Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) dönük başlatılan “Kobanê Soruşturması” kapsamında yargılanan 28’i tutuklu 108 siyasetçinin ilk duruşması bugün Sincan Cezaevi Kampüsü Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. 6 yıl sonra hazırlanan iddianame 3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşuyor. 

Aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da bulunduğu 108 kişinin Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanacağı davanın ilk duruşması, Sincan Cezaevi Kampüsü’nde görüldü.

DAİŞ’in Kobanê’ye saldırısı döneminde 6-8 Ekim 2014 tarihleri arasında yaşanan eylemler nedeniyle haklarında dava açılan 108 kişiye, “devletin birliği ve ülke bütünlüğünü bozma” ve 37 kez “öldürme” iddiaları ile çeşitli suçlardan cezalar talep ediliyor.

Duruşmanın görüldüğü salona gazeteciler, milletvekilleri, avukatlar ve uluslararası heyetler alındı. Ziyaretçiler ve tutuklu yakınları farklı bir duruşma salonuna alındı. Yoğun güvenlik önlemi hem salon içinde hem de salon dışında dikkat çekti. Belli bir sayıya ulaşmasının ardından salona da alımlar durdu.

DAVANIN İLK GÜNÜNDE NELER YAŞANDI?

Milyonların yakından takip ettiği dava için günlerdir Ankara’da hummalı bir çalışma söz konusuydu. Sabahın erken saatlerinden itibaren siyasetçiler, sivil toplum örgütleri ve Avrupa’dan gelen heyetler Sincan’a yol aldı. Duruşmayı izlemek için Sincan Cezaevi Kampüsü’ne gelenler, polis ablukası ile karşılandı. Burada duruşma öncesi HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar’ın katılımıyla cezaevi önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istendi. Fakat polis açıklamayı sabote ederek, engel olmaya çalıştı. Polisin tüm engeline rağmen Eş Genel Başkan Mithat Sancar, “Bu bir siyasi kumpas davasıdır. Türkiye’de de barış arayışını, özgürlük özlemini, demokrasi umudunu bitirme arayışıdır. Biz de özgürlük için, demokrasi için, hakikat için direnmeye devam edeceğiz” diyerek polis ablukasında sesini duyurmaya çalıştı. 

AVUKATLAR ALINMADI

Yer olmadığı gerekçesiyle 100'e yakın savunma avukatı salona alınmadı. Avukatların oturması gereken sıralara çevik kuvvet polisleri oturtulurken, avukatlar salon dışında bekletildi. HDP avukatları, davaya müdahil olacak tüm avukatlar salona alınmasını istedi. Avukatların konuyla ilgili mahkeme başkanıyla yapmak istedikleri görüşmeye olumsuz yanıt verildi. 

Duruşma avukatlarının ellerinde dosyalarla katılması dikkat çekti. Müşteki avukatların kimlik bilgileri alınırken, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Figen Yüksekdağ Kandıra 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nden, Sincan 2 Nolu Cezaevi’nden Ali Ürküt, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Ayhan Bilgen, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Emine Ayna bağlanan SEGBİS sistemi üzerinden duruşmaya katıldı.

Yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk de Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder ise İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi salonundan duruşmaya katıldı.

TUTUKLU SİYASETÇİLER

Dava kapsamında tutuklu bulunan siyasetçilerin isimleri şöyle: HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş, DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, Diyarbakır eski Belediye Eş Başkanı Gültan Kışanak, HDP eski Milletvekili Aysel Tuğluk, DBP eski Eş Genel Başkanı Emine Ayna, yerine kayyım atanan Kars Belediye Eş Başkanı Ayhan Bilgen, eski milletvekilleri Ayla Akat Ata, Beyza Üstün, İbrahim Binici, HDP eski Parti Sözcüsü Günay Kubilay, HDP yeni dönem Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyesi Alp Altınörs, HDP Dış İlişkiler Komisyonu üyesi Nazmi Gür, HDP Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) üyesi Ali Ürküt, HDP eski saymanı Zeki Çelik, HDP eski MYK üyeleri Bülent Barmaksız, Can Memiş, Cihan Erdal, İsmail Şengül, Mesut Bağcık, Bircan Yorulmaz, Dilek Yağlı, Pervin Oduncu, Berfin Özgü Köse, Ayşe Yağcı, Zeynep Ölbeci ile HDP eski MYK üyesi Nezir Çakan ve Meryem Adıbelli.

KATILAN HEYETLER

Duruşmaya çeşitli ülkelerden gelen 11 yabancı heyet temsilcisi de katıldı. Katılan heyet temsilcileri şöyle: Marta Rosique -Katalonya Cumhuriyetçi Sol Parti, Max Zanartu-Barselona Uluslararası Komisyon Genel Sekreteri, Eulàlia Reguant-Katalan Meclisi Milletvekili, Oihana Etxebarrieta Legrand-Bask BILDU, Francois Alfonsi-AP Kürt Dostluk Grubu Kordinasyon üyesi / Greens/EFA Milletvekili, Ana Miranda-Avrupa Parlamentosu EFA Grubu Milletvekili, Jean-Christophe Sellin - Fransa Sol Parti Eş Koordinatörü ve Bölgesel Meclis Üyesi, Eric Coquerel - Boyuneğmeyen Fransa Partisi Ulusal Meclis Üyesi, Emilie Marche-Boyuneğmeyen Fransa Partisi Ulusal Meclis Üyesi, Brando Benifei-Avrupa Parlamentosu Sosyalistler ve Demokratlar Grubu Milletvekili, Evin İncir-Avrupa Parlamentosu Demokratlar Grubu Milletvekili."

Yabancı heyetlerin yanı sıra çok sayıda siyasi parti temsilcisi ile demokratik kitle örgütleri ve sendika temsilcileri de duruşmaya izlemek için Sincan Cezaevi Kampüsü'ne geldi. Davayı takip edecekler şöyle: Cumhuriyet Halk Partisi’nden (CHP) Sezgin Tanrıkulu, Ali Haydar Hakverdi, Semra Dinçer, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş,  Emek Partisi (EMEP) - Ercüment Akdeniz, KESK- Mehmet Bozgeyik (Eşbaşkan) - Gülistan Atasoy (Kadın Sekreteri), TÜM BEL-SEN - Yılmaz Yıldırım, Tarım Orkam Sen Genel Başkanı Ahmet Keleş, SES Eş Genel Başkanı Selma Atabey ile Sıddık Akın, Gönül Adıbelli, DİSK Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, ABF-Ali Aktaş, PSAKDER - Özgür Kaplan, DAD - Reyhan Kumru- Mustafa Karabudak. 

SANCAR: KOBANÊ İNTİKAM DAVASININ HEP BİRLİKTE BOŞA ÇIKARACAĞIZ

HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Kobanê Davası’nın iktidarın “intikam” davası olduğunu belirterek, “IŞİD’in Kobanê’de yenilmesinin sonuçlarını hazmedememiş iktidarın ürünü olan bir davadır. Bunu hep birlikte boşa çıkaracağız” dedi.  Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, ilk duruşması görülecek olan Kobanê Davası öncesi Sincan Cezaevi Kampüsü önünde açıklamalarda bulundu. Açıklama öncesi polisin gazetecileri engellemesi üzerine tartışma yaşandı. Tartışma sonrası Sancar, kameraların kullanılmasına izin verilmeyen gazetecilere kısa bir açıklamada bulundu. Basın mensupları açıklamayı telefonlarıyla kayda aldı.  Sancar’ın açıklamaya başlamasıyla polis yüksek sesli anons yapmaya başladı. HDP’lilerin duruma tepki göstermesi üzerine bir kez daha tartışma yaşandı. 

KOBANÊ DAVASI'NDA MA MUAHBARİLERİNE ENGEL

Yapılan açıklamanın ardından duruşmanın görüleceği salona geçildi. Polis, adliye önünde basının çekim yapmasına da izin vermedi. MA muhabirlerine özel ambargo uygulandı. Çekim yapmak isteyen Mezopotamya Ajansı muhabirleri polis zoruyla adliye önünden çıkarıldı. Polis, “Müdürümüzden emir aldık Mezopotamya Ajansı’nı burada bulundurmayacağız” diyerek muhabirleri darp ederek uzaklaştırdı.

DBP: KOBANÊ DAVASI'NDA AKP-MHP'NİN KİRLİ YÜZÜ TEŞHİR OLACAK

Kobanê Davası’yla Kürt halkının IŞİD zihniyeti ile hesaplaşacağını söyleyen DBP, “İftiralar ile kirletilmek istenilen Kürt siyasi hareketinin bir lotus çiçeği gibi temiz ve haklı bir şekilde kendisini aklayacak, AKP-MHP iktidarının ise kirli yüzünün teşhiri olacaktır” dedi. Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), aralarında Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişinin yargılandığı Kobanê Davası’na ilişkin yazılı açıklama yaptı. Kürt halkının IŞİD zihniyeti ile mahkeme salonunda hesaplaşacağını belirten açıklamada, “Dava sonucu; iftiralar ile kirletilmek istenilen Kürt siyasi hareketinin bir lotus çiçeği gibi temiz ve haklı bir şekilde kendisini aklaması, AKP-MHP iktidarının ise kirli yüzünün teşhiri olacaktır. Bundan hareketle bugün görülecek bu davanın yargılananı değil yargılayanı olarak bu davanın sonucunda kazanan biz olacağız diyoruz” ifadeleri kullanıldı.

DURUŞMA SALONUNA AVUKATLAR YERİNE POLİS OTURTULDU

Yer olmadığı gerekçesiyle 100’e yakın savunma avukatı salona alınmadı. Avukatların oturması gereken sıralara çevik kuvvet polisleri oturtulurken, avukatlar salon dışında bekletiliyor. HDP avukatları, davaya müdahil olacak tüm avukatlar salona alınmasını istedi. Avukatların konuyla ilgili mahkeme başkanıyla yapmak istedikleri görüşmeye olumsuz yanıt verildi. 

CHP'Lİ TANRIKULU: KOBANÊ DAVASI İKTİDARIN SİYASİ KAYGILARIYLA AÇILDI

Kobanê Davası’nın hukuki kaygılarla açılan bir dava olmadığını söyleyen Tanrıkulu, “Siyasi iktidarın yargıyı kullanarak açtığı bir dava, bu dava. HDP’li siyasetçilerin cezaevlerine konulmasını amaçlanıyor. 3 bin 500 sayfalık bir iddianamede sanıklarla gerçekleşen olaylar arasında herhangi bir illiyet bağı kurulmuş değil. Davanın gündemine göre sonradan başka tanıklar yaratmışlar. Bu dava iktidarın siyasi kaygılarla açtığı bir dava. Bu davanın kaderini siyaset belirleyecek. Siyasette dayanışma, mücadele, ortaklık ve kamuoyu bu davanın sonucunu belirleyecek” ifadelerini kullandı.

'MAHKEMENİN ACELESİ VAR'

HDP Hukuk ve İnsan Haklarından Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dede avukatlar olmadan başlayan Kobanê Davası’nın adil bir yargılama olmayacağını söylerken, İHD Eş Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “Mahkemenin acelesi var” dedi. 

Avukatların itirazlarının dile getirilmesine izin verilmediğini söyleyen Dede, “Bir mahkeme başkanının veya bir başkasının bizim mesleğimizle alay etmesi, dalga geçmesi asla kabul edilemez. Yapılacak yargılamada kişilerin müdafiisi olmadan kişiler hakkında bir yargılama yürütülmesi de CMK açısından imkansız. Buna rağmen mahkeme başkanı bizi hiç bir şekilde dinlemeden başladığı yargılama, şeklen de yargılama değil. Biz ayrıldıktan sonra mahkeme başkanı yargılamayı devam ettirdi” diye konuştu. 

 Türkdoğan, “Duruşma başlayamadı. Avukatların tepkisi nedeniyle, içerideki sanıklar kimlik tespiti yaptırmadılar. Mahkeme başkanının salonun düzenini tesis etmesi gerekiyor ki ilk itirazları söyleyebilelim. İddianamenin kabul kararı aykırı, mahkeme resen delil toplayamaz... Birçok karara itiraz edilecekti, daha sanık savunmaları yapılmadan, bilirkişi incelemeleriyle ilgili bir sürü karar alınmış. Mahkemenin acelesi var. Usül yasalarına uymazsanız, hakikate ulaşamazsınız.Aceleci tavır bizi kaygılandırıyor. Usül ceza yargılamasında çok önemlidir. Başlangıçtaki tavrı eleştirdik, umarım mahkeme bu yanlıştan döner” şeklinde konuştu.

SİYASETÇİLER SEGBİS İLE BAĞLANDI

HDP önceki dönem Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ Kandıra 1 Nolu Kapalı Cezaevi’nden Selahattin Demirtaş Edirne F Tipi Kapalı Cezaevi’nden, Sincan 2 Nolu Cezaevi’nden Ali Ürküt, Cihan Erdal, Nazmi Gür, Ayhan Bilgen, Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Emine Ayna Ses ve Görüntülü Bilişim (SEGBİS) üzerinden duruşmaya katıldı. Yerine kayyım atanan Mardin Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Ahmet Türk de Mardin 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nden SEGBİS ile duruşmaya bağlandı. İmralı heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder ise İstanbul 33. Ağır Ceza Mahkemesi salonundan duruşmaya katıldı.

AVUKATLAR DURUŞMA SALONUNU TERK ETTİ, TUTUKLU SİYASETÇİLERDEN TEPKİ

Kobanê Davası’nda tüm avukatların salona alınmamasına tepki gösteren avukatlar, duruşma salonunu terk etti. Tutuklu siyasetçiler, “Avukatsız kimlik tespiti yapamazsınız” diyerek tepki gösterdi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası başladı. Mahkeme heyeti ile avukatlar arasında tartışma yaşandı. Avukatlar dışarıda bekleyen tüm avukatların salona alınmasını istedi. Mahkeme başkanı, Kovid-19 gerekçesiyle sınırlı sayıda avukat alacağını ve bu konuda taviz vermeyeceğini söyledi. “Avukatların duruşmaya katılmayız” sözleri üzerine mahkeme başkanı, “takdir hakkı sizde” dedi. 

YÜKSEKDAĞ: DAVADA NASIL ROL OYNANACAĞI BELLİ OLDU

Tutuklu siyasetçilerden Figen Yüksekdağ ise, kimlik tespiti sırasında “Herkesi saygı ve sevgiyle selamlıyorum. Hukuk kurallarına riayet edilmesine talep ediyoruz. Savunma hakkına riayet edilmemesiyle bu davanın nasıl bir rol oynadığı ve oynayacağının işaretlerini gösterdi. Bu husus konusunda hukuk kurallarında biri de savunma haklarının eksiksiz yerine getirilmesidir. Avukatların salonda hazır bulundurulmasını istiyoruz. Bu şekilde yargılamaya geçilemez” dedi.

Mahkeme Başkanı “Sadece sorduğumuz sorulara cevap verin ya da vermeyin” diyerek, Yüksekdağ’ın sesini kesti. 

TUNCEL’İN MİKROFONU KAPATILDI

Tutuklu siyasetçi Sebahat Tuncel bu duruma tepki gösterdi. Tuncel, “Hukuk hepimizi bağlar. Avukatlarımın burada olması lazım. Bakın burası boş, arkadaşlarımız buraya gelebilir, koşulları oluşturmak sizin göreviniz. Mikrofon sesini kapatırsınız ben de bağırırım. Yıllardır cezaevindeyim” dedi. 

Bu sırada Tuncel’in mikrofonu kapatıldı. Tutuklu siyasetçiler “savunma haktır engellenemez” sloganı atarak tepkilerini gösterdi

KIŞANAK: TİYATRO DA BİZ OLMAYACAĞIZ

Tutuklu siyasetçi Gültan Kışanak ise tepkisini şu sözlerle gösterdi: “Bu dava taraflı ve bu tiyatroda biz olmayacağız. Hukuk kurallarına uymuyorsunuz. Yüz yüze ilkeleri yerine getirilmemiştir. Dava hükme bağlanmıştır, Sarayın talimatlarıyla hüküm veriyorsunuz. Siz hukukun temel ilkelerine riayet etmediğiniz sürece sorularınıza cevap vermeyeceğim.” 

YILDIRIM: MAHKEME TALİMATLA KURULMUŞ

Kürtçe konuşan Gülser Yıldırım da, “Mahkemeyi ve duruşmayı izliyorum hukuk namına bir şey görmüyorum. Bu nedenle de sorulara cevap vermek istemiyorum. Bu mahkeme talimatla kurulmuştur bu nedenle de bu mahkemenin sorularına cevap vermeyeceğim. Kimlik bilgilerim de zaten önünüzde, bana sormanıza gerek yok” diye konuştu.

KUBİLAY: SAVUNMA HAKKIMI İSTİYORUM

Tutuklu siyasetçi Günay Kubilay, “Ben savunma hakkımı istiyorum. Avukatlarım olmaksızın konuşmayı düşünmüyorum. Avukatımı istiyorum. Kapıları açarsanız hepsi gelecek. Mahkeme başkanı olarak bir prestij sorunu haline getirmeyin” dedi.

Tutuklu siyasetçiler Mesut Bağçık, İbrahim Binici, İsmail Şengül de soruları yanıtlamadı.

DEMİRTAŞ: YARGILAMAYA GELDİK

Ardından konuşan HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, şunları söyledi: “Yargılanmaya değil, yargılamaya geldik. Avukatların sayısı belliydi. Her bir sanık için 3 avukat olsa da 100’den fazla avukat olacaktı. Ses tonunuzu yükseltmeyin. Karşınızda çocuk yok. Her ne kadar sanık sandalyesinde otursak da halkın temsilcisi var. Bunun dışında yıllardır yargılama yapıyorsunuz bunu onlarla karıştırmayın. Darbecileri yargıladınız bizi onlarla karıştırmayın. Ben orada değilim. Yanımda avukat yok, duruşma salonunda avukat yok. Şu anda duruşma salonunda aleyhime bir şey tespit etme şansım yok. Baskı ortamında yargılamayı yapsanız da avukatların buraya girmesi gerekiyor.”

“CMK gereğince suç işleyenler dışarı atılır ve suç duyurusunda bulunulabilir” diyen Mahkeme Başkanı, kimlik tespitinin ardından talepleri alacağını belirtti. Mahkeme Başkanı, “Her ne kadar üniversite de ceza usulleri dersini iyi öğrenmeden geçsem de usulü iyi biliyorum” dedi.

Demirtaş, kimlik tespitini yapmaya çalışan Mahkeme Başkanına “Cevap vermeyeceğim. Biz size değil cevap vermek, günahımızı bile vermeyiz” sözleriyle yanıt verdi.

Mahkeme Başkanı kaydı durdurdu, bunun üzerine salondan alkış geldi.

Sırrı Süreyya Önder de avukatları olmadan cevap vermeyeceğini dile getirdi.

ARANIN ARDINDAN DURUŞMA YENİDEN BAŞLADI

Verilen aranın ardından duruşma sanık avukatlarının yoklaması ile başladı. Ardından avukatların usule ilişkin beyanlarına geçildi. Avukat Mesut Beştaş, yargılamaya konu olan olayların aydınlatılması için birçok bariyerle karşı karşıya olduklarını belirterek, verilen önergelerin Meclis’te de yok sayıldığını söyledi.

DEMİRTAŞ VE YÜKSEKDAĞ’IN SÖZ TALEBİ REDDEDİLDİ

Mahkeme heyetince eski Eş Başkanlar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve Sebahat Tuncel’e söz verilmesi talebi reddedildi. İddianamenin okunmasına geçildi, avukatlar sıralara vurarak mahkeme heyetinin tutumunu protesto ediyor. İddianamenin okunması protesto eşliğinde devam ediyor.

MERAL DANIŞ BEŞTAŞ ‘İLK SORUŞTURMALARLA BİRLEŞTİRİLMELİ’

İddianameye geçilmeden önce dosyaya ilişkin itirazlarını da dile getiren Beştaş, “Bunlar da birinci derece sorumlu olarak sizin ve aynı zamanda usulün uygulanması hakkında ilgililerin söz hakkının tanınmamasıydı. Bir diğer şey bizim tarafımıza iddianamenin tebliğ edildiği tutanağa geçildi. Biz isterdik ki yapılan her işlem, burada hukuka hakkaniyete hizmet edecek her cümle tutanağa doğru geçsin. Ancak bunu da görmedik. Mevcut tebliğ edildiği söylenen 3 bin 600 küsür sayfadan bu iddianameye konu edilemeyecek birçok husus mevcut. Kimseyi usul hükümlerine boğma niyetinde değilim. Ancak bir şahıs hakkında herhangi bir soruşturma başlatıldığında bu soruşturma kovuşturma aşamasına geçildikten sonra aynı olaya ikinci kez bir soruşturma başlatılamaz; yani mükerrer yargılama daha yargılamanın ilk günü bitirilmesi gereken bir usul kuralıdır. Bu çerçevede velev ki gözden kaçmış ise de usul açısından ilk açılan soruşturma kovuşturma aşamasına geçmiş ise soruşturmanın ilk açılan dosya ile birleştirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

MAHKEME BAŞKANI “BİZDE KİMSEDEN KORKMUYORUZ”

Beştaş’ın konuşmasını kesen mahkeme başkanı, “Siz diyorsunuz ya ‘biz kimseden korkmuyoruz’ neyse ki bizde kimseden korkmuyoruz. Açık olarak deklare ediyoruz” dedi.  Söz alan Demirtaş’ın avukatı Mahsuni Karaman, müvekkiline söz verilmesini ve onun itirazlarının ardından taleplerini dile getireceklerini söyledi.  HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ’ın avukatı Ezgi Güngördü de, “Hem sabahki tutumunuza hem de yaşanan usulsüzlüklere dair Sayın Yüksekdağ da söz alacak. Akabinde biz avukatlar olarak söz alacağız. Bundan sonraki duruşma düzeni için de sizinle uzlaşılan doğrultuda, yani bu doğrultuda devam etmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. Bu sırada mahkeme başkanı HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz’ın duruşma salonunda görüntü çektiğine dair tespit yapıldığını belirterek, tutanaklara geçirdi.

AVUKATLAR SALONU İKİNCİ KEZ TERKEDİYOR

Avukatların Yüksekdağ, Demirtaş ve Tuncel’in reddi hakim talebi üzerine konuşma yapmaları için söz almalarına dair talepleri reddedildi. İddianame itirazlara rağmen okunuyor. Avukatlar önce yazılı, ardından sözlü beyanda bulunmak üzere mahkeme başkanı ile görüştü. Ancak mahkeme yine avukatların hem yazılı hem sözlü taleplerini dikkate almadı. Bunun üzerinden avukatlar sloganlar ve alkışlar eşliğinde salonu terk etmeye başladı.

SELAHATTİN DEMİRTAŞ “128 MİLYAR DOLAR NEREDE?” YAZILI KAĞIDI GÖSTERDİ

Avukatlar usule ilişkin taleplerinin reddedilmesi üzerine salonu ikinci kez terk etti, iddianamenin okunmasına devam ediliyor. Bu esnada SEGBİS ile duruşmaya katılan Selahattin Demirtaş ekrana “128 milyar dolar nerede?” yazılı kağıdı tutturdu.

İddianame, duruşma salonunda mahkeme başkanının tutumunun protestoları eşliğinde okundu. Avukatlar ve siyasetçilerin ilk protestoları 18 dakika sürdü. İddianamenin okunduğu sırada avukatların yeniden siyasetçilerin söz almasını istemesi üzerine, avukatlar ile mahkeme başkanı arasında gerginlik yaşandı. HDP’li siyasetçiler ve avukatlar durumu ikinci kez alkış ve sıralara vurarak protesto etti. “Siyasetçiler konuşsun” talebinin mahkeme başkanı tarafından reddedilmesini “hukuksuzluk” olarak niteleyen avukatlar, alkış ve zılgıtlarla salonu terk etti.

AVUKATLAR REDDİ HAKİM TALEBİNDE BULUNDU

Kobanê Davası avukatlar olmadan iddianame okunmasıyla devam ederken, avukatlar UYAP üzerinden reddi hakim taleplerini mahkemeye iletti. 

108 siyasetçinin yargılandığı davanın ilk duruşması, avukatsız sürüyor. İddianamenin okunması sırasında söz alan DBP eski Eş Genel Başkanı Sebahat Tuncel, reddi hakim talebinde bulundu. Tuncel, “Avukatlarımız olmaksızın bizi yargılamaya çalışıyorsunuz. Biz burada kalıp, dinlemek istemiyoruz” dedi. 

“6 MİLYONUN İRADESİNİ YARGILAYAMAZSINIZ”

Mahkeme başkanı, CMK usulüne göre duruşmayı devam ettirmede hakkı olduğunu iddia ederek, Tuncel’i oturmaya davet etti. İddianamenin okunması devam ederken, bir kez daha mikrofonu açılmadan söz alan Tuncel, “Bu davayı böyle yürütemezsiniz. İşkence yapıyorsunuz bu biçimde. Avukatlarımız olmaksızın iddianameyi okumanız suçtur. 6 milyonun iradesini böyle yargılayamazsınız.  Bu mahkemeyi durdurun saygılı olun. Saygıyı önce siz göstermelisiniz” sözleriyle tepki gösterdi.

AYLA AKAT ATA DURUŞMADAN AYRILMAK İSTEDİ

Tutuklu siyasetçi Ayla Akat Ata ve Beyza Üstün, duruşma salonunda avukatları bulunmadan iddianamenin okunmasının hukuki olmadığını belirterek, müdafilerinin gelmesini talep etti. Ata, müdafileri olmadan duruşma salonunda bulunmak istemediklerini söyledi.

Mahkeme başkanı, siyasetçilerin savunması alınmadan, iddianame okunmadan, duruşma salonundan ayrılmalarının mümkün olmadığını kaydetti. Mahkeme başkanı, iddianamenin okunmasına devam etmesine karar verdi.  HDP eski Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ da, “Ne duyabildik ne de görebildik sizi, görüntü kesildi” diye belirtti.  

Duruşma salonunda hazır bulunan Sebahat Tuncel, ara kararın verilmesini istedi. Tuncel, “Avukatlarımız yok. Bu durum hoşunuza gidiyor mu?” diye sordu. Mahkeme başkanı da siyasetçilerin sözlerine karşılık, “Hayır karşılıklı diyalogla, zılgıtla, masaya vurarak sanığın hakkı savunulmaz. Sıraya vurarak, zılgıt çekerek, izleyici sıralarında konuşanların tamamını duruşma salonundan çıkarırım” dedi. 

SEBAHAT TUNCEL ” YANGINDAN MAL KAÇIRIYORSUNUZ”

Sebahat Tuncel, “Bizim hakkımızda iddiada bulunuyorsunuz. Bunun için yargılama yapıyorsunuz. Biz bunun üzerine söz kurmak istiyoruz. Yangından mal kaçırıyorsunuz. Aceleniz ne. Birbirimizi duymadan, dinlemeden iddianame okutuyorsunuz. Zorla kimlik tespiti yapıyorsunuz” şeklinde konuştu.  Araya giren mahkeme başkanı da, “Yangından mal kaçırmıyoruz. Zorla kimlik tespiti yapmıyoruz. Avukatlar çıkmasalardı” dedi. 

DURUŞMA 3 MAYIS’A ERTELENDİ

Kobanê Davası’nın ilk günü avukatlar olmadan okunan iddianamenin özetiyle son buldu. Mahkeme heyeti reddi hakim taleplerini reddederek, duruşmayı 3 Mayıs’a erteledi.

Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş’ın da aralarında bulunduğu 28’i tutuklu 108 ismin yargılandığı Kobanê Davası, avukatlar olmadan iddianamenin okunmasıyla devam etti.

SİYASETÇİLER AVUKATSIZ ZORLA TUTULDU

İddianame okunduğu sırada SEGBİS ile bağlanan Yüksekdağ ve Demirtaş duruşmayı terk etmek istedikleri ancak mahkemeden gelen talimat doğrultusunda SEGBİS odasından çıkmalarının engellendiği öğrenildi. Gün içerisinde avukatlarsız devam eden duruşmaya ilişkin salonda bulunan siyasetçi Ayla Akat Ata’da duruşmadan ayrılmak istediğini beyan etmişti. Mahkeme başkanı Ata’nın talebini “iddianame okunmadan ve sanıkların savunması alınmadan sanıklar çıkamaz” diyerek, talebi kabul etmedi.

Tutuklu siyasetçilerin, duruşmayı terk etmeleri durumunda iddianamenin okutulmasının durdurulması ve duruşmaya da ara verilmesi gerekiyor.

DEMİRTAŞ ‘YALANLAR GERÇEKLER’ KİTAPÇIĞINI ÇIKARDI

Tutuklu siyasetçilerin duruşmayı terk etme isteğine rağmen 3 bin 530 sayfadan ve 300’den fazla klasörden oluşan iddianamenin özetini okutturmayı sürdüren mahkeme heyetine karşı Demirtaş, avukatları tarafından hazırlanan “3 bin 530 sayfalık 6-8 Kobanê iddianamesindeki Selahattin Demirtaş’a yönelik suçlamalar ve gerçekler” isimli kitapçığı SEGBİS ekranından gösterdi.

AVUKATLARIN TALEPLERİNİ DEĞİL, PROTESTOSU TUTANAKLARDA

İddianamenin özeti okunması ardından mahkeme heyeti tutanaklara “sanık avukatları sıralara vurdukları zılgıt çektikleri, duruşmanın başında verdikleri tutanak ile duruşma salonunun kapısının kilitli olduğu belirtmelerine rağmen kilitsiz olan kapıdan çıktıkları görüldü” diyerek, geçti.

Mahkeme tutuklu siyasetçilerin avukatları tarafından reddi hakim taleplerinin mahkemeye bildirildiğini belirtti. Mahkeme başkanı Selahattin Demirtaş’ın reddi hakim talebine ilişkin beyanlarının alınmasını istedi.

’11 GEREKÇELİ REDDİ HAKİM TALEBİM VAR’

Selahattin Demirtaş söz alarak, “Öncelikkle bugün hem salondaki hem SEGBİS’te bulunun hem de avukat arkadaşlarımız çok yoruldu. Biz de çok yorulduk. Benim reddi hakim talebim 11 maddeler halinde gerekçelidir” dedi.

DEMİRTAŞ: NE YAPTINIZ BİLMİYORUM

Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Dolayısıyla yarın daha geniş zamanda sunmak istiyorum. Fakat bugün şunun tutanağa geçmesini istiyorum. Öğleden sonra duruşma salonunda konuşulan neredeyse hiçbir şey duymadım. Defalarca buradan kağıt yazarak söz istediğim yazdım. Ne tutanağa geçtiniz ne söz verdiniz. Ne yaptınız bilmiyorum. Bunun kayda geçmesini istiyorum. Dolayısıyla yarına kadar süre istiyorum sağlık koşullarımızda uzun süre duruşmayı sürdürmemize el vermiyor. Yarın reddi-hakim talebimi mahkemeye sunacağım. Yarına kadar süre istiyorum.”

YÜKSEKDAĞ: 20 DAKİKA NE SES NE GÖRÜNTÜ VARDI

Söz alan Figen Yüksekdağ da, “Selahattin başkanın yaptığı uyarıyı tekrar etmek istiyorum. Öğleden sonra konuşulan birçok şeyi duymadık, duruşmanın kritik safhasındaki kısımları avukatlarımızın savunmalarını duymadık. Duruşma boyunca tuttuğum kağıtlardır bunlar, el işaretleri yaptık, kendimizi anlatmaya çalıştık. Ama açılmadı bütün uyarılarımıza rağmen. Yazmalarımıza çizmelerimize çabalarımıza rağmen derdimizi anlatamadık. SEGBİS kaydı görüntü ve ses kaydı olmak üzere en az 20 dakika kesildi. Avukatlarımızın daha iddianame okunmadan önce konuşma yaptığı kısmı 20 dakika boyunca düzelmesi için çaba gösterdik. Görevli arkadaşlar bağlantı kurmaya çalıştı o sürede 20 dakika geçti. Bağlantı kurulduktan sonra bizim sesimiz size gelmedi. Sizin sesiniz zaman zaman kesildi. 20 dakikalık kayıp var” ifadelerinde bulundu.

Yüksekdağ, duruşmanın açıklığı yüz yüzeliği esas alınmadan mahkeme başkanın kendilerine rağmen iddianame okunduğunu söyledi. Yüksekdağ, “Bir taraftan durmadan sizi dinlemek zorunda kaldık. Geleceğiz de bu duruşmada üzerimize düşeni yapacağız. Ama çok temel bir şey var. Açıklık alenilik. Açık yargılama yapıyorsunuz. 21. Yüzyıldayız bu online sistemle bütün dünya iletişim halinde. Bu kritik yargılama yapılamıyorsa bu bizim sorunumuz değildir. Acilen çözülmesi gerekmektedir. Konuşmamda daha fazla üzerinde duracağım. Duruşmanın ciddiyetiyle ilgili şok ciddi soru işaretleri oluşturmuştur daha ilk günde aynı gerekçelerle sabahtan itibaren kesintisiz duruyoruz bu salonda artık verimli bir değerlendirme yapmamız mümkün değil. Selahattin başkanın beyanından sonra ben de belirttiğiniz sıralamaya bağlı olarak reddi hakim talebime ilişkin ve usule ilişkin söz almak istiyorum” diye konuştu.

TUNCEL: SÖYLEYECEK ÇOK SÖZÜMÜZ VAR

Söz alan Sebahat Tuncel ise, düzgün bir ortam beklediklerini belirtti. Tuncel, şöyle konuştu: “Bunun sorumlusu biz değiliz. Bakın ben buraya Kandıra’dan geldim. Dün hiç uyumamışım. Ama burayı önemsedik, burada bir yargılama yapılacak diye. Adil bağımsız bir yargılama bekliyoruz. Savunma avukatlarımızın burada olmamasını gördük, karmaşa içinde geçirdik. Bize rağmen kimlik tespiti yaptınız, bize rağmen iddianame okudunuz. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Biz sizi de dinlemek, arkadaşlarımızı da dinlemek, kendimizi anlatmak istiyoruz. Arkadaşlarımız 7 aydır tutuklular. Eş başkanlarımız, ben, Gülten hanım 5 yıldır tutukluyuz.

Söyleyecek tabi ki çok önemli şeylerimiz var. İddianame diye önümüze sunulan şeye karşı tabi ki sözümüz var. Ama bu başlangıç sonucu belirliyor. Zorla baskıyla ben yaptım oldu demekle olmaz. Reddi hakim taleplerine ilişkin de çok yorucu bir gün geçirdiğimiz için eşbaşkanlarımız Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ konuştuktan sonra reddi hakim talebimin gerekçelerini ileteceğim.”

Bugün yaşanan karmaşanın mahkeme heyetinin koşulları sağlamamasından kaynaklandığını dile getiren Tuncel, “Burada bizi dinlemediniz. En azından burada bir sükunet sağlayalım diye düşünün hem biz konuşuyoruz hem iddianame okutuyorsunuz. Böyle bir ortamda yargılama yapılamaz. Biz sizinle hukuk yarıştırmıyoruz. Her şey madde değildir. Hukukun bir de ruhu vardır” dedi.

Tuncel’in konuşması sırasında ses sisteminde sorun yaşandı. Tuncel’in beyanları tutanaklara da geçmedi.

İddia makamı avukatların ve siyasetçilerin reddi hakim talebinin reddedilmesi talebinde bulundu.

Mahkeme heyeti ara kararında reddi hakim talebini redddetti.

Mahkemenin ara kararı şöyle:

“1- Sanıklar Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ, Sebahat Tuncel’e reddi hakim taleplerinin yazılı olarak bildirmeleri için süre verilmesine, bildirildiğinde değerlendirilmesine

2 – Avukatlar Kadir Kuteri, Mehmet Emin Aktar, Mahsuni Karaman, Mesut Beştaş, Kenan Maçoğlu, Cemile Turhallı Balsak, Hürrem Sönmez, Arzu Kayaoğlu, Hadi Cin, Levent Pişkin’in reddi hakim talebinin somut gerekçeye dayanmaması duruşmayı uzatmaya mutaip olması hakimin oturum sırasında reddedilmesi haline söz konusu madde uyarınca bu konuda karar verilmesi için oturuma ara vermek zorunda bulunmaması nazara alındığında duruşmaya devam edilmiş, iddianamenin anlatılması tamamlatılmış, akabinde sanık müdafilerinin duruşma salonundan ayrılmadan önce söz verilmesini istedikleri sanıklara söz verilmiş. Reddi hakim talebi ile ilgili diyecekleri alınmış olup tüm bunlar birlikte değerlendirildiğinde CMK’nin 22 ve devamı maddeleri ve özelikle CMK’nin 31 madddesi nazara alındığında 31/C bendi gereğince red istemin duruşmayı uzatmak amacıyla

Somut gerekçe gösterilmemesi nedeniyle ret isteminin geri çevrilmesine, itiraz edilmesi halinde CMK 2’nin 31/3 ve 260’a 7 maddesi gereğince itiraz yolunun Ankara 23. Ağır mahkemesinde açık olmasına,

3- Bir numara kararı gereğince reddi hakim kararı için süre tanınması, iki numara kararı gereğince verilen kararın itiraza tabii olması, CMK’nın 29’uncu Maddesinin 2’inci fıkrası gereğince savunma aşamasına geçilmeyeceğinin anlaşılması nedeniyle duruşmaya ara verilmesine bu nedenlerle duruşmanın 3 Mayıs 2021 gününe ertelenmesine karar verilmiştir.”

Duruşma 3 Mayıs 09.30’da devam edecek.