Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ve Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ile HDP Bölge milletvekilleri Hişyar Özsoy, Erdal Aydemir, Alican Önlü ile Merkez Yürütme Kurulu (MYK) ve Parti Meclis (PM) üyeleri Bingöl’de halk buluşması gerçekleştirdi. HDP Bingöl il binasında yapılan halk buluşmasına HDP Bingöl, Dersim ve Muş il ve ilçe yönetimlerinin yanı sıra yüzlerce yurttaş katıldı. HDP flamalarının açıldığı halk buluşmasında yurttaşlar alkışlar eşliğinde sık sık “HDP halktır halk burada” ve “Direne direne kazanacağız” sloganları attı.

Halk buluşmasında ilk olarak HDP Bingöl Eşbaşkanları Saadet Fırat ve Hasan Soysal söz aldı. Eşbaşkanlar buluşmaya katılan halkı selamlayarak teşekkürlerini iletti. Eşbaşkanlar mücadele sözlerini yineledi.

‘BU YÜZYIL DİRENEN KÜRT HALKININ’

Daha sonra söz alan DBP Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır ise, HDP ve DBP olarak yaptıkları halk buluşmalarında Türkiye ve bölge illerinin her yerine gittiklerini ve gitmeye devam edeceklerini aktardı. “Kürt halkı her yerdedir” diyen Bayındır, çok ağır bir süreç geçirdiklerini ifade ederek AKP ve MHP iktidarının halklara zulüm uyguladığını ifade etti. Kürt halkının her saldırıya güçlü bir cevap verdiğini de dile getiren Bayındır, “Bugün sokak sokak mahalle mahalle geziyoruz. Halkımız büyük tarihi mücadele veriyor. Bu tarihi destansı direnişi gösteren halkımız bize özgürlüğü ve barışı gösteriyor. AKP ve MHP gözaltı ve tutuklamalarla halkımızın iradesini yok saymak istiyor. Ama halkımız hem Kürdistan’da hem de Ortadoğu’da kendi iradesine sahip çıkmaya devam ediyor. Biz bu direnişten dolayı diyoruz ki bu yüzyıl Kürt halkının yüzyılı olacak. Bu devran Kürt halkının devranıdır, kimse bu irade karşısında duramayacak” ifadelerinde bulundu.

‘KURTULUŞ TECRİDİ KIRMAKTIR’

Cezaevlerinde siyasi tutukluların PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki ağırlaştırılmış tecridin sona erdirilmesi için başlatmış olduğu açlık grevlerine de değinen Bayındır, “Cezaevlerinde binlerce tutuklu tecridin kaldırılması için açlık grevleriyle direniyor. Tarihi süreçten geçiyoruz. Bu yüzden bütün halkımız özgürlük için her yerde ve meydanda mücadele etmelidir. Ne kadar saldırırlarsa saldırsınlar, tutuklasınlar, Kürt halkı diz çökmeyecek. Kürt halkı mücadelesini daha da büyütecek ve tecridi direnerek, mücadele ederek kıracak. Kürt halkı çözüm istiyor. O kurtuluşta tecridin kırılmasıdır. Sayın Öcalan bunu 2013-2015 yılları arasında çözümü gösterdi. O yüzden tecrit ve inkar politikalarından vazgeçin. Halkımız çözüm istiyor” diye konuştu.

Daha sonra büyük bir coşkuyla karşılanan HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan ise, konuşmasına halkı Kürtçe ve Türkçe selamlayarak başladı. Bingöl’de halkla beraber olmaktan mutlu ve gururlu olduklarını dile getiren Buldan, partilerine dönük saldırılara değinerek tutuklu HDP eski Eş Genel Başkanları Figen Yüksekdağ ile Selahattin Demirtaş ve diğer tutuklu tüm siyasetçilerin hukuksuz bir şekilde tutuklandığını aktardı. Buldan, cezaevlerinde tutuklu bulunan tüm siyasetçilerin barış, özgürlük ve Kürt sorunun çözümünden başka hiçbir şey düşünmediklerini hatırlatarak onları selamladı.

‘MASAYI DEVİREN AKP OLDU’

2013-2015 yılları arasında Kürt sorunun çözümü için yürütülen müzakere sürecinden bahseden Buldan, masayı deviren tarafın AKP hükümeti olduğunu bir kez daha yineledi. Buldan, “Barış ve müzakere süreci bu ülkenin en onurlu süreçlerinden bir tanesiydi. O süreçte hep birlikte bu ülkeye adalet gelsin diye, Kürt sorunu çözülsün diye, barış gelsin diye aylarca, yıllarca bütün gücümüzle elimizden geldiği kadar bu mücadeleye omuz verdik, bu mücadele için çaba sarf ettik. Ancak o sürecin kıymetini bilmediler, o masayı devirdiler. O masayı devirmekle birlikte bu ülkede bir kez daha çatışmalı bir sürecin önünü açtılar. O masayı deviren bu ülkenin iktidar partisi AKP hükümetidir. Bunu herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor” dedi.

MÜZAKEREDE YER ALANLAR CEZALANDIRILDI

Müzakere masasının devrilmemiş olsaydı halinde ülkenin tecritle yönetilmiyor olacağına vurgu yapan Buldan, “O masanın devrilmesiyle birlikte bu süreçte rol alan, mücadele verenler, bu mücadelenin başarıya ulaşması için emek verenler ne yazık ki cezaevine gönderildi ve bu ülkeye tecrit hakim oldu. Tecrit sadece İmralı'da değil. Sadece Sayın Öcalan üzerinde de değil. Bugün artık tecrit ülkenin her yerinde, her kentinde, her sokağında, her mahallesinde, her insana uygulanıyor” ifadelerinde bulundu.

‘İKTİDAR KRİZ VE SALDIRILARI İZLİYOR’

Ülkede ciddi ırkçı saldırıların yoğunlaştığını ve ülkenin dört bir yerinde doğal felaketlerin yaşandığını sözlerine ekleyen Buldan, iktidarın bu kriz ve saldırıları izlemekten başka hiçbir şey yapmadığını vurguladı. Buldan, “Bugün Kürde, Aleviye, kadına, ülkelerinden kaçan mültecilere, sığınmacılara bu ülkede dini dili ırkı mezhebi AKP’den farklı olan, AKP gibi düşünmeyen, AKP gibi hareket etmeyen herkese düşmanlık politikası izleyen bir zihniyet ile karşı karşıyayız. Bu ülke şu an felaketlerle mücadele ediyor. Ülkenin dört bir yanında felaketler var, seller var, insanlar yaşamını kaybediyor orman yangınları var. İnsanlar yaşamını yitiriyor, ırkçı saldırılar var, Kürtler katlediliyor. Bu ülkeyi yönetenler sadece bu manzarayı seyrediyor. Buna müdahale edecek ne güçleri ne iradeleri var ne de bunun için kafaları çalışıyor. Tek bildikleri şey Kürde nasıl düşmanlık edebilirim, bu ülkede barış isteyenleri nasıl cezaevine gönderebilirim, mültecileri nasıl bu ülkeden gönderebilirim, ırkçı saldırıları nasıl teşvik edebilirim. İşte uğraştıkları tek şey bu” diye belirtti.

‘HDP’YE KİLİT VURULAMAZ’

AKP ve MHP iktidarının yönetememe halinden dolayı tüm saldırılarının yönünü partilerine çevirdiğini dile getiren Buldan, iktidarın bugün HDP’yi kapatmak için yol ve yöntemler aradığını aktardı. Buldan devamında şöyle konuştu: “HDP hakkında, HDP’nin her bir üyesi hakkında, milletvekilleri hakkında yalanla dolanla adaletsiz hukuksuz bir şekilde dosyalar hazırladılar. Bir kapatma davası açtılar. Bu kapatma dosyasında tek bir doğru yok. Bütün yalanları o dosyanın içerisine koyup HDP’ye iftira atarak bir kapatma davası açtılar. Şunu Türkiye’yi yönetenlerin çok iyi bilmesi gerekiyor ki; HDP bir binadan ibaret değildir, kapısına kilit vurulacak bir parti asla değildir. Biz HDP’yi asla kapattırmayacağız. HDP’yi kapatmak isteyenlerin hevesleri kursaklarında kalacak. HDP yeni doğmuş bir bebek değil. HDP bu ülkede filizlenmiş, bu topraklarda can bulmuş gittikçe büyüyen çoğalan, bu ülkeye umut veren bir parti haline gelmiştir. HDP’yi kapatmak kolay değildir. HDP’ye oy veren her bir insanın HDP’ye sahip çıkacağını herkesin çok iyi bilmesi gerekiyor.

KAFALARA ÇAY ATAN CUMHURBAŞKANI!

Sevgili yoldaşlarım, sevgili Bingöl halkı. Ülkenin dört bir yanında felaketler var. Başkale ve Karadeniz’de de sel felaketi bugün ülkenin en önemli gündemlerinden bir tanesi. Kastamonu’da onlarca kayıp var. Bugün Cumhurbaşkanı Kastamonu'ya gidiyor oraların yaralarını sarmaya gidiyor denildi. Ama biliyoruz ki oranın yaralarını sarmaya gidecek bir cumhurbaşkanı yok. Bu ülkede yaşanan felaketlerde halkımızın yanında olan bir cumhurbaşkanı yok. Bütün felaketlerde gidip oradaki halkın kafasına birer paket çay atmaktan hiçbir işe yaramayan bir cumhurbaşkanı var.

Yine yanan ormanlarımız var. Orada canlılar yaşamını yitirdi. Ancak hükümet sadece seyretmekle kaldı. Bu ülkede savaş uçaklarına yatırılan paralarla savaş politikalarına yatırılan paralarla bu ülkede çıkan yangınları söndürmek için onlarca uçak alınabilir ki, onlar paraları o uçaklara değil savaş uçaklarını almaya ayırdılar. Bu ülkenin bütün gelirleri, kaynakları savaş politikalarına ayrılıyor. Onun için bu ülkenin ekonomisi bugün iflas etmiş durumda. Her felakette aynı acı yaşanıyor.

SAVAŞ POLİTİKALARINA SON VERİLMELİ

Pandemi döneminde hatırlarsınız Türkiye halkları baş başa bırakıldı. Pandemide işçinin, esnafın, işverenin hali ortada. Onlar da bu pandemiden dolayı şu an büyük bir mağduriyet yaşıyorlar. Bütün bunlar yetmiyormuş gibi iki gün önce Ankara’da mültecilere bir saldırı gerçekleştirildi. Mültecilerin bulunduğu yerde dükkanlar yağmalandı, insanlar darp edildi. Bu insanlar bu ülkeye sığınmacı olarak geldiler. Geliş sebepleri kendi ülkelerindeki savaşlardır. Hiç kimse kendi ülkesi güllük gülistanlık iken kendi ülkesini terk edip başka bir yere gitmez. Ama Suriye'de de Afganistan'da da savaşlar olduğu için Afganlar da Suriyeliler de bizim ülkemize sığınmacı olarak geldiler. İlk başta bu savaş politikalarını irdelememiz gerekiyor. Savaş politikalarına parlamentoda evet diyen partiler bu tutumunu bir kez daha gözden geçirmesi gerekiyor. Sizler parlamentoda savaşlara, tezkerelere evet derseniz o ülkelerde çıkan savaşlar sonucu o insan ülkelerini terk edip başka ülkelere gitmek zorunda kalıyorlar. Bizim ülkemize de milyonlarca insan geldi.

HDP MAZLUMUN YANINDADIR

Görevimiz mültecilere insanca yaşam hakkı tanımak, savaş bitince ülkelerine geri göndermektir. Bizim görevimiz onlara insanca yaşam bir hakkı tanımak ve sonunda güvenli bir şekilde kendi ülkelerindeki durum düzelir düzelmez kendi ülkelerine göndermektir. Onları darp etmek değil, dükkanlarını yağlamak, onları dövmek, onlara hakaret etmek değil. Bu AKP hükümetinin zihniyetidir, biz bu zihniyete karşıyız. HDP insanın yanındadır, mazlumun yanındadır, acı çekenin, inkar edilenin yanındadır.

HALK İLK SEÇİMDE AKP’Yİ YOLLAYACAK

Şimdi hepimizin görevi nerede bir felaket varsa oradaki yaraları sarmaktır. Biliyorsunuz Konya’da ırkçı bir saldırı gerçekleşti ve bu saldırı sonucu 7 Kürt yaşamını kaybetti. Kürtler yıllardır acı çekiyor. Yıllardır gözyaşı döküyor ama en fazla acıyı, bedeli AKP’nin iktidar olduğu bu dönemde yaşadı. Onun için diyoruz; Artık AKP’nin miadı dolmuştur ve onları göndermek için seçimleri bekliyoruz. Onlar da gideceklerini biliyorlar. Artık son demlerini yaşadıklarını görüyorlar ve biliyorlar. Yapılan bütün anketlerde AKP’nin ve MHP’nin oy kaybettiği görülüyor. Çünkü bu iki ortak parti bu ülkede Kürde, kadına, Aleviye, HDP’ye düşmanlık yapıyor. Düşmanlıktan başka bir siyaset izlemiyorlar. Onun için seçimleri dört gözle bekliyoruz. Biz inanıyoruz ki Türkiye halkları da yapılacak ilk seçimlerde AKP’yi yolculayacak ve bu ülkede demokratik bir yönetimin inşasını mutlaka ama mutlaka gerçekleştirecek.

KÜRT SORUNUNU ÇÖZEMEYEN ÜLKEYİ TERK EDER

AKP’nin gidiş sebeplerinden biri de Kürt sorununu çözmemesidir ve tarihe böyle geçecektir. Her zaman söyledik bir kez daha söylüyoruz. Kürt sorununu çözmeyen iktidarların çözülme ve bu ülkeyi terk etme gibi bir gelenekleri var. Geçmişte de iktidar olan partiler Kürt sorununu çözmedikleri için kendileri çözüldüler bir bir tarihin çöp sepetine gittiler. AKP’nin sonu da budur, Kürt sorununu çözmediği için çözülmektir yok olmaktır ve gitmektir.”

Buldan’ın konuşmasıyla halk buluşması etkinliği sona erdi.