Mardin’in Yeşilli ilçesi Gül ve Tepebaşı mahallelerinde Ocak ayında “ Kentsel Dönüşüm ” kapsamında “metruk” denilen yapıların yıkımına başlandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Toplu Konut İdaresi’nin (TOKİ) Yeşilli Belediyesi ile ortak yürüttüğü projede, yurttaşların hala yaşadığı evlerin elektrikleri kesilerek, boşaltmaları istendi. Bunun üzerine bölge halkı, 6 Nisan’da bir araya gelerek kararı protesto etti.  

Mardin merkeze 9 kilometre mesafede bulunan 15 bin nüfuslu ilçede başlatılan proje, 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişiminin ardından ilan edilen Olağanüstü Hal (OHAL) sonrası Bakanlar Kurulu Kararı ile “riskli alan” ilan edildi. Karar sonrası ilçede “Kentsel Dönüşüm” için harekete geçildi, 35 yurttaşın yaptığı “Yürütmenin Durdurulması” başvuru ise reddedildi. Projenin kabul edilmesiyle 2021 yılı Ocak ayında ilçede yıkım çalışmaları başlatılırken, kimi yurttaşların mağdur edildikleri gerekçesiyle tepkileri sürüyor. Sokağa çıkan ilçe sakinleri, projenin yürütücüsü konumundaki AKP’li Belediye Başkanı Hayrettin Demir’i istifaya çağırarak, projeye dair anlaşmayı kabul etmemelerine rağmen evlerinin yıkılmak istenmesine tepki gösterdi. 

POLİS KAMERASINA DERT ANLATMAK

Halkın yaşadığı sorunu yerinde görmek için gittiğimiz ilçenin yüzde 90’ı Arap yurttaşlardan oluşuyor. Hemen herkesin birbirini yakından tanıdığı ilçeye gazetecilerin geleceğinin haberini alan polisler, dolmuş durağında bekleyerek, araçtan inen herkesi ismiyle karşıladı. Genel kimlik sorgusunun ardından yurttaşlarla görüşeceğimiz noktaya kadar takip eden polisler, kamerayı da açarak kayıt almaya başladı. Bu kayıt alma işlemi yurttaşlarla yaptığımız özel görüşmeler sırasında da tepki ve hatırlattığımız kanunlara rağmen devam etti. Halkın yaşadıklarını anlatmaktan çekineceği endişemize karşılık, halkta pek bir endişe yaşanmadı. Aksine polisleri evine davet eden yurttaşlar, burada polis kamerasına da yaşadıkları mağduriyeti anlattı. Önde MA’nın kamerası arkada polis kamerası, her şey kayıt altına alındı. Polis amiri ise, sık sık kamerasının şarjının biteceği endişesi ile ne kadar işimizin kaldığını sorarak, bıkkınlığını yansıttı. 

Evinin sağlam olduğunu ispatlamak için içeride çekim yapılmasını isteyen Veysi Mocu, polisleri de “gelin çekin” diye çağırdı. Kendilerine evrak gösterilmeden ve bilgi verilmeden çıkmalarının istendiğini söyleyen Mocu, “Bu insanlara gidecek bir yer ayarlarsın ‘eyvallah’ deriz” ifadelerini kullanırken, bir taraftan da arkamızda çekim yapan polis kamerasına bakarak, “Bu evler 10 gündür susuz. Amirim, haberiniz olsun Mardin Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü’ne (MARSU) de bildirin, kavga çıkarmak istemiyoruz her gün. Bu adamın amacı bizi terör göstermek” diye belirtti. 

YA BORÇ, YA GÖÇ

Projeye karşı çıkan yurttaşlar evlerinin gerçek değerinin belirlenmeyerek, kişiye göre muamele yapıldığı görüşünde. Yaşadıkları müstakil bahçeli evlerin yerine yapılacak konutlardan daire verileceği belirtilen yurttaşlar, borçlandırılacakları için önlerine sunulan teklifi kabul etmediklerini dile getirdi. Evlerine cüzi bir fiyat biçilirken, yapılacak konutlara fahiş fiyat biçildiğini aktaran yurttaşlar, aradaki farkı ödemelerinin istendiğini söyledi. Çoğu yoksul, gündelik veya mevsimlik işlerde çalışan yurttaşlar, fiyat farklarını ödeyemeyecek durumda olduklarını ve yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle tehdit edildiklerini belirtti. Ya göç etmek, ya da ömür boyu ödeyemeyecekleri bir borcun altına girmek zorunda kalacaklarını ifade eden yurttaşlar, borçlanma yerine evlerinde kalmada kararlı.

ELEKTRİKLER KESİLDİ

Yurttaşlardan Hanime Samsa, projeye karşı olmadığını ancak proje kapsamında sağlam olan evlerin de yıkılmak istenmesine karşı olduğunu söyledi. Yaşadığı evin yeni olduğunu dile getiren Samsa, “Kendi evlerimizden memnunuz. Anlaşma yapmadık. Ama elektriklerimiz kesildi. Kendi evimizi istiyoruz. Başkan ambulans girmeyen, itfaiye giremeyen evleri yıkacağını söyledi ama bizim yolumuz da var” diye belirtti.  

HALK GÖÇ ETTİRİLİYOR

Evinin önünde ekmek yaparken, derdini anlatan Ayşe Samsa da, evlerinin yıkılmasını istemediğini dile getirerek, söz konusu konutların kendileri için yapılmadığını belirtti. Yeşilli halkının göç ettirilmek istendiğini ifade eden Samsa, mağduriyetlerini “Madem bizi düşünüyor gelip evimizi görsün. Neden yıkıyor? Harabe evlere diyecek bir şey yok. Bizim ev sağlam, evimizi yıkmasın. Gidecek bir yerimiz de yok. Ne elde var ne avuçta. ‘Yeşilli halkı için yapacağım’ diyor. Ne yapıyor Yeşilli halkı için? Yeşilli halkını zaten buradan gönderiyor. TOKİ’yi kime yapıyor? Kendisini düşünüyor, bizi düşünmüyor. Dışarıdan gelen insanlar için yapıyor. Bizim için yapmıyor. Benim evimi yıkıyor, bir de üstüne para eklemem gerekiyor. Biz çöplüğümüzde memnunuz. Bize karışmasınlar. Ben burada ekmek yapıyorum. Bu dünyaya bedel. TOKİ yaptığında gelirim olmadığı zaman gidip ekmek alamam. En azından burada ekmeğimizi yapıyoruz. Gidip parayla ekmek alamam. 10 kişilik aileyiz. Kimse bize kiralık ev de vermez” şeklinde özetledi. 

NEREYE GİDİLECEK?

Evinden başka bir mülkü olmadığını ve bunun da boşaltılmasının istendiğini dile getiren Edip Mocu ise, şöyle dedi: “Bunu yıktığı zaman ben nereye gideceğim. Ne arazim var, ne bir şeyim. Babadan kalma bir ev. ‘Bunu boşalt, yıkacağım’ diyor. ‘Başbakan benim, vali benim, nereye şikayet edersen et’ diyor. ‘Anlaşalım sana bir kuruş para vereyim git’ diyor. Anamın, babamın mezarı hepsi burada, nereye gideceğim.” 

Arsa parası verilerek, evlerinin ellerinden alınmaya çalışıldığını kaydeden Mocu, evini vermesi durumunda göç etmek zorunda kalacağını söyledi. 

Mezopotamya Ajansı/ Ahmet Kanbal