İnsan ve çocuk hakları üzerine çalışan sivil toplum örgütleri, Mardin’in Nusaybin’de bir çocuğun polis tarafından şiddete maruz kalmasına dair ortak yazılı açıkla yaptı. Olay ardından Nusaybin Kaymakamlığı’nın polis memuru hakkında soruşturma başlatıldığını ve polisin görevden alındığını duyurduğu açıklaması hatırlatılarak, “Kaymakamlık; polis tarafından havaya ateş açılarak çocukların kovalanmasına, ‘bir grubun polise taş atmasını’ gerekçe olarak gösterdi. Bu gerekçe çocuğa yönelik şiddeti meşrulaştırma çabalarıdır. Ancak hem Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler hem de ulusal yasalar 18 yaşına kadar tüm bireyleri çocuk olarak kabul eder ve kamu görevlilerine tüm uygulamalarında; ‘çocukları koruma’, ‘onların haklarını ihlal etmeme’ ve ‘hak ve özgürlüklerini yaşama geçirme’ yükümlülüğü tanımlar. Nusaybin’deki olayda polis bu yükümlülüklerini yerine getirmediği gibi çocukların haklarını ve özgürlüklerini ihlal etmiştir. Dolayısıyla çocuklara yönelik gerçekleşen bu şiddetin hiçbir meşru tarafı yoktur, kabul edilemezdir” kaydedildi. 

Polisin açığa alınması ve hakkında soruşturma açılmasının oldukça önemli olduğu ifade edilen açıklamada, “Ancak bu tedbirlerin olaydan 20 gün sonra ve olayın ancak medya aracılığıyla görünür olmasının ardından alınmış olması, kamu görevlilerinin benzer şekillerde gerçekleştirdikleri hak ihlallerinde yaşanan cezasızlığı akla getirmektedir. Çünkü Türkiye’de kamu görevlilerinin gerçekleştirdiği çocuk hak ihlallerinde yaşanan cezasızlık listesi oldukça uzundur. 14 yaşındaki Ceylan Önkol’dan, 15 yaşındaki Berkin Elvan’a, 6 yaşındaki Efe Boz’dan 9 yaşındaki Oğuz Arda Sel’e kadar pek çok çocuğun yaşadığı hak ihlalleri, ne yazık ki cezasız kalmıştır. Unutmamak gerekir ki cezasızlık hak ihlallerini yeniden üreten bir kısır döngüdür” denildi.

Açıklamada, Nusaybin’de yaşanan olayın cezasız kalmaması için şu talepler sıralandı:

* Fail hakkında idari soruşturmanın dışında adli soruşturmanın da acilen başlatılmasını,

* Bu soruşturmanın etkili bir şekilde yürütülmesini ve failin eyleminin mümkün olmasına neden olan sorumluluk zincirinin açığa çıkarılmasını,

* Çocuğa karşı şiddetin kabul edilemez olduğuna dair kamusal yaklaşımın beyanı için ilgili kamu personelinin meslekten ve memurluktan men edilmesini,

* Olay 20 gün boyunca saklandıysa, bunu yapanlar hakkında cezai işlem yapılmasını,

* Başta 11 yaşındaki çocuk olmak üzere şiddete tanık olan/maruz bırakılan tüm çocukların şiddetin etkilerini en aza indirecek, çocuklara zarar vermeyecek şekilde desteklenmesini ve maddi manevi tazminin sağlanmasını,

* Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için gerekli tüm önlemlerin alınmasını,

* Bu olaya tanık olan tüm çocukların korkmadan, kaygılanmadan, kendilerini güvensiz hissetmeden yeniden oyun oynayabilecekleri ortamın oluşmasını,

* Ve çocuklardan özür dilenmesini talep ediyoruz.”

Açıklamada imzası bulanan örgütler şöyle: “Ankara Gökkuşağı Aileleri Derneği, Ankara Kadın Platformu, Ankara Tabip Odası, Biz Cinsel Yönelim ve Cinsiyet Kimliği Araştırmaları Derneği, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Genel Merkezi, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Ağı, Çocuk Alanında Çalışan Avukatlar Gençlik Ağı, Çocuk Hakları Merkezi, Çocuk Her Yerde Derneği, Diyarbakır Barosu Çocuk Hakları Merkezi, Göç ve İnsani Yardım Vakfı, İnsan Hakları Derneği Çocuk Hakları Komisyonu, Önce Çocuklar Derneği, Rengârenk Umutlar Derneği, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası Genel Merkezi, Sosyal Hizmet Uzmanları Derneği, Şanlıurfa Barosu Çocuk Hakları Komisyonu, Uçan Süpürge Kadın İletişim ve Araştırma Derneği, Uğur Özkan Çocuk Kültür Evi, Türkiye İnsan Hakları Vakfı.”