İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği (İSİG) Meclisi'nin Ocak ayı iş cinayetleri raporuna göre, en az 155 işçi yaşamını yitirdi. İş cinayetlerinde yaşamını yitirenlerin 10’u çocuk, 11’i kadın ve 19’u göçmen. Artan iş cinayetlerine dair Hakların Demokratik Partisi (HDP) Van Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkan Adayı ve milletvekili Bedia Özgökçe Ertan, cinayetin siyasi sorumluluğu iktidarda olduğunu söyledi. 

'İŞ CİNAYETLERİ POLİTİKTİR'

Güvenli iş koşulları oluşmadığından dolayı her gün 6 işçinin sabah çıktığı evine akşam dönemediğini dile getiren Ertan, 16 yıldır bu ülkeyi yöneten AKP’nin bu süre zarfında emek düşmanlığı yaptığını ifade etti. Emekçilerin tüm kazanımlarının ellerinden aldığını ve sermayenin palazlanması için her türlü mevzuat değişikliği yapıldığını vurgulayan Ertan, “Bir ülke cumhurbaşkanı alınan önlemler nedeniyle artık grev yapılmadığıyla övünüyorsa ortada bir sorun vardır. Grev işçi sınıfının en güçlü silahı ve kazanımıdır. Grev ekmeğini kazanma derdinde olan işçinin güvenli çalışma koşullarını talep etmesidir. Eğer bakanlar kurulu kararlarıyla grevler engelleniyorsa bu iktidar işçi ölümlerine çözüm bulmak istemiyor anlamına gelir. Bu anlamda iş cinayetleri politiktir ve faili de iş cinayetlerini bu noktaya getiren siyasal iktidardır. Eğer bu anlayışa işçi sınıfı ve demokrasi güçleri 'artık yeter' demezse iş cinayetleri giderek artacaktır” diye konuştu. 

'SERMAYENİN DE ORTAK OLDUĞUNU GÖSTERİYOR'

İş cinayetleri ve kayıt dışı çalıştırma oranındaki artışın asıl sebeplerinin kapitalist sömürü düzeni ve derinleşen ekonomik kriz olduğunu belirten Ertan, “AKP Hükümeti her defasında kayıt dışı çalıştırılmayla mücadele ettiğini söylüyor. Hem rakamlar hem de karşılaştığımız acı olaylar özellikle mültecilerin çok ağır koşullarda kayıt dışı çalıştıklarını göstermektedir. İş güvenliği ilkelerinden yoksun ve sömürü koşullarında çalışan/çalıştırılan bu işçilerin önemli bir bölümü çocuklardır. Yapılan araştırmalar devletin göz yumduğu mülteci çocuk işçiliği suçuna uluslararası sermayenin de ortak olduğunu göstermektedir. Firmalar daha çok ve daha ucuz üretim için çocukların günlük bir doların altında çalıştırılmalarına ses çıkarmıyorlar, hatta destek oluyorlar” diye belirtti. 

‘DEVLETLER ÇOCUK İŞÇİLİĞİNE SON VERMELİ’

Başta Avrupa olmak üzere sermayenin bu suça ortak olması sorunun bir ülkenin gelişmişlik düzeyiyle alakası olmadığını, sermaye sahiplerinin dünyadaki ucuz emek kaynaklarına ulaşabilme sorunu olduğunu sözlerine ekleyen Ertan, şunları söyledi: “Bu dönemde özellikle Suriyeli mülteci çocuklar bu sömürü düzeninin ezilen halkası yapılmak istenmektedir. Cenevre Çocuk Hakları Bildirgesi, taraf olan devletleri sorumluluk altına alan önemli bir sözleşmedir. Ancak başta Türkiye olmak üzere bütün kapitalist ülkelerin çocuğun üstün yararı ilkesini söz konusu sermaye olunca yok saydığı ortadadır. Devletler çocuk işçiliğinin yaygınlaşması suçundan vazgeçmelidir.”