Helin Bölek çocukluğundan beri yaptığı sanat çalışmalarını 2013 yılında Grup Yorum’a katılarak sürdürdü. Grup Yorum içerisinde solist olarak yer alan Bölek, Yorum’un konserlerinin yasaklanması nedeniyle çok az sayıdaki konserinde sahne aldı. Bölek, 2016 Kasım ayında İstanbul'da, grubun çalışmalarını yürüttüğü İdil Kültür Merkezi'ne düzenlenen bir polis operasyonu sırasında yedi arkadaşıyla birlikte "polise mukavemet, hakaret ve terör örgütü üyesi olma" suçlamalarıyla gözaltına alınıp, tutuklandı.

AÇLIK GREVİ BAŞLADI

Gebze M Tipi Kapalı Cezaevi’nde 3 yıldan fazla tutuklu kalan Bölek, 20 Mayıs 2019’da grup üyesi arkadaşlarından İbrahim Gökçek ile birlikte tutuklu grup üyelerinin tahliye edilip davalarının düşürülmesi, arkadaşları hakkındaki yakalama kararlarının kaldırılması, çalışmalarını yürüttükleri İdil Kültür Merkezi’ne yönelik baskınlara son verilmesi ve konser yasaklarının kaldırılması talepleriyle farklı tarihlerde açlık grevi eylemine başladı. 

EYLEME DEVAM

Eyleminin 152’nci gününde tahliye edilen Bölek, Sarıyer’deki Direniş Evi’nde eylemini sürdürdü. Bölek, 20 Ocak 2020 tarihinde ise açlık grevi eylemini ölüm orucuna çevirdiğini açıkladı. Bölek gibi eylemini ölüm orucuna çeviren Silivri 9 No'lu Kapalı Cezaevi’nde kalan İbrahim Gökçek ise, eyleminin 251’inci gününde tahliye edildi. Bölek ve Gökçek talepleri karşılanana kadar eylemlerini Direniş Evi’nde sürdürme kararı aldı.

ZORLA MÜDAHALEYİ KABUL ETMEDİLER

Sağlık durumları kötüleşen Bölek ve Gökçek, 10 Mart günü yapılan polis baskınıyla bulundukları evden ambulanslarla Ümraniye Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne zorla götürüldü. Yaklaşık 10 gün boyunca burada tutulan Gökçek ve Bölek zorla müdahale girişimlerini kabul etmedi. Müdahaleyi kabul etmeyen Gökçek ve Bölek taburcu edildikten sonra eylemlerine devam etti. Bölek henüz 28 yaşındayken ölüm orucunun 288’inci günü olan 3 Nisan sabahı hayatını kaybetti. Grup ve eylem arkadaşı Gökçek ise eyleminin 324’üncü gününde yaşamını kaybetti.

CENAZEYE ENGEL

Hayatını kaybeden Bölek’in cenazesinin Okmeydanı Cem evine getirilmesine izin vermeyen polis saldırısı sonucunda cenaze aracının şoförü ile Bölek'in ailesini taşıyan servis aracının şoförünün yanı sıra pek çok kişi gözaltına alındı. Cenazeyi doğrudan Feriköy Mezarlığı’na götüren polis, mezarlığa kimsenin girişine izin vermedi. Törenin düzenlenmesi engellenen cenazeye sadece avukatlar ile Bölek ve birlikte ölüm orucuna giren İbrahim Gökçek'in ailesi katılabildi.

BECERİKLİYDİ

Ölüm orucunda hayatını kaybeden Bölek’in çocukluğundan ölümüne kadar olan süreci annesi Aygül Bilgi ile konuştuk. Kızının 1991 doğumlu olduğunu hatırlatan Bilgi, Bölek’in sakin bir çocukluk geçirdiğini söyledi. Kızının aynı zamanda yaratıcı bir çocuk olduğuna değinen Bilgi, “Oyuncak bebeğine elbise dikecek kadar becerikliydi” dedi. 

ARKADAŞ GİBİYDİK

Çocukluğundan beri kızıyla arkadaş gibi yaşadıklarını ifade eden Bilgi, “Dışarıdan anne kız olduğumuzu öğrenince şaşırıyorlardı. Nereye gitsek birlikte giderdik. Vizyona giren filmleri birbirimize önerirdik. Aynı zamanda herkesin derdini dinlerdi. Herkes derdini sana anlatıyor, sende üzülüyorsun dediğimde ise ‘anne onların bana ihtiyacı var’ diye cevap veriyordu. Büyüklerle de konuşmayı çok iyi bilirdi. Şımarık yaramaz bir çocuk değil, aklı başında bir çocuktu” diye belirtti. 

KULAĞI MÜZİĞE YATKINDI

Kızının kitap okumayı çok sevdiğini aktaran Bilgi, “Bunun yanı sıra basket oynuyordu. Aynı zamanda resim yapardı. Aslında sanat yönü gelişkindi. Çocukluğundan beri şarkı söylemeyi severdi. Kulağı müziğe yatkındı. İlgilendiği hiçbir alanı yasaklamadım aksine onu teşvik ettim. Resim yapmak istediği için onu resim kursuna yollamıştık. Daha 12 yaşındayken üniversiteye hazırlanan gençlerle birlikte resim yapıyordu. Öğretmeni onu örnek olarak gösteriyordu. Öğrencilik hayatı da başarılıydı. İlköğretimi Diyarbakır’da okudu. Liseyi İstanbul’da okuduktan sonra üniversite için Çanakkale’ye giderek Maliye bölümünü okudu” diye konuştu. 

ÇOCUKKEN ŞARKI SÖYLÜYORDU

Çocuğunu müzikle uyuttuğunu belirten Bilgi, kızının da dilinin dönmesiyle birlikte şarkı söylemeye başladığını anımsattı. Bilgi, “İlk kez 8-9 yaşlarındayken enstrümanla tanıştı. Ben türküleri seviyorum diye türkü söylerdi. Hep çok güzel söyledi. 2013 yılı gibi üniversitede iken Grup Yorum ile tanıştı. O zamana kadar sırf müzik söylemek hoşuna gittiği için söylediği türküleri daha içerikli, sosyal mesaj içeren bir şekilde söylemeye başladı. Hayatını kaybedene kadar Grup Yorum ile şarkı söylemeye devam etti” ifadelerine yer verdi.

HER ZAMAN ÖVÜNDÜM

“Halkı için müzik yapıp, halkın uğradığı zulümleri dile getiren müzikler söyleyince zevkle dinleyen insanlar olduğu gibi hoşlanmayan insanlarda oldu” diyen Bilgi, kızının cezaevinde geçen 2015-2019 yılları arasını ise şu ifadelerle anlattı: “Birkaç kez tutuklandı. Tahliye olduktan kısa bir süre sonra tekrar gözaltına alınıp tutuklandı. Sistematik bir saldırı vardı. İtirafçı bir şahsın beyanlarıyla tutuklandı. Bu zamanda bir çok cezaevine sürgün gönderildi. Kepsut’ta iken tahliye oldu. Biz onu arabayla almaya giderken tekrar gözaltına alındığı haberi verildi. Kapıdan çıkar çıkmaz tutuklandı. Tutuklandığı anlarda hep yanında oldum. Ziyaretlerine gittim. Onun sesi oldum. O benim çocuğum, onu hiçbir zaman yalnız bırakmayı düşünmedim. Çünkü o benim tek çocuğumdu. Benim kızım kötü bir kız değildi. Kötü bir şey yapsaydı utanç duyardım ama o övünç duyulması, örnek gösterilmesi gereken biri olduğundan onla her zaman övündüm.”

ÇOCUKLARIMIZIN YANINDA DURDUK

Cezaevindeyken kızının açlık grevine girdiğini ve daha sonrasında tahliye olduğunu anımsatan Bilgi, tahliye olduktan sonra Armutlu’da bulunan direniş evini açarak oraya yerleştiklerini söyledi. Daha sonra açlık grevinin ölüm orucuna çevrildiğini belirten Bilgi, “Aynı taleplerle ölüm orucunda olan İbrahim Gökçek’in de sağlık durumu kötüleşti ve tahliye oldu. Armutlu’da bir odada İbrahim diğerinde Helin kalıyordu. Bizde aileler olarak çocuklarımızın direnişinin yanında durduk” diye belirtti.

ÇOCUĞUM KÖTÜ BİR ŞEY YAPMADI

Çocuklarının direnişlerine sahip çıkmalarını anlamayan pek çok insanın var olduğunu ve kendilerine “niye” diye sorduklarını belirten Bilgi, şöyle devam etti: “Bu niye sorusunu anlayabilmek için önce bu çocuklar kim, ne yapıyor ve ne istiyorlar bilmek gerekiyor. Kolay mı 28 yaşında gencecik bir insan ölüm orucunda. Bu hayatta hiç mi istedikleri bir şey yoktu. Ama hayatını ortaya koyuyor. Bunu bu şekilde sorgulamak varken benim anneliğimi sorguladılar. Yanında olmamı sorguladılar, beni suçladılar. Ama benim çocuğum ne yaptı ki? Kötü bir şey mi yaptı? Tek suçu halkının yanında durmaktı. Yanımızda duran da çok oldu. Ben kızımın yanında sonuna kadar durdum. Bir gün Helin bana, ‘Anne teşekkür ederim’ demişti, neden diye sorduğumda ise ‘yanımda durduğun için’ cevabını verdi. O zaman ben senin yanında durmak zorundayım dedim.” 

BİLİNCİ SON ANA KADAR AÇIKTI

Halkın desteği açlık grevi ve ölüm orucu süreçlerinde kızına moral olduğunun altını çizen Bilgi, şunları ifade etti: “Aslında iyi gidiyordu. Hastaneye kaçırılması onu kötü etkiledi. O süreç onu çok yıprattı, var olan süreci çok hızlandırdı. Yoksa açlık grevinin etkileri vardı onlar beklenen şeylerdi. Helin’in bilinci son ana kadar açıktı. Hep bir şeyler üretirdi. Ben haftanın 3 günü onun için eylem yapardım. Gittiğim ve geldiğimde selamlaşıyorduk. Neler olduğunu soruyordu. O durumdan da güç alıyordu. Benim yanında olmam onun en büyük dayanağıydı. Sonu söylemek istemiyordum. Ona diyordum ki zafere kadar diyorsunuz ya o zamana kadar yanında kalacağım diyordum.” 

GRUP YORUM’U BİTİREMEZLER

Bölek ve Gökçek’in taleplerinin karşılanabilir talepler olduğunu vurgulayan Bilgi, en öncelikli taleplerinin, “Konser yasaklarının kaldırılması” olduğunu hatırlatarak, “Bu o kadar zor bir şey değildi. Ama bundan korktular. Salgın koşullarını bildiklerinden konser sözü verilmesini istediler. Bu dahi verilmedi. Helin sözün verilmesine kadar bile dayanamadı. Hala bu devam ediyor. Bu durum sonsuza kadar sürmeyecek. Grup Yorum şarkıları söylenmeye devam edecek. Grup Yorum’u bitiremezler. Biz onların hatıralarını canlı tuttuğumuz sürece onlar hep var olacaklar” dedi.

ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPMALIYIZ

Kızının yaşadığı sürece yanında olmaya çalıştığını sözlerine ekleyen Bilgi, şöyle dedi: “Ben hala üzerime düşeni yapmaya devam ediyorum. O gitti bu iş bitti değil. Böyle bir insan yaşadı geçti ama cismi olarak geçti, adı varlığı ise geçmedi. O kazanacağı zaferin bir kısmını da bizlerin omuzlarına yükledi. Şimdi biz üzerimize düşen bu yükü kaldırmalıyız.” 

HAYATIMDA HALA

Kızının hayatının büyük bir bölümünü kapladığını vurgulayan Bilgi, bu durumun devam ettiğine vurgu yaptı: “Gitmesiyle onu çıkarıp atmadım. O yine benim hayatımın bir bölümünde olmaya devam edecek” dedi. Fiziki olarak yanından gitmesinin travmasının ağır olduğunu dile getiren Bilgi, “Bir anne olarak ben sadece evladımı kaybetmedim, arkadaşımı da kaybettim. Fazlasıyla bir boşluk var, doldurmaya çalışıyorum. Onunla ilgili bir şeyler üreterek doldurmaya çalışıyorum. Umarım bunu başarırım. Şimdi en basitini yapıyorum. Helin ismini verdikleri çocuklara onlara bir şeyler yapıyorum. Helin’den Helin’e hediye diye veriyorum. Bunun daha kalıcı halini yapmak istiyorum.”

BAYRAĞI DEVİR ALSINLAR

“Helin’in neden hayatını kaybettiğini unutmasınlar” diyen Bilgi, sözlerini şöyle tamamladı: “Bunun peşine düşsünler. Onun adımını bastığı yere adımlarını basarak devam etsinler. Onun bıraktığı yerden devam etmeliler. Bir bayrak yarışı gibi düşünsünler Helin yolunu koştu bayrağı uzatıyor, o bayrağı devir alsınlar. O bayrağı hedefe kadar götürsünler.”