Batman’da İpek Er'e tecavüz eden ve intihara sürükleyen Uzman Çavuş Musa Orhan hakkında "nitelikli cinsel saldırı" suçlamasıyla açılan davanın 3 Aralık'ta görülen karar duruşmasında 10 yıl hapis cezası verildi. Mahkeme, "iyi hal" indirimi uyguladığı Orhan'ın tutuklanması talebini de reddetti. Kararı değerlendiren İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin, cinsel istismar davalarında faillere verilen “iyi hal” indirimli cezaların erkekleri cesaretlendirdiğine işaret etti. 

CEZASIZLIK

1990’lı yıllarda benzer suçların çok fazla işlendiğini anımsatan Keskin, bir dönem Batman'ın "kadın intiharları kenti" olarak bilindiğine dikkati çekti. Keskin, "Aslında o intihar eden kadınların hepsi birer İpek Er’di. Ama maalesef o zaman sosyal medya diye bir şey yoktu" dedi. Tespit ettikleri hak ihlallerinin gazetelerde çıkması için çok büyük çaba harcadıklarını söyleyen Keskin, "Şimdi sosyal medya farkıyla bu tür olaylar gündemleşebiliyor. İpek Er’e cinsel saldırıda bulunan Musa Orhan, sosyal medyada ve kadın dayanışması olmasaydı yine ceza almazdı. Yine aynen 90'larda olduğu gibi üstü örtülürdü” diye konuştu. 

'İYİ HAL' İNDİRİM

Orhan’a uygulanan “iyi hal” indirimini değinen Keskin, “Cinsel saldırı suçunun sabit olması, ceza verilmiş olması önemli. Ama buradaki 'iyi hal' indirimi çok sorunlu. Çünkü iyi hal indirimi yapabilmek için yasa şunu söylüyor; failin geçmişteki davranışları, gelecekte olabilecek davranışları ve sosyal ilişkileri. Bunların iyi olması halinde böyle bir kanaat oluşursa bir indirim yapılabilir. Cinsel saldırı davalarında yapılan iyi hal indirimleri erkekleri güç veriyor. Onlara bu suçu işleme konusunda imkan sağlıyor” diye kaydetti. 

ÜNİFORMALI SUÇLULAR

Keskin, yıllardır cinsel saldırıya uğrayan trans ve kadınların avukatlığını yaptığına aktararak, bugüne kadar 793 kadının kendilerine başvuruda bulunduğunu belirtti. Keskin, bu olaylara karışan bir korucu dışında tek bir resmi görevlinin ceza almadığına işaret ederek, "793 kadının faili cezasız kaldı” dedi. Kendilerine başvuranların dışında da çok sayıda kadının olduğunu kaydeden Keskin, militarizmin yargı alanına da sirayet ettiğini ifade etti. 

Keskin, şunları söyledi: "Maalesef eğer o failin üniforması varsa, üstüne üstlük faşizmin temsili olan 'kurt' işareti yapıyorsa her yerde korunuyor. Bütün kadın cinayetlerinde, kadına yönelik şiddet olaylarında faillerin görüntülerine bakın silahlı olduklarını görürsünüz. Bazıları üniformalıdır. Büyük bir kısmı da 'kurt' işareti yapar. Bunun en çarpıcı örneği Alaattin Çakıcı. Birçok suçu var. Ama hala hepimizi tehdit etme özgürlüğüne sahip.” 

DÜŞÜNCELER TUTUKLU 

Keskin, düşüncelerinden dolayı birçok kişinin şu an cezaevinde olduğunu, ancak bir kadına cinsel saldırıda bulunduğu mahkemede tespit edilen askerin tutuksuz olduğunu belirtti. Bu durumun ülke hukukunun geldiği noktayı ortaya koyduğunu dile getiren Keskin, “Cezaevine girdim hala Özgür Gündem Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni olduğum gerekçesiyle toplam 26 yıl 9 ay hapis cezam var. Yargıtay’da ve istinafta bekliyor bunlar. Bu kadar cezam varken hiçbir yere gitmeyeceğimi defalarca söylememe rağmen önceki gece yine ikametgahımıza polisler geldi. Türkiye aslında ifade özgürlüğünü garanti altına alan birçok  uluslararası sözleşmeyi imzalamış ama bir hukuk devleti olamadığı için asla muhalefeti kabul etmiyor. Özellikle resmi ideolojinin eleştirilmesini istemiyor. Bu nedenle bizim gibi insanlar hep tedirgin yaşamaya mahkum ediliyor. Bu tür argümanlarla bizi susturmaya biat ettirmeye çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

MA / Esra Solin Dal