Halkların Demokratik Partisi (HDP) Sağlık ve Sosyal Politikalar Komisyonu Eş Sözcüsü Dr. Samet Mengüç, aşılama verileri ve bölgeler arası aşı eşitsizliklerine ilişkin partilerinin Genel Merkez’inde basın toplantısı düzenledi.

Mengüç, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Sağlık Bakanlığı’nın illere göre aşılama sayıları ve oranlarına ilişkin 26 Haziran’da paylaştığı verilere işaret ederek, Kürt nüfusun yaşadığı illerde aşılanma oranının çok düşük olduğunu, başta Kürt halkı olmak üzere tüm Türkiye halklarının Kovid-19 salgını açısından ciddi bir risk altında olduğunu ifade etti.

Kovid-19 salgını ile mücadele kapsamında devam eden aşılama sürecine dair eşitsiz ve adaletsiz aşılama tablosunun yansıdığını söyleyen vurgulayan Mengüç, “Asıl sorun sadece rakamlara ve oranlara dayalı bir istatistiki sıkıntının çok ötesinde bir anlam ifade etmektedir” dedi.

‘TESADÜF OLAMAZ’

Mengüç, TÜİK raporuna göre; Türkiye’de aşılamanın en az yapıldığı illerin Şırnak, Urfa, Siirt, Bitlis, Mardin, Muş, Hakkari, Diyarbakır, Batman, Bingöl, Ağrı, Iğdır, Van gibi kentler olduğuna dikkati çekti. 

“Bu aşılama oranı düşüklüğü bir tesadüf mü, yoksa bilinçli bir siyasi tercih mi?” sorusunu yönelten Mengüç, şunları ekledi: “Bu durum tesadüf olamaz. Çok net bu bir tercihin sonucudur. Yurttaşların tercihlerinin buna etkisi vardır ama gerçek şudur; Kovid-19 salgınında uygulanan bu bilinçli tercih Kürt halkına yönelik vahim bir sonuç ortaya çıkarmıştır.” 

KÜRT İLLERİNDE AŞILAMA ORANI YÜZDE 22

Mengüç, “Türkiye illerinin ortalama aşılama oranına bakıldığında 18 yaş üstü nüfusun yüzde 53’ü aşılanmışken, aynı oran Kürt illeri ortalamasında sadece yüzde 22’dir. Yani genel aşılama oranının yarısından daha azıdır” dedi.

‘AŞILAMA İLE SINIRLI DEĞİL!’

Eşitsizlik ve adaletsizliğin sadece aşılama oranları ile sınırlı olmadığını çizen Mengüç, “Bu siyasi tercih ve yansımaları sistematik bir şekilde farklı alanlarda karşımıza çıkmaktadır. Aynı eşitsizlikleri eğitimde, işsizlikte, yoksullukta, genel olarak sağlıkta, ekonomide, hak ihlallerinde, işkencede, gözaltılarda yani yaşamın tüm alanlarında gözlemleyebiliyoruz. Kürt halkına yönelik bu olumsuz, taraflı bazen örtülü bazen doğrudan ayrımcı tercihler yıllar içinde eşitsizlikleri adeta olağanlaştırmıştır. Tıpkı 40 yıldır OHAL yasalarının Kürtler için olağan yasa haline getirilmesi gibi, kayyımların o coğrafyada bir yönetim biçimine dönüştürülmesi gibi, OHAL’ler istisna olsa da sıradanlaşması ve kanıksanması gibi” ifadelerini kullandı.

‘ÖNCE YAŞAMAK ZORUNDAYIZ’

Türkiye’de hak, hukuk, adalet, özgürlük talep eden, asgari düzeyde demokrat olan herkesin ayrımcılıklara karşı çıkmak zorunda olduğunu söyleyen kaydeden Mengüç, HDP olarak bu adil olmayan eşitsizliklere, adaletsizliklere, haksızlıklara gözlerini kapatmadıklarını ve kapatmayacaklarını vurguladı.

Tüm Kürtleri ilk adım olarak aşılamaya davet Mengüç, “Önce yaşamak zorundayız. Kendimizin, yakınlarımızın, halkımızın ve tüm halkların yaşam ve sağlık hakkı için bir an önce aşı olmalıyız. Anadilde eğitim ve anadilde sağlık hakkı tanınmadan bu eşitsizlikler ve adaletsizlikler her gün katmerlenerek bir bütün olarak Kürt halkına daha fazla zulüm, daha fazla yoksulluk ve daha fazla ölüm olarak geri dönecektir.  Bu gidişata seyirci kalamayız, halk olarak bu yaşam hakkı ihlallerini kabul edemeyiz” dedi.