İzmir’de meydana gelen 6.6 şiddetindeki depremde çöken binalarda toplam 114 yurttaş hayatını kaybetti. Yaşanan depremin ardından binaların yapımından sorumlu olduğu belirtilen ve "taksirle ölüme sebebiyet verme" suçlamasıyla 11 kişi hakkında yakalama kararı çıkarıldı. Gözaltına alınan 9 şüpheliden 7'si dün gece tutuklandı. 2 kişi ise "adli kontrol" şartıyla serbest bırakıldı. Deprem sonrası sorumluların yargılanma süreci Türkiye’de yaşanan diğer depremlerde yapılan yargılamaları akıllara getirdi. Yaşanan bütün depremlerde yıkılan binaların müteahhidi ve mühendisleri gözaltına alındı. İlgili bakan, vali, kaymakam, belediye başkanı ise yargılama usulleri açısından izne tabi ve koruma altında oldukları için hiçbir zaman yargılanmalarına izin verilmedi.

BİN 800 DAVA CEZASIZ KALDI

Yapılan yargılamaların ise büyük kısmı zaman aşımı ya da cezasızlık ile sonuçlandı. TMMOB, “Türkiye’de Deprem Gerçeği ve TMMOB Makina Mühendisleri Odasının Önerileri Oda Raporu”nda yer alın verilere göre, 1999 Marmara Depreminden sonra inşaat hatalarından dolayı çöken binalarda oluşan ölüm ve yaralanmalara sebebiyet vermekten dolayı binaların müteahhitlerine yaklaşık 2 bin 100 dava açıldı. Bu davalardan bin 800’ü Şartlı Salıverme Yasası ve hukuki boşluklardan dolayı cezasız kaldı. Geriye kalan 300 davanın 110 kadarına ceza verilse de çoğu ertelendi. Diğer davalar ise 16 Şubat 2007 günü 7 buçuk yıllık zaman aşımı sürelerini doldurdu ve düştü.

Yaşanan cezasızlık politikası deprem kuşağında olan Türkiye’de her geçen gün yeni bir felakete yol açtı. Van, Elazığ ve İzmir’de yaşanan depremlerde yüzlerce yurttaş hayatını kaybetti, binlerce yurttaş ise evlerinde ağır hasarlar meydana geldi.  

İzmir Barosu Başkanı Özkan Yücel, yaşanan depremler sonrası sorumluların yargılanmasının önündeki engelleri yorumladı. 

SORUMLULAR YARGILANMIYOR

Depremler ile birlikte ortaya çıkan yıkımlarda sadece müteahhitlerin yargılandığını belirten Yücel, yıkımdan, binaya onay veren, kontrol eden ve bu hatalı imalatta rol alanların hepsinin sorumlu olduğunu söyledi. Yücel, bu sorumluların tespit edilmesi için savcılığın titiz çalışması gerektiğini aktardı. İzmir Barosu olarak, İzmir’de yaşanan depreme ilişkin açılan dava için başvurduklarını kaydeden Yücel, gerçek sorumluların ceza alabilmesi için ellerindeki tüm delilleri savcılığa vereceklerini dile getirdi.  

SUÇ TARİHİ BAZ ALINMALI

Davalarda sıkça karşılaşılan zaman aşımının binanın yapıldığı tarihin baz aldığını hatırlatan Yücel, binanın yapıldığı tarihin üzerinden zaman aşımı geçmiş ise dosyanın da düştüğünü söyledi. Burada farklı bir değerlendirme yapılabileceğinin altına çizen Yücel, “Binaların hala ayakta olduğu, kullanımda olduğu fiilin devam ettiği gerçeği var. Çünkü hatalı işlemi yapanlar yada malzemeyi çalanlar bunun yaratacağı sonuçları bilerek hareket ediyorlar. Ve bu süreç içerisinde devam ediyor. Buna ilişkin hiçbir önlem alınmış değil. Bunun üzerinden bir değerlendirme yapılması gerekiyor. Eğer böyle yapılırsa suç tarihi olarak da eylemin gerçekleştiği tarih baz alınabilinir” dedi. 

İzmir depremi için de ruhsatı verenler ya da denetimi yapmayanlar için eylem başka bir suçu gerektirmiyorsa yine zaman aşımı engeline takılacak olduğunu belirten Yücel, “Zaman aşımı değerlendirmesini bu dosyada kişilerin ceza alıp almayacağını gösterecek husus olacak” ifadelerini kullandı.

SORUŞTURMA MARCİLERİNE ÇAĞRI

Şüphelilerin taksirle ölüme sebebiyet verme suçundan yargılandıklarını söyleyen Yücel, suç skalasının daha geniş tutulması gerektiğine dikkat çekti. “Eğer kasten demiri eksik koymuşlarsa burada artık bir taksirden değil olası kasttan söz etmek mümkün” diyen Yücel, ya da bilinçli taksirden yargılama yapılabileceğini dile getirdi. Soruşturma mercilerinin bütün bunlara dikkat etmesi gerektiğinin altını çizen Yücel, baro olarak soruşturmaya dahil hatalı bir hukuksal değerlendirme olması durumunda adli bir sonuç için kendi değerlendirmelerini yapacaklarını ifade etti. 

MA / Tolga Güney - Esra Solin Dal