İstanbul Üniversitesi (İÜ) öğrencileri, AKP’li Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasının ardından kesintisiz direnişe geçen Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle dayanışmak için bir araya geldi. Beyazıt Meydanı’nda toplanan çok sayıda genç, kayyım rektörü protesto etti. 

"Kayyum değil seçim istiyoruz" pankartı ile  "Gençlik baş eğmez",  "Özerk demokratik üniversite için mücadeleye" , "Kayyumlar gidecek biz kalacağız" dövizleri açan kitle sık sık , "Kayyum rektör istemiyoruz", "Ferman devletin üniversitesiler bizimdir" ve "Her yer Boğaziçi her yer direniş" sloganları attı.

İKTİDAR VE SERMAYE İÇİN DEĞİŞİM

Üniversite öğrencileri adına açıklama yapan İstanbul Üniversitesi öğrencisi Özgür Özdemir, 2016'dan beri üniversitelerdeki rektör seçimlerinin kaldırılması ile süregelen uygulamaların sonucunda 5 üniversiteye daha kayyım rektör atandığına dikkat çekti. Özdemir, AKP'nin üniversiteleri kendi politik ihtiyaçları ve sermayenin çıkarları için dönüştürme çabasına girdiğini belirterek, "Rektör atamaları, baskılar ve saldırılar ile üniversiteler, özgür düşünceden ve demokratik yapıdan uzaklaştırılıyor. Sermayenin ve gericiliğin hizmetinde birer iş merkezi haline getirilmek isteniyor. Üniversiteliler ses çıkarmayan, iktidarın emrinde, biat eden, tek tipleşmiş bir kalıba sokulmaya çalışılıyor" diye konuştu. 

DEMOKRATİK YAPI ZEDELENİYOR

AKP'nin, yaptığı atamalarla ve müdahalelerle üniversite bileşenlerinin, öğrencilerin, emekçilerin ve akademisyenlerin okul içerisinde söz söylemesini engellemeye çalıştığını dile getiren Özdemir, şöyle devam etti: "Yapılan uygulamalar, üniversiteleri bilim üretmeyen, kendi rektörünü dahi seçemeyen, piyasanın ve sermayedarların ihtiyaçlarına göre şekillenen yerler haline getirme girişimleridir. Bilimsel bilginin üretim alanı olan üniversitelere yönelik gerçekleşen bu uygulamalar üniversitelerin akademik özerkliğini, bilimsel özgürlüğünü ve demokratik yapısını zedelemektedir." 

ÜNİVERİSTELERE TOPYEKUN SALDIRI

İstanbul Üniversitesi öğrencileri olarak bu kötü gidişe karşı sessiz kalamayacaklarını kaydeden Özdemir, "Üniversitelere yapılan topyekun saldırıların bir parçası olan atanmış rektörlere karşı durmak, bizatihi üniversiteyi savunmaktır. Boğaziçi öğrencileri daha önce de kayyum rektöre teslim olmadılar, şimdi de teslim olmuyorlar. Çünkü üniversitelere yapılan topyekun saldırıların bir parçası olarak atanmış olan rektörlere karşı durmak da aynı zamanda özgür ve demokratik bir üniversiteyi savunmaktır. Bununla birlikte sadece rektörlerin seçimi değil, biz üniversite öğrencilerin temsili de burada can alıcı sorunumuzdur. Son seçimin ne zaman yapıldığının dahi hatırlanmadığı, YÖK’ün yaptığı mevzuat değişikliği ile öğrenci konseyi seçimlerin ertelendiği ve hatta durdurulduğu bir noktadayız. Demokratik üniversite için biz öğrencilerin temsilinin de seçimle olması en acil taleplerimizdendir” diye belirtti. 

KAYYIMA KARŞI MÜCADELE BİRLİĞİ

Özdemir, Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin AKP'nin atadığı Melih Bulu'ya teslim olmayacaklarını bir kez daha herkese gösterdiklerine değinerek, “Bu süreçte gözaltına alınan, karalama kampanyalarının konusu olan, korku ve baskı politikalarıyla sindirilmeye çalışılan bütün arkadaşlarımızın yanındayız. İÜ öğrencileri olarak üniversiteleri arka bahçesine dönüştürmeye çalışan iktidara ve yaptıklarına karşı mücadele edeceğiz. İÜ öğrencileri olarak Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin talepleri, bizim de taleplerimizdir. Mahmut Ak İÜ’ye, Melih Bulu Boğaziçi’ne rektör olamaz! Rektörler; öğrencisi, akademisyeni ve emekçileriyle üniversitenin tüm bileşenlerinin ortak iradesiyle seçilmelidir. Kayyum değil seçim istiyoruz” diye konuştu. 

Daha sonra farklı üniversitelerden destek için gelen öğrenciler ile İstanbul Üniversite öğrencileri teker teker söz alarak taleplerini ve karşı çıkışlarının gerekçelerini dile getirdi. 

Açıklama, öğrencilerin kayyım rektörlere ilişkin yazdıkları şarkının okunması ile son buldu.

ANKARA

 Ankara’daki üniversite öğrencileri, Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör protestosu sırasında gözaltına alınmalarına ilişkin açıklama yaparak, “Bütün Ankara’yı kuşatma altına alarak engellemeye çalıştığınız sesi yükselttik, yine yükseltiyoruz” diye belirtti. 

Ankara’daki üniversite öğrencileri, Boğaziçi Üniversitesi'ne rektör olarak atanan AKP'li Melih Bulu'yu protesto ettikleri sırada polisler tarafından darp edilerek gözaltına alınmalarına ilişkin Tüm Belediye ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası (Tüm Bel-Sen) Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Çok sayıda öğrencinin katıldığı açıklamaya Hakların Demokratik Partisi (HDP) Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz, HDP Ankara İl Örgütü yöneticileri ile Yeni Demokrat Kadın üyeleri katıldı. Toplantı salonuna, “İşkenceci polisten, kayyumdan korkmuyoruz! Boğaziçi'nin yanındayız" yazılı pankart asıldı.

‘MÜCADELEİNİN UMUDU YATIYOR’

Öğrenciler adın açıklama yapan Yaren Tuncer, “Başından beri tepeden inme kararlarla, baskıyla, gözaltıyla, işkenceyle her istediğini yapabileceğini sanan iktidar, gençliğin itirazından, mücadelesinden ve dayanışmadan korktu” dedi. Açıklama yapmalarına yapılan müdahalenin nedeninin iktidarın gençlikten korkmasının göstergesi olduğunu ifade eden Tuncer, “Bu korku sahnelerini iyice açıklamak istiyoruz çünkü bu korkunun altında faşizme karşı mücadelenin umudu yatıyor. Sabah saatlerinden itibaren Ankara’nın çeşitli semtlerinde birçok arkadaşımızın evinin önü, birçoğunun Güvenlik Şube’den olduğunu tahmin ettiğimiz sivil polisler tarafından tutulmuştu. 2 arkadaşımız evlerinin önünden önce GBT bahanesiyle durdurulup, geçerli hiçbir sebep gösterilmeden zor kullanılarak gözaltına alındılar. Bu arkadaşlarımız hakkında hastanedeki muayenelerinin dışında resmi herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığını bile bilmiyoruz. Arkadaşlarımız herhangi bir tutanak, evrak, nezarethane, ifade odası, avukat görüşmesi olmadan eylem saati geçene kadar saatlerce gözaltı aracının bagajında, emniyet otoparkında tutuldular” diye konuştu. 

‘SESİMİZİ YÜKSELTECEĞİZ’

Gözaltında alındıklarında polisin fiziki şiddetine maruz kaldıklarının vurgulayan Tuncer, tüm saldırılara rağmen bir araya gelmeyi başardıklarını dile getirdi. Güvenpark’a düzenlemek istedikleri yürüyüş sırasında polisler tarafından 32 kişinin gözaltına alındığını hatırlatan Tuncer, şöyle devam etti: “Polis saldırısı sırasında bir arkadaşımızın bacağı iki yerden kırıldı, çapraz bağları koptu ve çok sayıda lezyonu oluştu. Gözaltındayken götürüldüğü hastanede tüm itirazlara rağmen ‘bir şey yok’ denerek gönderildi. Arkadaşımızın bugün ameliyat olma ihtimali var.  Ancak bizler, her ne pahasına olursa olsun mücadeleyi sürdürerek bu saldırıları her seferinde boşa düşürüyoruz. Korkmakta çok haklılar çünkü bizim sesimizi, dayanışmamızı, mücadelemizi bir kez olsun engelleyemiyorlar. Her seferinde Ankara sokaklarını mücadele sloganlarıyla inletiyoruz. Bütün bu süreçte coğrafyanın dört bir yanında direnen gençlik defalarca ispatlamıştır: sizden, polisinizden, ev baskınlarınızdan, işkencelerinizden, kayyımlarınızdan korkmuyoruz. Bütün Ankara’yı kuşatma altına alarak engellemeye çalıştığınız sesi yükselttik, yine yükseltiyoruz.” 

‘HERKES TERÖRİST’

Toplantıda söz alan HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ise, itiraz edenlerin sürekli devletin şiddetiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Kaçmaz, “Faşist ittifak korku imparatorluğu yaratmaya çalışıyor. Ama en çok korktukları devrimci gençlerdir. Faşizmin doruğa çıktığı bir dönem söz konusu. Memleketin yarısına terörist demeye başladılar. İtiraz eden herkes ‘terörist’ ilan ediliyor” diye konuştu.

ANTALYA 

Antalya Gençlik Dayanışması, Attalos Meydanı'nda Boğaziçi Üniversitesi'ne Melih Bulu'nun rektör olarak atanmasına tepki gösterdi. "Aktör değil, rektör istiyoruz#BoğaziçiDireniyor" pankartının açıldığı açıklamaya çok sayıda genç katıldı. 

Basın metnini okuyan Genç Aydınlar, ülkeyi şirket yönetirmiş gibi idare etmeye kalkanların "stratejik hamleleri"nin özgür Boğaziçi öğrencilerine işlemediğini söyledi. "Öğrencilerin isyanı, Melih Bulu'nun şahsı özelinde, ülkenin dört bir yanında olan bitenlere, yaşanan haksızlıklara, yapılan yolsuzluklara, atanan kayyumlara, mahvedilen doğaya, insanın kendisine yabancılaşmasına karşı, kapitalizmin ve onun temsilerinin en geri kozu olan faşizmin diktelerine karşı attığı bilinçli bir slogandır" diyen Aydınlar, "Üniversitelerin özgür olmasının her fırsatta önünü kesen iktidara inat biz gençler, 'kayyum rektörleri' asla kabul etmeyeceğimizi haykırıyor ve şu ana kadar yıldırma politikaları sonucu hedef gösterilen, gözaltına alınan ancak her şeye rağmen demokratik bir üniversite için mücadelesini sürdüren bütün arkadaşlarımıza dayanışmamızı iletiyoruz" ifadelerini kullandı.