Diyarbakır 2017 Newroz'una katılırken öldürülen üniversite öğrencisi Kemal Kurkut'un katil zanlısı polis Y.Ş. hakkında Diyarbakır 7’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde "olası kastla öldürme" suçundan açılan dava beraatla sonuçlandı. Bu karara “kesin ve inandırıcı deliller elde edilmediğini” gerekçe gösteren mahkeme heyeti, kararın kesinleşmesi ardından olay yerinde görevli tüm polisler hakkında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunacak. Gazeteci Abdurrahman Gök’ün çektiği fotoğraflar ve bilirkişi raporlarına rağmen verilen beraat kararı tepkilere neden oldu. Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Diyarbakır Şubesi Eşbaşkanı Muharrem Şahin, verilen kararın Türkiye'de hukukun çöküşünü gösterdiğini söyledi.

'HUKUK ÇÖKTÜ’

Yaşanan sürecin ürkütücü ve kaygı verici bir durum olduğuna dikkati çeken Şahin, "Belki dışarıdan kamuoyu tarafından veya teknik anlamda hukuki bilgiye sahip olmayan insanlar tarafından kısmen anlaşılabilir olsa dahi bizim açımızdan teknik olarak böyle bir dosyada beraat kararının verilmesi mümkün olmadığı çok açık ve nettir" diye konuştu. Şahin, bu kararla hukukun çöktüğünü ve hukukun uygulanma olasılığının kalmadığını söyledi.

'RAPORLAR ÇELİŞKİLİ HALE GETİRİLDİ'

Kemal Kurkut dosyasının uzun bir sürece yaydırıldığını, bu süreçte hiç kimsenin bir talebi olmaksızın mahkemenin yeni bir bilirkişi raporu tanzim ettiğini vurgulayan Şahin, bilirkişi raporlarının çelişkili hale getirilerek sanığın beraat etmesinin sağlandığını ifade etti. 

'AMAÇ DEĞİL, ARACA DÖNÜŞMÜŞ'

Esas aktör olan mahkemelerin amacının hukuka hizmet etmek olduğunu belirten Şahin, Kemal Kurkut davasında tanıklık ettikleri mahkemenin hukukun amacına değil, aracına dönüştüğünü dile getirdi. Bir ülkede mahkemelerin hukuku uygulamama ya da uygulayamama aşamasına gelmesinin, o ülkede toplumsal düzenin bozulacağı ve kaosun çıkmasına sebep olacağına işaret eden Şahin, "Bir insanın tam tabirle canlı yayında öldürülme anları kare kare olmasına rağmen bunu çeken fotoğraflayan insanların fotoğraf makinelerine, kartlarına el konuluyor ama ne yazık ki Kemal Kurkut'u infaz eden şüpheliler için beraat kararı veriliyor. Ayrıca mahkeme çok iyi bir marifetmiş gibi sanığın beraatına ama bu işi yapanlara da suç duyurusu yaparak, yeni bir soruşturmanın başlatılması kararını vermiştir. Mahkeme burada olayı çarpıtıp, muğlaklaştırmıştır, zamanla bu dosyanın tamamının kaybolmasına sağlamaya yönelik bir karar almıştır. Bu karar hukuken kabul edilebilecek bir karar değildir. Biz bunun takipçisi olacağız ve mutlak surette hukukun amacının uygulanmasını sağlayacağız" diye konuştu. 

'İTİBAR KALMADI'

AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan'ın “reformlar gerçekleştirilecek” açıklamalarının toplumda bir beklenti yaratma amacıyla yapıldığını ifade eden Şahin, şöyle devam etti: "Bunun birinci nedeni şudur: Sayın Cumhurbaşkanı çıkıp bütün kamuoyunun önünde  'Anayasa Mahkemesinin kararlarını tanımıyoruz', 'Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin kararlarını yerine getirmek zorunda değiliz'  ya da Selahattin Demirtaş'ta olduğu gibi 'karşı hamlemizi yapar işimizi bitiririz' demiştir. Bu aşamada Cumhurbaşkanının bu söylemlerine bundan sonra itibar etme olanağımız bulunmamaktadır." 

'BAKANLIĞINA FRANSIZ KALMIŞ'

Adalet Bakanlığının "ne olursa olsun, kıyamette kopsa adalet yerini bulsun" söyleminin aslında bugüne kadar hukukun uygulanmadığının itirafı niteliğinde olduğunu sözlerine ekleyen Şahin, ironik gördüğü bu söylem için, "Kendi ülkesinde, başında bulunduğu kuruma Fransız kalmış bir bakanımız var. Çıkıp sanki başka bir ülkede başka bir şey yaşanıyormuş gibi bir açıklamaları var" dedi. 

'MÜCADELEMİZE DEVAM EDECEĞİZ'

Hukukun amacına ulaşması için mücadelelerine sonuna kadar devam edeceğini yineleyen Şahin, Kemal Kurkut davasında gereken itirazları yapacaklarını söyledi.