İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da kar yağışının ardından Afet Koordinasyon Merkezi'nde (AKOM) son durumu açıklıyor. İmamoğlu, İstanbul'da mağdur olan yurttaşlardan özür diledi. İmamoğlu, 'yemek tartışması'yla ilgili olarak da konuştu.

Afet Koordinasyon Merkezi'nde açıklamalarda bulunan İmamoğlu'nun gündeminde 'balıkçıda yemek' tartışması da vardı. "Gizli bir yemek değil, kamuya açık bir alan zaten" ifadelerini kullanan İmamoğlu, "Bir mobese kamerasının görüntüsünün servis edilmesinin sağlanması karşısında düşüncemi valiyle paylaştım" diye konuştu.

İmamoğlu'nun açıklamalarından satırbaşları şöyle:

Araç yığınları var. Gün gün hem biz hem valiliğimiz; açıklamalarımız oldu. Valimiz farklı konularda alınan tedbirleri de söyledi. AVM'leri erken kapattık ve ilan ettik. Çağrılarımız cumadan başladı.865 muhtelif araç yollardan kaldırıldı. Bunların içinde kamyon ve binek araçlar da var. İtfaiye ekipleriyle koordineli çalıştık. Vatandaşların ihtiyaçlarına katkı sunmaya devam ediyoruz.

'ÖZÜR DİLİYORUM'

1500 yakın evsiz vatandaşımızı da kendi misafir noktalarımızda, otellerde misafir etmeyi başardık. Hala da 650'ye yakın vatandaşımız misafirimiz. Sadece barınma değil, gıda ihtiyaçlarını da karşılıyoruz. Sorumlu olduğumuz alanlarda 12 saat içinde karın başladığı andan itibaren sahada da gidip başında bekleyerek hangi noktada zaafiyet varsa akışkanlığı sağladık. Mağdur olan vatandaşlarımızdan özür diliyorum.

YEMEK GÖRÜNTÜLERİ: SERVİS EDİLMESİNİN TAKİPÇİSİ OLACAĞIM

Yaklaşık 20-25 gün önce buluşma gününü ve mekanı belirledik. Gizli bir yemek değil, kamuya açık bir alan zaten. Benim 23 yıldır gittiğim bir mekan. Tabii ki orada yaşanan bazı hususlar beni üzmüştür, neticede şeffaf bir yemekti. Sayın Büyükelçi verdiği söz gereği bir gün önce İstanbul'a gelmişti. Bir vakit dilimi ayırıp bu resmi buluşmayı ayarlayıp, tabii ki hususi yanı var, eşlerimiz de vardı. Ülkemizi konuştuk, İngiltere ile ülkemizin ilişkisini konuştuk. Böyle isimlerle kurulan ilişkiler de görev ve sorumluluğumuz, layıkıyla yerine getiriyoruz.

Dış ilişkiler konusunda ilgi gören bir İstanbul var. Bunun hakkını vermek zorundayım. Sürecin sonrasındaki kısmı beni çok ilgilendiriyor. Devletimizin imkanları kullanılarak bir Mobil Elektronik Sistem Entegrasyonu (MOBESE) kamerasının görüntülerinin böylesi bir magazinsel, kaotik bir sürecin parçası yapılacak şekilde servis edilmesinin, sağlanmasının karşısında ben takipçi olacağım. Bu çok çok önemli bir meseledir. Kişisel de bir meseledir. Bu konunun devletin imkanları kullanılarak, bir MOBESE kamerasının görüntüsünün servis edilmesinin sağlanması karşısında düşüncemi valiyle paylaştım. Çünkü İstanbul'un mülki amiri olarak benim tereddütlerimi gidermekle görevli olduğunu söyledim. Kimse bu görüntüleri hiçbir yere servis edemez, bunun kuralları var.

Genel Başkanımız da dile getirdi bazı takip, dinlenme iddialarını. MOBESE gibi hususlar, ne için kullanılacağı yazıyor. Bu çok önemli bir mesele, bunun talimatını veren kimse, buna müsade eden hangi sistemse önemini bir insan gözlerime bakarak önemini anlayabilir. Ben açıklamalarımı bazı sosyal medya kanalları üzerinde yaptım zaten. Gerekli bulduğum uyarıları yaptım.

Çözümleri buradan (AKOM) takip etmeye, an be an milletimizi bilgilendirmeye devam ettim, şu an hala devam ediyorum. Bugün itibariyle süreç toparlandı.

İSTANBUL HAVALİMANI'NDA YAŞANANLAR

Bu kadar milyonlar harcanıp bir pisti bertaraf etmenin anlamı neydi? Ben üçüncü havalimanının nereye yapılması gerektiğini tartışacak değilim. Önerimiz şuydu; Tamam havalimanı yapıldı ama sözleşme gereği yapılması gereken pistler, terminaller var. Biz dedik ki; aynı işletme işletsin, Atatürk Havalimanı yaşasın.

Uzmanlar gelsin tartışsın doğru bir taraf verilsin. İstanbul Havalimanı sadece 4 milyon liralık heba edilmiş bir alan değil ki, o havalanı orda var diye metro, Marmaray, elli tane 5 yıldızlı otel yapıldı. Oteller yüzde 3-5-10 doluluk oranı var otellerde.