Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, HDP’nin önceki Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın mahkûmiyet kararının istinaf tarafından jet hızıyla onanmasının ardından Kürt siyasetçilere yönelik 14 Nisan 2009’da, Diyarbakır merkezli yapılan operasyon sonrasında açılan “KCK Ana Davası” dosyasına dair yerel mahkemenin verdiği cezaları hızlıca inceleyip, cezaların onanması yönünde mütalaa verdi.

154 Kürt siyasetçinin yargılandığı dava dosyasında Ahmet Türk ve Hatip Dicle gibi isimlerin yanı sıra tecride karşı başlattığı açlık grevinin 60’ıncı gününde olan HDP’li milletvekili Leyla Güven, partili milletvekilleri Tayip Temel, Pero Dündar ve Musa Farisoğulları da yer alıyor.

TOPLAM BİN 109 YIL HAPİS

Diyarbakır 6 Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına dair karar, 8 yıl süren yargılama sonucunda 28 Mart 2017'de verildi. Mahkeme, 99 isme toplam bin 109 yıl 10 ay 22 gün hapis cezası verdi. Yapılan itiraz üzerine dosyayı nceleyen Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi, 18 Nisan 2018'de aldığı kararda 89 isim hakkındaki hükmü onarken, diğer 10 isme verilen cezalara dair kısmi bozma kararları verdi. Bunun üzerine Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı ve İstinaf Cumhuriyet Başsavcılığı 25 Mayıs, sanıkların müdafileri ise 16-19 Temmuz 2018 tarihlerinde Yargıtay 16. Daire’ye temyiz başvurusunda bulundu. 

600 KLASÖR JET HIZIYLA İNCELENDİ

Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, yapılan bu başvurular doğrultusunda 600 klasör ve 22 çuvalu bulan 7 bin 687 sayfalı iddianame ile 11 bin 084 sayfayı bulan gerekçeli karardan oluşmasına rağmen dosyayı 8 aydan kısa bir sürede inceleyip, mütalaasını sundu.

HEDEF HDP'Lİ 4 MİLLETVEKİLİ Mİ?

Yargıtay Başsavcılığı, hazırladığı mütalaasında yerel mahkemenin 6 yıl 3 ay hapis cezası verdiği açlık grevindeki HDP Hakkari Milletvekili Leyla Güven ile birlikte 18 yıl hapis cezası verilen Van Milletvekili Tayip Temel, 9 yıl hapis cezaları verilen Mardin Milletvekili Pero Dündar ve Diyarbakır Milletvekili Musa Farisoğulları'nın cezalarının onanmasını istedi.

DOSYA YARGITAY 6. DAİRESİNE GÖNDERİLDİ

Yargıtay Başsavcılığı, müdafilerin açık duruşma yönündeki temyiz taleplerine karşı 18 Aralık 2018'de verdiği mütalaada, açık duruşmanın reddini istedi. Başvurucuların mahkûmiyet durumlarında değişiklik yaratmayacak kısmı itirazlarını kabul edilmesi yönünde görüş bildiren Başsavcılık, İstinaf Mahkemesi’nin onadığı mahkûmiyet kararlarının onanması mütalaasını vererek dosyayı, görüşülmek üzere Yargıtay 6. Dairesi’ne gönderdi.

Mütalaanın sunulduğu Yargıtay 6. Dairesi’nce onaylanması durumunda HDP'li 4 vekile dair dosya, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne (TBMM) gönderilip, vekilliklerinin düşürülmesi durumu ortaya çıkacak.

HDP'Lİ ADAYLARIN ADAYLIKLARI TEHLİKEYE GİRECEK

Mahkûmiyet kararlarının Yargıtay tarafından onanması halinde, HDP'nin 31 Mart 2019'de yapılacak yerel seçimlerinde belediye başkanı adayı olarak göstermeyi düşündüğü bazı isimlerin adaylığı da tehlikeye girecek.

Yargıtay Başsavcılığı’nın jet hızıyla dosyayı incelemeye alarak mütalaa vermesini değerlendiren Diyarbakır Barosu Başkanı Cihan Aydın, 103 kişiyle başlayıp, zaman içerisinde 190 kişiye çıkan dava sanıkları arasındaki bazı müvekkillerinin yargılama sürerken yaşamını yitirdiğini belirtti.

AYDIN: SÜRECİN OLAĞAN DEĞİL 

Davanın 2009'da başladığını anımsatan Diyarbakır Baro Başkanı Aydın, "Sadece 7 bin 500 sayfa iddianame, 600 klasör olarak İstinaf Mahkemesi’ne gitti. İstinaf Mahkemesi kısa bir süre içinde bu dosyayı onayladı. Biz de bu karara karşı temyize başvurduk. Dosya 2 ay önce Yargıtay'a gitti. Bu kadar hacimli, 190 sanığın olduğu bir dosyanın bu kadar hızlı bir şekilde ilerlemesi sürecin olağan olmadığını gösteriyor zaten başlı başına" diye belirtti.

‘GİDİŞAT SEÇİMLE İLGİLİ OLDUĞUNU GÖSERİYOR’

Yargıtay'ın yerleşik uygulamasında tutuklu dosyaların öncelikli olduğunu, davada tutuklu kimse olmadığı halde dosyanın hızlı bir şekilde ele alınmasına ilişkin kuşkularını dile getiren Aydın, şunları söyledi: 

"Hal böyleyken kısa bir süre içerisinde Cumhuriyet Savcısı’nın tebliğ namesini hazırlaması zaten olağanüstü bir sürece işaret ediyor. Bunun seçimle ilgisi var mı yok mu bilemeyiz, ancak gidişat öyle gözüküyor. Ama daha önce istinaf kararında 24 Haziran seçimlerin bir ay öncesine tekabül etmişti. Yine aynı şekilde önümüzdeki Mart ayında bir seçim var ve yine bu dosya gündeme geldi. Dolayısıyla bağlantı yok diyemeyiz. Maalesef bir olağan üstü bir süreç göze çarpıyor. Seçim mi ya da başka plan ve hesaplar mı var bilemeyiz. Ama bir olağan üstü süreç olduğu kesin." 

'BENZER DOSYALAR BERAATLE SONUÇLANDI'

Davanın FETÖ'cü hakimler, polisler, savcılar tarafından başlatılan bir senaryo olduğunu söyleyen Cihan Aydın, benzer şekilde FETÖ kumpasıyla hazırlanan Balyoz, Ergenekon ve Aziz Yıldırım davalarının beraatla sonuçlandırılırken, bu ve benzeri davalara ceza verildiğini ifade etti.

Aydın, cezaların onanması durumunda davayı Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) taşıyacaklarını sözlerine ekledi.