Genelkurmay eski Başkanı İlker Başbuğ hakkında "Türkiye Cumhuriyetinde Güç Odaklarının Mücadelesi" serisinin üçüncü kitabına ilişkin, 4 Ocak'ta Cumhuriyet gazetesine verdiği röportajda kullandığı sözler gerekçesiyle soruşturma tamamlandı ve ceza istendi.

"Darbe" imasında bulunduğu sonucu çıkarılan Başbuğ hakkında, "Halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etme" suçundan 3 yıla kadar hapis istemiyle İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca dava açıldı. İddianamede, İlker Başbuğ "şüpheli" sıfatıyla, aralarında AKP Rize İl Başkanlığı, AKP il ve ilçe başkanları ile kadın kolları başkanlarının da bulunduğu toplam 166 kişi de 'müşteki' sıfatıyla yer aldı. İlker Başbuğ, 10 Şubat'ta Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifade vermişti. Başbuğ ifadesinin ardından da sosyal medya hesabından şu ifadeleri kullanmıştı: "Son kitabım Türkiye Cumhuriyetinde Güç Odaklarının Mücadelesi, kitap serisinin üçüncüsüdür. Bu kitap 1961-1980 dönemini o günün şartlarında ve o günlerde gelişen olaylar çerçevesinde değerlendirmektedir. 4 Ocak 2021 günü bir gazetede bu kitabın tanıtımıyla ilgili bir söyleşim yayınlandı. Bu söyleşiden hareket edilerek hakkımda suç duyurularında bulunuldu. Hukukun üstünlüğünün geçerli olduğu, var olduğu bir ortamda bu söyleşiden bir suç unsuru çıkartılabilmesi söz konusu bile olamaz. Bu nedenlerle bu suç duyurularına itibar etmiyorum. Bu inançla da bu suç duyurularına karşı hiçbir şekilde savunma yapmayacağım. Bu davranış anayasaya hukukun üstünlüğüne ve kendime olan saygımın doğal sonucudur." 

"SİLAHLI TERÖR ÖRGÜTÜ YÖNETİCİLİĞİ" DAVALARI

Başbuğ 2002 yılında orgeneral oldu. 2003-2005 arasında Genelkurmay İkinci Başkanlığı, 2005-2006 yıllarında Birinci Ordu Komutanlığı görevlerini müteakip 2006 yılı atamaları ile Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na atandı. 2008 yılı Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetleri Genelkurmay Başkanlığı görevine atandı. 30 Ağustos 2010 tarihinde yaş haddinden emekli oldu. 6 Ocak 2012 tarinde "silahlı terör örgütü yöneticiliği ve hükümeti ortadan kaldırmaya teşebbüs" suçlamalarından tutuklandı. Başbuğ, bu dava sürecinde adliye çıkışında "Türkiye Cumhuriyetinin 26'ncı Genelkurmay Başkanı terör örgütü kurmak ve yönetmekle suçlanmıştır. Takdir yüce Türk milletinindir" demişti..

Başbuğ 5 Ağustos 2013'te  Ergenekon Davası'ndan "müebbet hapis" cezası aldı. Bunun üzerine Başbuğ "Eğer bir ülkede, toplum hakimlerin bağımsızlığını sorguluyorsa, verilen hükümlerin Anayasa’ya, kanunlara ve hukuka uygun olduğuna ilişkin şüpheler taşıyorsa, o ülkede hukukun üstünlüğünün var olduğu ileri sürülemez" ifadesi kullanmıştı. 

Hükümet ile Ergenekon cephesi uzlaşınca Ergenekon davalarındna içeri tutuklananlar, müebbet hapis cezaları alanlar serbest bırakıldı. İstanbul 20'nci Ağır Ceza Mahkemesi de 7 Mart 2014'te İlker Başbuğ'un "özgürlükten yoksun bırakmanın hukûkî olmadığı iddiasının, yerel mahkemece etkili bir şekilde incelenmeden reddedilmesi ve mahkûmiyete ilişkin gerekçeli kararın açıklanmaması"nı gerekçe gösterilerek tahliye edilmesine karar vermişti.

AYM KARARI

31 Ekim 2019'da Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu, Yüce Divan sıfatıyla, 26'ncı Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un, "cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs etmek, silahlı örgüt kurmak ve yönetmek suçlarından cezalandırılması istemiyle açılan kamu davasının, "muhakeme şartının gerçekleşmemesi" nedeniyle düşmesine karar verdi.