İzmir’de 30 Ekim’de meydana gelen 6.9 şiddetindeki depremde 17 bina tamamen yıkılırken, 680 bina ağır, 800 bina orta hasar gördü. Yıkılan ve yeniden evleri yapılacak olan binlerce yurttaş, yeni imar kanunu engeline takıldı. Yapıların metrekare ve katlarında sınırlamalar getirildi. Depremzedelerin seslerini duyurmak, emsal artış isteklerini bir kez daha dile getirmek, konuyla ilgili belediyeye dilekçelerini vermek isteyen İzmir Depremzedeler Dayanışma Derneği (İZDEDA) ve depremzedeler,  Bayraklı Belediyesi önünde açıklama yaptı. 

Açıklamaya katılan Bayraklı Belediye Başkanı Serdar Sandal, şunları ifade etti: “Bu meseleleri çözerken derneğimizi hiç ihmal etmedik. Bugünkü plan notumuzun itirazsız geçmesinde derneğimizin de ciddi katkısı var ama geldiğimiz noktada sadece metrekarelerin korunmasıyla ilgili bir çalışma içine girdik. ‘Neden geciktiniz’ diye sorabilirsiniz. Ama plan notları ve askı süreci bitmeden yapılacak her şey yarım kalır. Bugün bu süreç, biraz netleştiği için İş Bankası ile ilgili görüşmeleri son noktaya getirdik. Yasal olarak üzerimize ne düşüyorsa sizin adınıza her adımı atmaya hazırız. Bizim tercihimiz sizsiniz.

MÜTEAHİT UYARISI 

Sizi mağdur edecek herhangi bir şeyin içerisinde olmayız. Tasarladığımız proje içerisinde bir müteahhit havuzu oluşturmak var. A sınıf karnesi olan müteahhitlerden bir havuz oluşturacağız. Vatandaşlarımıza da bu tercihi sunacağız. Tercih yine sizin. Bir zorunluluk yok. İster havuzdaki müteahhitlerle, istemezseniz de başka bir müteahhitle anlaşın, biz şirket olarak müşavirlik hizmetlerinin tamamını ücretsiz vereceğiz. Altını çiziyorum. Kesinlikle arsanızı satmayın. Evinizi satmayın ve kesinlikle belediyeden fikir almadan evinizi müteahhitlere vermeyin.”

EMSAL ARTIŞI

 Emsal artışa ilişkin ise Sandal, “Emsal artışıyla ilgili mesele sadece belediyeyi ilgilendirmiyor. Hatırlarsanız bu usul ve esaslarla ilgili  Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın ‘evet' demesi bile kolay olmadı. Yapacağınız işin nihayete varması için işin bileşenlerinin tamamınım ‘evet’ demesi gerekiyor. Buradaki temel sıkıntı da yoğunluk artışı. Yoğunluk artışından dolayı bu tür emsal artışlarına sıcak bakılmıyor. Emsal artışı işi gerçekçi değil” dedi. 

500 BİN KİŞİ ETKİLENDİ

Ardından konuşan İZDEDA Başkanı Haydar Özkan, depremde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verilerine göre 79 bin 272 binanın ağır, orta ve az hasar görüldüğünü belirtti. Yıkılan veya hasar alan bu binaların önemli bir kısmının Bayraklı ilçesi sınırları içerisinde olduğunu hatırlatan Özkan, “Ayrıca Bornova, Karşıyaka, Karaburun, Karabağlar, Çeşme, Gümüldür, Aliağa, Çiğli, Bayındır, Seferihisar, Urla ilçelerinde de hasarlı binalar mevcuttur. Depremde hasar gören yaklaşık 80 bin hanede 250 bin kişi evlerini terk etmek zorunda kalmış, deprem fırsatçıları sebebiyle fahiş fiyatlarla ev kiralamışlardır. Depremde hasar gören binalar, dönemindeki imar yasa ve yönetmeliklerine uygun olarak inşa edilmiş ve çoğunluğu 1999 deprem yönetmeliğinden önce yapılmış binalardır. Deprem sonrası yapılan tespitlerde hasarsız olmasına rağmen yapılan risk analiz raporunda yıkılması öngörülen 80 bin civarı daha konut söz konusudur. Toplamda 160 bin bağımsız bölüm aileleriyle birlikte İzmir genelinde yaklaşık 500 bin kişiyi bulmaktadır. 4,5 milyon nüfusu olan İzmir ilinin 9’da 1’inin yaşanan hak kayıplarından doğrudan etkilendiği görülmektedir” diye belirtti. 

OYALAMA TAKTİĞİ 

Bayraklı’da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 7 proje alanının belirlendiğini kaydeden Özkan, şunları aktardı: “Bakanlıkça hangi kriterlerle belirlendiğini bilmediğimiz bu proje alanlarında ve hak sahipliği konularında önemli sorunlar yaşanmaktadır. Hak sahipliği başvurusu sırasında boş borç senetlerine imza attırılmış ve depremzedeler ne kadar borçlandırıldıklarını dahi bilmemektedirler. Buradan belirtmek isteriz ki; TOKİ tarafından ihaleye çıkarılan hem proje alanlarında hem de rezerv alanda yapılan hiçbir konut depremzedelere ücretsiz olarak verilmemektedir.  

Depremin üzerinden neredeyse 7 ay gibi bir süre geçmesine ve hasar alan pek çok bina yıkılmış olmasına rağmen, yeniden yapım süreciyle alakalı olarak pek çok bilinmeyen konu ve çözümlenemeyen sorunlar mevcuttur. Depremde en çok hasarı gören Bayraklı ilçesi olması sebebiyle Bayraklı Belediye Başkanı, diğer ilçe belediyelerinden önce davranarak ilçe meclisinden depremde hasar gören binaların yeniden yapımında mevcut emsalin korunması kararını çıkarıp Büyükşehir Belediyesi’ne göndermiştir. Bu karar İzmir Büyükşehir Belediyesi kurullarında görüşüldükten sonra toplam inşaat alanının korunması haline dönüşmüş ve 1 Mart 2021 tarihinde mecliste yer alan tüm partilerin oybirliği ile kabul edilmiştir. Emsal yerine inşaat alanının korunması bile her bir depremzedenin evinin yaklaşık 10-20 metrekare küçülmesine sebep olmaktadır. Depremzedelerin en başından talep ettiği 3 kata tekabül eden yüzde 30’luk emsal artışı istekleri göz ardı edilmiştir. Çıkarılan bu plan notu yalnızca depremzedelerin ağzına çalınmış bir parmak bal vazifesi görmektedir.” 

CEVAPSIZ SORULAR 

Özkan, ayrıca şu soruları yöneltti: “Bu bölgeye hiçbir jeolojik etüt yapılmadan dönemin inşaat teknikleri ile Zemin+7 kat ve daha fazla imar verilmesi, kamunun ruhsatlandırma ve inşaat aşamasında yeterli denetimleri yapmamış olması, evlerini kaybeden depremzedelerin suçu mudur? Komşu parsellerinde gökdelenler yükselirken, günümüz inşaat teknolojileriyle yüksek katlı binalar inşa edilebiliyorken neden emsal artışına karşı çıkılmaktadır? Üstelik yeni yapılacak binalarda zemin etüdü, zemin iyileştirme ve fore kazık uygulaması zorunlu tutulmasına rağmen emsal artışı verilmeme inadı bölgeye dair başka planlar olduğunu akla getirmektedir. Eğer bölgede sosyal donatılar yetersiz görülüyor ise bu depremzedelerin mi; yoksa doğru planlamayı yapmayan kamu kurumlarının mı suçudur? Geçmişteki tüm bu yanlış kararların faturası neden bugün depremzedelere kesilmektedir?” 

ZORAKİ GÖÇ

“Deprem sonrası yaşanacak kentsel dönüşümün bütün yükünün depremzedelerin sırtına yüklenmesi adil değildir” diyen Özkan, “Emsal artışı sağlanmazsa depremzedeler müteahhitlerin insafına terk edilecek, tüm mal varlıklarını yok pahasına satarak bölgeden göç etmeye zorlanacaklardır. Bunun adı zoraki göçtür. Bu sebeple tüm yetkilileri depremzedelerin sorunlarına bir an önce çözüm üretmek adına göreve çağırıyoruz. Ayrıca İzmirli hemşerilerimizin ve İzmir’i seven herkesin yaşadığımız duruma dikkat çekmek adına desteğini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Açıklamanın ardından depremzedeler dilekçelerini Bayraklı Belediyesi’ne teslim etti.