üzerine yaptıkları itirazı hatırlatan Aydın, “Siz reddedilmiş bir mahkemesiniz. Yargılamayı durdurun. 17-21 Ocak tarihleri arasında bizler hem avukatlar hem de müvekkillerimiz olarak gelip yargılamaya başlamak istiyoruz” dedi. Mahkeme başkanına bu talep doğrultusunda bir ara kararın kurulmasını isteyen Aydın, “Aksi bir kararda biz salonu terk edeceğiz” dedi. Mahkeme heyetini yargılamaya yönelik tutumları nedeniyle reddettiklerini söyleyen Aydın, başkan ve üyelerin isimlerini saydı. 

ARA KARAR

Ardından avukatların talepleri doğrultusunda ara kararını açıklayan mahkeme başkanı, tensip zaptında duruşmanın 25 Nisan 2021 ve devam eden günlerde süreceğine dair ara karar kurulduğunu ifade ederek, “Yargılama sürecinde, davanın başlangıcında, o dönemdeki heyetin de reddedildiği, sonraki süreçlerde duruşmalara devam edildiği, bir kısım sanık müdafilerinin duruşmanın bu şekilde kesintisiz yapılmasının zor olacağını, sürdürülebilir olmadığını beyan etmeleri üzerine o dönemdeki heyetçe duruşmaların iki haftalık periyotta devam etmesi bir hafta ara verilmesi şeklinde karara bağlandı. Sonraki süreçte bir kısım sanık müdafilerinin talepleri üzerine iki haftalık periyotta çarşamba günlerinin duruşma yapılmaksızın sürdürülmesine ve periyodun bu şekilde işlemesine karar verildiği, sanıkların ve müdafilerinin savunma için yeterli zaman olmadığını Haziran ayında belirtmeleri üzerine duruşmanın Eylül ayına bırakıldığı görüldü” dedi. 

DEĞİŞİKLİK YAPILMADI

Mahkeme başkanı ara kararını yazdırmaya devam ederken, avukatlar duruşmalara ara verilen tarihin adli tatil tarihi olduğunu hatırlatarak, bu şekilde zapta geçirilmesine itiraz etti. Ara kararını kurmaya devam eden mahkeme başkanı, duruşmanın 2022 Ocak’a bırakılmasına yönelik talepleri reddederek, duruşma periyodunun daha önce kararlaştırıldığı şekilde devam edilmesine karar verdi. 

REDDİ HAKİM TALEBİ

Mahkeme, Dilek Yağlı ve avukatların reddi hakim taleplerini CMK’nin 31’inci maddesi uyarınca geri çevirirken, reddi hakim talebine karşı yapılacak itiraza dair ara karar kurmayan mahkeme başkanı duruşmaya yarına kadar ara verdi.

Mahkemenin ara kararına itiraz eden avukatlar, sıralara vurarak ve alkış tutarak protesto etti. Salonda bulunan tutuklu siyasetçiler de protestoya zılgıt çekerek destek verdi. 

TAHİR ELÇİ ANILDI

Kobanê Davası avukatları, katledilişinin 6’ncı yılında andıkları Tahir Elçi’nin bıraktığı mirası devraldıklarını vurgulayarak, “Kendisi yaşasaydı bugün mutlaka burada olurdu” dedi.

Kobanê Davası’nda yargılanan siyasetçilerin avukatları, Diyarbakır’da 28 Kasım 2015 tarihinde 4 ayaklı minarenin önünde yapılan açıklama sırasında katledilen Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi’yi andı. Avukatlar, duruşmaya ara verilmesi üzerine Sincan Cezaevi Kampüsü Duruşma Salonu önünde açıklama yaptı.  

ELÇİ’NİN BIRAKTIĞI MİRAS  

Açıklamada konuşan Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, “Tahir Elçi çok önemli bir aktördür. Kendini mücadeleye adayan bir avukattır. Hiçbir tehdide boyun eğmeksizin yıllarca bölgede yaşanan hak ihlallerini raporladı” dedi. Elçi’nin kendilerine bıraktığı mirası sürdürmeye devam edeceklerini vurgulayan Eren, “Bugün Tahir Elçi yaşıyor olsaydı Kobanê Davası’na da katılım çağrısı yapardı. Bu davaların hangi saikle açıldığını çok iyi biliyoruz. Bir kez daha Tahir Elçi’yi saygıyla anıyorum” şeklinde konuştu.

'TESLİM OLMAMAYI ÖĞRETTİ’

İzmir Baro Başkanı Özkan Yücel, Tahir Elçi’nin kendilerine teslim olmamayı, biat etmemeyi öğrettiğinin altını çizdi. Yücel, “Mücadeleyi asla bırakmayacağız. Bu mücadelenin sürdürücüleri olarak varız. Varlığı, onun düşünceleri bizim için mücadele etmenin bir parçası. Tahir yalnızca Diyarbakır’ın değil hepimizin başkanı oldu” ifadelerini kullandı. 

‘İZİNDEN GİDİYORUZ’

Mardin Baro Başkanı İsmail Elik, Elçi’nin insan hakları mücadelesinde önemli bir isim olduğuna dikkat çekerek, faili meçhul cinayetlerin “meçhul” bırakılmaması için çabaladığını ifade etti. Elik, “Verilmek istenen mesajın anlamını biliyoruz ama bunu reddediyoruz. Tüm faili meçhullerin açığa çıkarılması ve adaletin yerini bulması bizim görevimizdir. Ülkede barışın, demokrasinin sağlanması için mücadele edeceğiz” diye belirtti.

Urfa Baro Başkanı Velat İzol, Elçi’nin ömrünü faili meçhullerle, cezasızlıkla mücadele ederek geçirdiğine işaret ederek, “Bizlere bıraktığı mirası devralarak, Tahir başkanın izinden gitmeye devam ediyoruz. Tahir Elçi dosyası cezasızlıkla mücadele ediyor. Tahir Elçi’nin dosyasını cezasızlıkla bırakmayacağız” dedi.

Batman Baro Başkanı Erkan Şenses, Elçi’nin Yüksekova’da kaçırılarak katledilenlerin, savaş suçuyla helikopterlerle katledenlerin avukatlığını yaptığını hatırlattı. Şenses, “Bize de bugün düşen dosyanın cezasız kalmaması için davasının takipçisi olmaktır. Davasını tüm kurumlara taşıyacağız. Anısını hukuk mücadelesinde taşıyacağız” şeklinde konuştu.

BARIŞ ELÇİSİ

Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) İkinci Başkanı Ümit Büyükdağ, Elçi’yi sarf ettiği emekle tanıdıklarını vurguladı. Büyükdağ, şunları söyledi: “Barış istediği için katledildi. Onun bıraktığı yerden devam edeceğiz. Her ortamda Tahir Elçi’nin katledildiğini ve katillerinin cezasızlıkla ödüllendirilmek istendiğini hatırlatacağız” diye belirtti.

Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Eş Genel Başkanı İlknur Alcan ise, Elçi’nin öncüleri olduğunun altını çizerek, “Onu kendimize örnek alıyoruz. Katledilme süreci basın ve hukukla bir bir örüldü. Biz cezasız bırakılmasına izin vermeyeceğiz. Mücadelesini bıraktığı yerden biz devam edeceğiz. Kendisi yaşasaydı bugün mutlaka burada olurdu” diye konuştu. 

Açıklama “Tahir Elçi ölümsüzdür” sloganı ve alkışlar eşliğinde son buldu.

'ARTIK DRUŞMALARA KATILMAYACAĞIZ'

Kobanê Davası sonrası yapılan açıklamada konuşan Avukat Cihan Aydın, adil yargılama koşulları sağlanmadan duruşmalara katılmayacaklarını duyurdu. 

Kobanê Davası’nın duruşmasının ardından avukatlar, duruşmaya katılan kitleyle birlikte Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklama yaptı. 

Açıklamada konuşan Avukat Cihan Aydın, “Neresinden tutarsanız elinizde kalacak olan bir hukuki alt yapısı bulunmayan bir dava için Sincan yerleşkesindeyiz. Daha davanın 8’inci ayında mahkeme başkanı ve bir mahkeme üyesi değiştirilmiş durumda. Bunun siyasi saiklerle yapıldığını biliyoruz” dedi. 

‘BU SUÇA ORTAK OLMAYACAĞIZ’

Yargı mekanizmasının nasıl dizayn edildiğini bildiklerini ifade eden Aydın, “Artık bu duruşmayı devam ettirmemiz mümkün değil.Heyet kararını vermiş. Biz bu suça ortak olmayacağız. AİHM kararına uymayan bir heyet savunma makamıyla iş birliği yapmayan bir heyetle aynı ortamda bulunamayız. Adil yargılanma hakkı sağlanmazsa duruşmalara katılmayacağız. Bunlar sağlandıktan sonra biz ve müvekkillerimiz duruşma salonunda olmaya hazırız” diye konuştu. 

‘DAHİL OLMAYACAĞIZ’

Adil yargılama koşulları sağlandığında savunma yapacaklarını yineleyen Aydın, “Müvekkillerimize gönderilen binlerce sayfalık malzemelerin incelenmesi için süre verilmedi. Biz buna dahil olmayacağız. Uygun koşullar sağlandığında hesaplaşmaya hazırız. Uygun koşullar sağlandığında müvekkillerimiz de elbette bu salonda savunma verecek. Bizler hukukun ayaklar altına alındığı durumda salonunda bulunmayacağız. İki hafta sürecek olan duruşmalara katılmayacağız” ifadelerini kullandı.