Koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı mücadelede önlemlerin yetersizliği ve yapılan hatalar nedeniyle, vaka ve ölüm sayısı her geçen gün artıyor. En fazla artışın yaşandığı illerin başında gelen İstanbul, Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı verilere göre, Türkiye’deki vakaların yüzde 40’ına sahip. Tehlike gözler önündeyken, hala etkili önlemlerin alınmaması ise yurttaşların kaygılarını arttırıyor. 

Kentte salgının ulaştığı boyutu, hastanelerin durumunu ve önlemlerin kapasitesini değerlendiren İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu, salgının kontrolden çıktığını söyledi.

DURUM KÖTÜLEŞECEK

İstanbul’daki durumun salgının en yüksek düzeylere ulaştığı Nisan ayından daha kötü bir durumda olduğunu söyleyen Küçükosmanoğlu, gelinen aşamada yoğun bakımda Nisan ayından çok daha fazla yatan hasta ve can kaybı olduğunu belirtti. Kapanma tedbirleri alınmaması halinde durumun çok daha kötüleşeceğini dile getiren Küçükosmanoğlu, “Eğer tedbirler alınmazsa vaka, yatan hasta ve ölüm sayıları çok daha fazla artacak ve sağlık teşkilatının bu kapasiteyi kaldıramayacağını göreceğiz. Kapasite dolmuş ve taşmak üzere. Eğer kapanma gerçekleşmezse birkaç hafta içinde hem ölüm sayılarındaki artışı hem de hastanede insanların yarattığı kuyruk sıralarını göreceğiz” diye konuştu.

KONTROLSÜZ AÇILIM 

Küçükosmanoğlu, 1 Haziran’da “Normalleşme” adı altında kontrolsüz ve tedbirsiz bir açılma dönemi yaşandığını hatırlatarak, “İnsanlara bu iş bitti, artık biz her şeyde olduğu gibi bunda da çok başarılıyız, rahat rahat tatil yapabilir, gezebilir, dışarı çıkabilirsiniz algısı yaratıldı. Yurt dışından turistlerin gelmesi teşvik edildi, kalabalık yerler tekrar açıldı, Ayasofya’nın açılışı gibi, mitingler yapıldı. Böyle örneklerle açıklayabileceğimiz uygulamalar topluma örnek olması gereken kişiler tarafından yapıldı ve bu hem rehaveti doğurdu hem salgının artmasına yol açtı. Salgının dünyada da izlediği bir seyir var. Bütün dünyaya tekrar yayılıyor. Çünkü kış aylarında insanların toplu yerlerde, kapalı alanlarda bir arada bulunmasını daha da çok sağlıyor. İçinde bulunduğumuz ortamda virüs çok daha kolay yayılıyor” ifadelerini kullandı. 

TEMAS AZALTILMALI

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın İstanbul’da kontrol altına alınmaması halinde salgının tüm Türkiye’de kontrolden çıkacağı yönündeki açıklamalarını da değerlendiren Küçükosmanoğlu, “Bizce alınan önlemler yeterli değil, hastanedeki yatak sayısı ile yoğun bakım ile bu iş engellemek mümkün değil. Tedavisi olan bir hastalık değil bu. En akılcı olan hastalığın yayılmasını engellemek. Bunun içinde de teması azaltmak. Bakanlığın iki hafta önce söylediği şey gerçekleşmiş durumda. İstanbul’da kontrolden çıkarsa tüm Türkiye’de kontrolden çıkar demişti.  Gelinen nokta odur, salgın kontrolden çıkmış durumda” diye belirtti.

ALINMASI GEREKEN ÖNLEMLER

Toplumsal hareketliliğin azaltılması ve Nisan ayında alınan önlemlerin de ötesinde önlemin alınması gerektiğini vurgulayan Küçükosmanoğlu, alınması gereken önlemleri şu şekilde sıraladı: “Fırın, marketler, eczane ve hastane gibi hayati öneme sahip yerlerin dışında diğer alanların 14 gün süre ile kapatılması gerekir. Bunun ekonomik bir yükü var tabi. Bu yükte tabi ki devlet bütçesinden karşılanmalı. Ancak bunu karşılayacak gücünün kalmadığını da görüyoruz. Küçük esnafın, işçinin evine kapanması mümkün değil. Sosyal ve ekonomik destek devlet tarafından karşılanmalı. En azından Kanal İstanbul projesinden vazgeçilsin, bunun bedeli vatandaşa destek olarak sunulsun. Birde hastalık en çok evlerde yayılıyor, insanlara siz hastasınız, evinize gidin kendinizi koruyun denilmemeli. Evdeki kimse kendini koruyamıyor. Herkesin ayrı odası olmayabilir ki olsa bile evde yaşlı insanlar, yüksek riskli insanlar var. Ev içinde yayılımın çok daha hızlı olduğunu biliyoruz. İnsanların izolasyonu için hastane yoksa yurtlarda, misafirhanelerde, ya da açılacak olan yeni barınma merkezlerinde izolasyona alınmasını öneriyoruz.” 

SAĞLIKÇILARIN TALEBİ

Sağlık çalışanların arasında salgına yakalanma ve ölüm oranlarının artışına da dikkat çeken Küçükosmanoğlu, “Birinci olarak Kovid-19’un meslek hastalığı olarak kabul edilmesi, diğer çalışanlar için iş kazası kabul edilmesini ve tazminatların bunlara göre belirlenmesini talep ediyoruz” dedi. 

Mezopotamya Ajansı / İdris Sayılğan