İnsan Hakları Derneği (İHD) İzmir Şubesi Kayıplar Komisyonu, "Kayıplar bulunsun failler yargılansın" sloganıyla Eski Sümerbank’ın önünde açıklama yaptı. Kayıp yakınları bu hafta 24 Aralık 1994'te İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra bir daha kendisinden haber alınmadığı İsmail Bahçeci’nin akıbetini sordu. İHD üyeleri, "Kayıplar belli failler nerede" ve "Kayıplar vicdanındır sahip çık" pankartları açıldı. İsmail Bahçeci kaybediliş hikayesini İHD İzmir Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Caner Canlı okudu.

 ‘BENİ KAYBEDECEKLER’

Canlı, 27 yıldır Bahçeci’nin kaybedildiğini belirterek, “Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda öğrenciydi. Okulundaki öğrenci derneğinin kurucusu ve başkanıydı. Aynı zamanda Türkiye Öğrenci Dernekleri Federasyonu başkanıydı. Defalarca gözaltına alındı, hep takip edildi. 24 Aralık 1994'te İstanbul’da, Levent civarlarında dört sivil kişiyle karga tulumba sivil bir ekip otomobiline bindirilen Bahçeci’nin son görüldüğü yer orası, son duyulan cümlesi ‘Beni gözaltına alıyorlar’ oldu. Bahçeci, Aksaray’da İstanbul Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi Müdürlüğünce Olağanüstü Hal (OHAL) Bölgesi’nde işlendiği iddia edilen bir suçun soruşturması için gözaltına alındığı haberi geldi ve İsmail'den bir daha haber alınamadı. Bahçeci’nin son sözü ‘Beni kaybedecekler’ oldu ve sivil bir arabaya zorla bindirildi günden sonra Bahçeci’nin aranmaları ve onunla ilgili ev baskınları da bitti” dedi.

‘FAİLLER CEZALANDIRILISIN’

Bahçeci’nin annesi Fatma ve Şeyhmus Bahçeci’nin o dönem devletin birçok kuruma başvurduğunu ancak bir sonuç almadıklarını belirten Canlı, “Dönemin Başbakanı Çiller ve Cumhurbaşkanı Demirel randevu taleplerini kabul etmedi. Görüştükleri İnsan Haklarından Sorumlu Devlet Bakanı Azimet Köylüoğlu, onlara Bahçeci, işkence ile öldürülüp bir çukura atılmış olabileceğini söyledi. İçişleri Bakanı Nahit Menteşe de, ‘Dua edin de oğlunuz polislerin elinde olsun. Araştırıp size haber vereceğim’ dedi. Ama aileyi hiç aramadı” diye belirtti. Canlı, “Bahçeci’nin faillerin bulunmasını ve cezalandırılmalıdır. Kaybedilen insanları aramaya onların sesi olmaya, insan hakları ve evrensel hukuk kurallarının uygulandığı bir yönetim biçimi için mücadeleye devam edeceğiz” diye belirtti.(İzmir/MA)