Aydın'ın İncirliova ilçesinde yaşayan 2 çocuk annesi Duygu Bektaş (35), ilçenin tek kadın kıraathane işletmecisi olarak biliniyor. Malatya’da doğup büyüyen, 10 kişilik bir ailenin 5’inci çocuğu olan ve 18 yaşında evlenen Bektaş, 12 yaşından itibaren tarla, bahçe ve fabrikalarda çalışmaya başladı. Ekonomik zorluklar nedeniyle birçok kente göç etmek zorunda kalan Bektaş, son olarak 2011’de İncirliova’ya yerleşti. Burada da kimi yerlerde çalışan Bektaş, son 5 yıldır da kendi işletmesi olan kıraathaneyi işleterek, yaşamını idame ediyor. 

KENDİNE GÜVEN

Yıllardır birçok zorlukla karşı karşıya kaldığını dile getiren Bektaş, anne ve babasının çobanlık yaparak kendilerini büyüttüğünü söyledi. İncirliova’ya yerleştikten sonra 8 ay işsiz kaldığını anlatan Bektaş, “Yeni bir yere geldim ve insanları tanımıyordum. Bu süreçte ne yapabilirim diye çok düşündüm. Bu sırada kıraathane gördüm ve eşimle bu konuyu paylaştım. Başkasının işinde çalışacağıma kendi işimde çalışırım dedim. Eşim bu konuda en büyük destekçim oldu. Ben de düşüncemi resmiyete döktüm ve burayı açtım. Sabah saat 06.00’da açıyorum. Pandemiden önce bazen gece 02.00’a kadar çalıştığım oluyordu. Beni görenler şaşırıyor; ama o algıya karşı çok mücadele ettim. Başta sizin kendinize inanmanız lazım. Siz inanırsanız başkaları da inanır” sözleriyle kıraathaneyi açma sürecini anlattı. 

‘YAPAMAZSIN’ ALGISINI YIKTI  

Bir kadının toplumdaki varlığı için üretimden kopmaması gerektiğini ve her alanda mücadele vermesi gerektiğine dikkati çeken Bektaş, kıraathanede çalışmaya başladığında çevresindekilerin kendisine dönük nasıl karşı çıktığını anlattı. Her şeyi göze aldığını belirten Bektaş, “Mesela ilk gelen müşterilerim ‘kadın ve kahveci olmak’ dedi. Kadın tarlada, bağda ve bahçede çalışınca hiçbir şey olmuyor da kahvede çalışınca mı bir şey oluyor. İlk defa gelenler çay isterken, bana afallayan gözlerle baktılar. Ama aldırış etmedim, işimi sürdürmeye devam ettim. Zamanla bana olan bakışları olumlu yönde değişmeye başladı” şeklinde konuştu.

‘KARŞI OLANLAR YANIMDA YER ALDI’

Salgından kaynaklı işlerin durgun olduğunu, müşteri kaybının olduğunu kaydeden Bektaş, “Kendi imkânlarımızla ayakta durmaya çalıştık. Kira ve kredi borçlarımız vardı. Şu an iş olmadığı halde elektrik faturaları çok yüksek geliyor. Ama yine ayakta duruyoruz” dedi. İleriki süreçlerde işyerini daha da büyütmek ve kadınların daha rahat oturabileceği bir kıraathane açmanın hayali olduğunu söyleyen Bektaş, şöyle devam etti: “Benim için hayat hiçbir zaman evde oturup iki tabak yemek pişirmek olmadı. Kendimi bir erkeğe muhtaç etmek istemedim. Kadınlar nasıl evde kırk işle uğraşıyorsa dışarıda da uğraşır. Kadınları eşine, babasına ya da herhangi birine bağlı olmamalı. Kendilerine güvensinler, çaresiz hissetmelidir. Çalıştığım için kendi paramı kazandığım için bu gün gönül rahatlığı ile harcıyorum. Kadınlar evde bile olsa üretimden kopmasınlar.” 

Mezopotamya Ajansı / Esra Solin Dal