Bursa’dan tatil yapmak için Antalya'nın Manavgat ilçesinin Side Mahallesi’ne giden A.Ç., jandarma tarafından keyfi bir şekilde gözaltına alınarak darp edildiğini iddia etti. 30 Temmuz'da bir arkadaşı ile birlikte bir kafede oturduğunu belirten A.Ç., gece saat 01.30 civarında kaldığı otele gitmek üzere yola çıktığını söyledi. Bu sırada iki jandarma tarafından durdurulduğunu belirten A.Ç., jandarmanın kendisine “Elindeki içki şişesini çöpe at” dediğini söyledi. “Bu hukuken yasak değil” dediğinde ise jandarmanın “Kanun benim” şeklinde cevap verdiğini aktardı. 

İŞKENCE YAPTILAR

Hiçbir gerekçe gösterilmeden yaka paça gözaltına aldığını dile getiren A.Ç., “Zaten o sırada karakolun önündeymişiz. Beni karakolun hemen girişinde boş bir odaya attılar ve tekme tokat dövmeye başladılar, karakoldaki tüm jandarmalar da içeri girdi ve hepsi beni yaklaşık yarım saat boyunca dövdü. İşkence yaptılar, aşağıladılar, sözlü cinsel tacizde bulundular. Sanırsam bu tarz işkenceleri baya yapıyorlar. Çünkü, o oda zaten boş ve kamera yok. Özellikle iz bırakmayacak şekilde işkence ediyorlar ve vuruyorlar” dedi. 

YAŞADIKLARINI ANLATTI

Kendisine işkence uygulayan bir jandarmanın parmağının kırıldığını, bunun üzerine odaya giren jandarmalar tarafından ikinci bir işkenceye maruz kaldığını ifade eden A.Ç., yaşadıklarını şöyle anlattı: “Özellikle iz olmasın diye kulağımın arkasını çok sert bir şekilde parmaklarıyla bastırıyorlardı. Dışarıda arkadaşlarım içeri girmeye çalıştı. Karakola beni dövdükleri yere kadar gelmiş, beni bir sürü jandarma döverken görmüş ve onu hemen dışarı çıkarmışlar. Gördüklerini anlatmak için ifade verdirtmemişler, ‘seni de mi yanına atalım’ diye tehdit etmişler. Şu an bunları anlatırken bile ellerim ayaklarım titriyor, uyuşuyor, ağlıyorum. Çok büyük bir travma yaşadım. Dayak bittikten sonra sürekli aşağıladılar. Sanki iğrenç bir varlıkmışım gibi davrandılar, bunu tüm karakol yaptı. Sonrasında beni hastaneye götürdüler. Arkadaşlarım hangi hastane diye sormuşlar, cevap vermemişler. Hastaneye geldik zaten o sırada şoktaydım, ağlıyordum. Hastaneye girerken sürekli bana ‘sus karı gibi ağlama’ diyorlardı. Doktor geldi yanıma, neyin var dedi, bende korkumdan çok bir şey yok dedim, sadece küçük bir morarma ve kan var dedim. Halbuki birçok yerimde morluk vardı. Doktora sizinle yalnız görüşebilir miyim dedim. Doktor izin vermedi, jandarmalar da yasak, olmaz dedi.” 

JANDARMA ŞİKAYETÇİ OLDU

Kendisine işkence ederken parmağı kırılan jandarmanın darp raporu alarak kendisinden şikayetçi olduğunu aktaran A.Ç., “Beni döven jandarma bir anda dışarı çıktı. Dışardakilere bir şeyler söyledi. Sonra içeriye çok sayıda jandarma girdi. ‘Sen bizim komutanımızın nasıl parmağını kırarsın. Sen devlet düşmanı mısın, jandarmaya nasıl kanun sorarsın, jandarmaya hiçbir şey diyemezsin, sen terörist misin’ diyorlardı. Ona tekme atmışım sözde, halbuki ellerim kelepçeli ve yerde tekmeleniyorum. Üstümde en az 5 adam var, böyle bir şeyin olma ihtimali yok. Beni karakola getirdiler ve ifademi alma sırasında arkadaşlarım babamı aramışlar. Babam karakolu aramış ve bağırmış onlara ‘siz benim oğlumu dövüyorsunuz’ diye. Onlarda sürekli babası olay çıkarıyor falan diye konuşuyorlardı zaten. Sonra parmağı kırılan adam geldi, benimle daha yumuşak konuştu ve bana seni dövdüğümüzü söylemezsen, sana adliyede yardım ederim. Ama dövdüğümüzü söylersen, sen de ömür boyu hapisten çıkamazsın dedi. Ben zaten şoktaydım ve korktuğum için karakolda dayak olmadığını söyledim ifademde. Sonrasında bana sen şizofrensin, seni dövmedik falan diyorlardı” diye anlattı.

A.Ç., daha sonra nezarete konulduğunu, burada gördüğü işkenceden dolayı fenalaştığını, yaşadığı ağrılar ve şok nedeniyle tüm vücudunun titrediğini belirterek, bir süre baygın yattığını, hareket edemediğini, yardım istediği jandarmaların ise “yat uyu bir şeyin yok” dediklerini söyledi. 

‘BU ÜLKEDE YAŞAMAKTAN KORKUYORUM’

Tüm bu korku dolu anların ardından Manavgat Adliyesi’ne götürüldüğünü dile getiren A.Ç., “Daha sonra savcılıkta beni döverken parmağı kırılan adam geldi. Savcıya girdiğimde yanımda değillerdi, ama kapının önünde bekliyor olmaları beni korkuttu ve onlardan şikayetçi olmadım. Ama savcıya karakoldaki ifadem yanlış dedim ve daha doğru bir ifade vermeye çalıştım. Savcıya ifade verirken de zaten yerimde duramıyordum, zangır zangır titriyor ve ağlıyordum. Orada da her şeyi anlatamadım ve düzenli olarak kullandığım 3 ilacım ve ruh sağlığı ilacım vardı. Onları içemedim, kendimde değildim ve tekmeden dolayı karnım çok ağrıyordu. Sonra tutuklanmak üzere mahkemeye sevk edildim. Mahkemede de aynı şekilde ben olayı anlatırken, o jandarmaların arkadaşları vardı. Ama yine de daha doğru bir ifade vermeye çalıştım. Ama ben beni dövmeleri, yaptıkları işkenceleri, tacizleri söylerken hakim ‘geç oraları’ dedi, ben de sustum. Yine şikayetçi olmadım. Çünkü şikayetçi olsam ve tutuklanırsam, yine beni onların ellerine vereceklerdi. Yine işkence edecekler diye düşünerek, şikayetçi olmadım. Mahkeme tutuksuz yargılanmak üzere serbest bıraktı, yurt dışına çıkış yasağı ve karakolda haftada 2 gün imza vermem gerekiyor. Olay böyle işte, psikolojim bozuldu ve hiç aklımdan çıkmıyor. Bunları yaşadıktan sonra benim yargılanmış olmam, beni daha kötü etkiliyor. Bu ülkede yaşamaktan çok korkuyorum, kendimi hiç güvende hissetmiyorum” diye konuştu.

HASTANE DARP RAPORU VERMEDİ

A.Ç., olayın etkisini üzerinden atmasıyla beraber dün yeniden Manavgat Devlet Hastanesi’ne giderek darp raporu almak istediğini, ancak doktorun, “Jandarma seni getirdiğinde söyleyecektin” dediğini aktardı. Tüm ısrarlarına rağmen darp raporu alamadığını ifade eden A.Ç., adalet mücadelesini sürdüreceğini söyledi. 

ESAS NEDEN CİNSEL YÖNELİM 

Maruz kaldığı işkence uygulamalarını cinsel yöneliminden dolayı olduğunu belirten A.Ç., gözaltında olduğu sırada dışarıda bekleyen arkadaşının, karakolun önünden ellerinde içki şişeleriyle birçok kişinin geçtiğini ama jandarmaların bunlar herhangi bir müdahalede bulunmadığına tanıklık ettiğini aktardı. 

Mezopotamya Ajansı / İdris Sayılgan