Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 2020 bütçesine karşı “İnsanca Yaşam, Demokratik bir ülke” şiarıyla Gündoğdu Meydanı’nda gerçekleştirdiği bölge mitingine binlerce emekçi katıldı. “Halk için bütçe”, “Savaşa değil emekçiye bütçe’ “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganlarıyla Konak Cumhuriyet Meydanı’ndan alana başlatılan yürüyüşe Kütahya, Aydın, Manisa, Balıkesir ve Denizli illerinden katılım sağlandı. Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) ve bağlı sendikalar ile Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl Örgütü, kent Milletvekili Serpil Kemal, Emek Partisi (EMEP) İl Örgütü, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) İl Örgütü, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) İl Örgütü, Sol Parti ve Toplumsal Özgürlük Partisi İl Örgütü gibi çok sayıda siyasi parti ve sivil toplum örgütü katılım sağladı. Sendikaların pankartlarına “Halk için Bütçe”, “Saraya Değil Emekçiye Bütçe”, “Vergide Adalet İstiyoruz”, “Krizi Biz Çıkarmadık, bedelini biz ödemeyeceğiz” gibi talepler yansırken, kanun hükmünde kararnamelerle ihraç edilen emekçiler de “Geri Döneceğiz” talepleriyle alanda yer aldı.

Mitingin açılış konuşmasını KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hasan Ali Kılıç yaptı. “Kuyucaklı Yusuf’un, Börklüce Mustafa’nın, Torlak Kemal’in yoldaşları, zalime, zulme karşı efe, işgale karşı eşkıya, gericiliğe karşı bilimin ışığı olanlar, demokrasi beşiği bu topraklarda direniş mayası ile yoğrulanlar, ülkemin güzel insanları hoş geldiniz, sefa Getirdiniz” diyerek başladığı konuşmasında Kılıç, “İnsanca Yaşam, Demokratik Türkiye” talebiyle toplandıklarını dile getirdi. 

‘DÖNEMİN YEZİTLERİ KÖLE GÖRÜYOR BİZİ’

“Bu dönemin Yezitleri, Dehakları kendilerini devletin sahibi, bizleri de köle olarak görüyor” diyen Kılıç, iktidarın hak hukuk dinlemeden pek çok alanda keyfi uygulamalar yaşattığını hatırlattı. Anayasa’nın tamamen ortadan kaldırıldığını vurgulayan Kılıç, “Aşiret devletine döndük. Askeri vesayet diyorlardı, şimdi en alasından kendi vesayetlerini kurdular. Kendilerinden olmayana bir tas suyu, bir lokma ekmeği dahi çok görüyorlar” dedi. 

‘TALEPLERİMİZ ONLARIN İNSAFINA KALMAZ’

Emekçilerin kimseden hakkı olmayan bir şeyi talep etmediğini dile getiren Kılıç, “Taleplerimiz de ne onların insafına kalmış ne de mülkiyetlerinde olan şeylerdir. Vergimizi veriyor muyuz? Veriyoruz! Dolaylı vergilerde dünyada rekor düzeyde anında ödüyor muyuz? Ödüyoruz! Dünyanın en pahalı benzinini biz alıyor muyuz? Alıyoruz! Askerlik vakti gelince marş marş deyip alıp götürüyor musun? Götürüyorsun! Geçmediğimiz yolun, tünelin, köprünün parasını bile alıyor musun? Alıyorsun!” diye konuştu.

‘ALANLARDA OLACAĞIZ’

Konuşmasında Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç kararlarına da değinen Kılıç, “15-20 sene okuyup türlü türlü sınavlardan, güvenlik soruşturmalarından, arşiv araştırmalarından, bin bir badireden sonra girdiğimiz işten bir satırlık yazıyla ihraç edildik. Sonra da dalga geçercesine üyelerini kendilerinin atadıkları komisyondan adalet beklememizi istediler. Ne sizden merhamet bekliyoruz, ne de talimatınızla işleyen organlardan bir beklentimiz, bir talebimiz var. Bizler ‘hak verilmez alınır’ diyen bir geleneğin içinden gelenleriz. Bizler, ‘Yok öyle umutları yitirip karanlıkta savrulmak. Unutma; aynı gökyüzü altında, bir direniştir yaşamak.’ diyen Nazım Hikmet’in yoldaşlarıyız. Bizler, İkram Mihyazların, Necati Aydınların, Zübeyr Akkoçların, Aziz Yuralların hevalleriyiz. 130 haftadır alanlardayız. Tek bir KESK’li dahi dışarıda kalmayıncaya kadar gerekirse bir 130 hafta, bir 130 hafta daha alanlarda oluruz” diye konuştu. 

Geçtiğimiz 8 Ocak’ta doğum günü olan şair Arkadaş Zekai Özger’in “alnını dağ ateşiyle ısıtan yüzünü kanla yıkayan dostum senin uyurken dudağında gülümseyen bordo gül benim kalbimi harmanlayan isyan olsun…” dizlerinden alıntı yapan Kılıç, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Haksızlığa, zulme, adaletsizliğe, yolsuzluğa ve yoksulluğa, krize, güvencesizliğe, zamlara, keyfiliğe, kadın kırımına, çocuklara yönelik istismara, gericiliğe, emeklileri devlete yük gören köhnemiş yalaka zihniyete isyanımız her gün biraz daha büyüyor. Büyüyor içimizdeki yangın. Büyüyor direnişimiz. Gelin bu direniş ateşini hep birlikte harlandıralım. Gelin kendilerini vazgeçilmez, zulümlerini bitimsiz zannedenlere hep birlikte bir ‘dur’ diyelim.” 

‘GELECEĞE UMUTLARIMIZI KARARTMAK İSTİYORLAR’

Kılıç’ın ardından söz alan KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, Türkiye’nin adım adım ekonomik, siyasal, toplumsal bunalıma içine itildiğini söyledi. “Bir avuç mutlu azınlığın dışında kalan herkesin, hepimizin geleceğe ilişkin umutları karartılmak isteniyor” diyen Gezen,  AKP ekonomi politik tercihlerinin ülkeyi her gün biraz daha fazla uçuruma sürüklediğini ifade etti. Gezen, “Yeni yıla yine rekor kıran işsizlik oranlarıyla, yüksek enflasyonla, hayat pahalılığıyla girdik. Ülkemizi uluslararası mali sermayenin yağmasına açanlar, ucuz iş gücü cenneti yaratanlar emekçiler için ise cehennemin taşlarını döşediler” diye konuştu. 

‘ÇARŞI PAZAR EL YAKIYOR’

KHK’lerle on binlerce kamu emekçisinin işinden, ekmeğinden edildiğini hatırlatan Gezen, “Ağaç kökü yesinler dedikleri KHK’lilerin seyahat, eğitim hakkını gasp ettiler, banka hesabı açmayı dahi yasakladılar. Seçme ve seçilme hakları gasp edildi, halkın iradesini yok sayarak atadıkları kayyumlar eliyle emekçiler işlerinden edildi” dedi. Borçlanmaya, dış finansmana, ranta, spekülasyona, betonlaşmaya dayalı ekonomik modelin çöktüğünü ifade eden Gezen, krizin faturasını emekçilerin ve halkların sırtına yıkılmak istendiğini söyledi. Gezen, şöyle devam etti: “Son bir yıl içinde elektriğe yüzde 45, doğalgaza yüzde 44, peynir, süt, yoğurt gibi süt ürünlerine yüzde 35, çaya yüzde 32, köprü geçiş ücretlerine yüzde 47, toplu taşıma ve ulaşıma, tütün ürünlerine ve bebek mamasına yüzde 40, bebek bezine yüzde 35, akaryakıta yüzde 22 zam yapıldı. Son iki yıl içinde ise elektriğe yapılan zam oranı yüzde 75’i, doğalgaza yapılan zam oranı ise yüzde 65’i geçti. Yılın daha ilk haftasında Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim Köprülerinin geçiş ücretlerine yüzde 14 zam yapıldı. İstanbul, Ankara, İzmir başta olmak üzere büyük şehirlerde ekmeğin fiyatı son sekiz ayda yüzde 50 zamlandı. Çarşı, pazar el yakıyor.”

Emekçilerin ücretlerinden kesilen vergilerle oluşturulan bütçeden iktidarın 2020 vergi adaletsizliğini derinleştirmeye devam ettiğini vurgulayan Gezen, “Bizim yarattığımız kaynakları, ihtiyaçlarımızı ve taleplerimizi karşılamak yerine vergi afları, alınmaktan vazgeçilen vergi tutarları ve teşviklerle sermayedarlara peşkeş çekiyor. Güvenlik ve savunma sanayi harcamaları adı altında silahlanmaya, savaş politikalarına aktarıyor. Yatırım yok, üretim yok, istihdam, iş güvencesi yok, insanca yaşanacak bir ücret yok. Toplumsal cinsiyet eşitliği körü bu bütçede bir tek bu bütçeyi oluşturanlara pay yok” diye konuştu.  

‘AKP SAVAŞA SARILIYOR’

AKP artık ülkeyi yönetemediğine dikkati çeken Gezen, ekonomik, toplumsal, siyasal krizini aşmak için ise baskı, şiddet ve savaş politikalarına başvurmaktan çekinmediğini söyledi. AKP’nin yeni Osmanlıcılık hayalleriyle girdiği Ortadoğu’da paylaşım savaşlarından pay kapmak, içeride ise kendi ömrünü uzatıp emekçilerin asıl gündemini perdelemek için Libya tezkeresine sarıldığını ifade eden Gezen, şunları söyledi: “Milliyetçi, gerici, şoven politikalarla bizleri birbirimizin düşmanı haline getirerek bu ülkenin asıl gündemini, işsizliği, yoksulluğu, güvencesizliği, geçim derdini, hayat pahalılığını, KHKleri, hukuksuzlukları konuşulamaz hale getirmeye çalışıyor.” 

Emekçilerden alınan kaynaklarla yandaşa sermayeye, savaşa aktarılmasına dayalı, istihdam ve üretim yaratmayan, toplumsal cinsiyet körü bu bütçeyi kabul etmeyeceklerini vurgulayan Gezen, taleplerini şöyle sıraladı: 

* Kriz bahanesi ile yaşanan işten çıkarmalara, ücretsiz izinlere

* İş güvencemizi ortadan kaldırmayı hedefleyen her türlü güvencesiz istihdam uygulamasına son verilmesini istiyoruz  

* Kadınların sürekli ve güvenceli işlerde istihdam edilmesinin önündeki tüm engellerin kaldırılmasını

* Kamuya alımlarda eşitsizliği artıran, torpilin, kayırmanın, kadrolaşmanın önünü açan mülakat, sözlü sınav, güvenlik araştırması ve arşiv kaydı uygulamasına son verilmesini istiyoruz

* Elektrik, doğalgaz, su, akaryakıt, ekmek, toplu taşıma gibi temel ihtiyaçlara yapılan zamlar geri alınmalı

* Tüm emekçilerin ücretlerinin insanca yaşanacak bir seviyeye çekilmesi için ek zam yapılmalı

* Hem kamu emekçilerinin hem işçilerin TÜİK’in resmi hedeflenen enflasyon rakamlarını temel alan toplu sözleşmeleri hükmünü çoktan hükmünü yitirmiştir. Bu toplu sözleşmeler derhal yenilenmeli, maaşlarımızda-ücretlerimizde yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artış yapılmalıdır

* Demokrasiyi yok eden tüm uygulamalara, hukuksuzluklara, kayyumlara son verilmeli, halkın iradesi tanınmalı

* KHK ile ihraç edilenler tüm haklarıyla iade edilmelidir

* Kar, faiz ve servet gelirlerine tanınan ayrıcalıklar kaldırılmalı

* Asgari ücret vergi dışı bırakılmalı

* Temel tüketim maddelerinden alınan KDV sıfırlanmalı

* Birinci vergi dilimi yüzde 15 ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir

* Kamu kaynaklarının kimlerden toplanacağına, hangi ihtiyaçlar için harcanacağına halkın, sendikaların, demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla karar verilmeli; süreç açık, şeffaf yürütülmeli ve denetlenebilir olmalı

* Toplumsal cinsiyet eşitliği hayatın her alanında olduğu gibi yarattığımız kaynakların harcanmasında esas alınmalı

* Özelleştirme soygununa, kamu hizmetlerinin piyasalaştırılmasına, yağma ve talana son verilmeli

* Temel kamusal hizmetlerin herkes tarafından eşit, ulaşılabilir, nitelikli bir şekilde sunulmasına öncelik verilmeli

* Savunma ve güvenliğin daha fazla silahlanmaktan değil, demokrasinin tüm kurum ve kurallarıyla işletilmesinden, adaletin tesisinden geçtiği gerçeğinden hareketle kaynaklarımız barış ve demokrasi için kullanılmalıdır

Miting İzmir Müzisyenler Derneği’nin Kürtçe, Türkçe ve Arapça olarak farklı dillerde verdiği konserle sona erdi.