Halkların Demokratik Partisi (HDP) Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Edirne'nin İpsala ilçesi Paşaköy Köyü Mandakoru mevkiinde Yunanistan’a geçmeye çalışan ve geçişlerine izin verilmeyen çok sayıda mültecinin yaşamını yitirmesine ilişkin yazılı açıklama yayınladı. HDP Göçmen ve Mülteciler Komisyonu Eş Sözcüleri Gülsüm Ağaoğlu ve Veli Saçılık imzasıyla yapılan açıklamada Geri Gönderme Merkezlerinde tutulan göçmenlerin Avrupa Birliği’ne baskı uygulamak için Yunanistan sınırını geçmeye zorlandıkları belirtildi.

’Kıyafetleri çıkarılarak Türkiye sınırına bırakılıyorlar’

Türkiye’nin sınıra bıraktığı göçmenlere Yunanistan kolluk güçlerince işkence yapıldığı ve özellikle soğuk hava koşullarında kıyafetleri çıkartılarak Türkiye sınırına bırakıldıklarına dikkat çekilen açıklamada, “1 Şubat’ta Yunanistan kolluk güçleri tarafından kıyafetleri alınarak Türkiye sınırına bırakılan 22 göçmenden 19’u donarak yaşamını yitirmiş ve geriye ağır kış koşullarında çırılçıplak kalmış ölü bedenlerin fotoğrafları kalmıştır. İnsan Hakları Bildirgesinin 1. maddesi olan yaşam hakkı, iki devlet sınırında göz göre göre bir kez daha ihlal edilmiştir” denildi. 

‘Türkiye ve Yunanistan insan dışı uygulamalara son versin’

Yaklaşık 1 yıldır her hafta 200 ila 300 mültecinin Yunanistan sınırına Türkiye kolluk güçleri tarafından bırakıldıkları ve sınırı geçmeye zorlandıklarına dikkat çekilen açıklamada, “ Yunanistan kolluk güçlerinin ise göçmenlere işkence ve kötü muamele yaparak geri Türkiye sınırına bıraktığını onlarca tanığın anlatımlarından biliyoruz. Türkiye ve Yunanistan’ın ilgili kurumları bu insanlık dışı uygulamaya son vermek, uluslararası sözleşmelerden doğan yükümlükleri yerine getirmek ve başta can güvenliği olmak üzere insan haklarına riayet etmek zorundadır. Ayrıca Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletlerin, sessiz kaldıkları ve bu uygulamaları teşvik ettikleri için göçmen ölümlerinde siyasi sorumluluğu olduğunu da tekrar vurguluyoruz” ifadeleri yer aldı. 

‘Müsebbibi savaşı halklara fatura eden zihniyettir’

AKP-MHP’nin uyguladığı savaş politikalarının her geçen gün insanları yerinden yurdundan ettiği ve kitlesel göçlere neden olduğu ifade edilen açıklamanın devamında şöyle denildi: “Savaşın maliyeti Türkiye halklarına fatura edilirken toplumsal gerginlik her geçen gün artıyor. Türkiye halkları mutlak yoksullaşıyor, göçmenler statüsüz kölelik koşullarında yaşamak zorunda bırakılıyor ve hatta ölüme terk ediliyor. İran-Türkiye sınırında donarak ölen göçmenlerin ve İdlib’de çadır kentte donarak ölen bebeklerin müsebbibi  ‘”. BM güvencesi altındaki Mexmûr Mülteci Kampının uçaklarla bombalanması da yine aynı zihniyetin ürünüdür. 

Başta Türkiye ve Yunanistan olmak üzere tüm ilgili bölge ülkelerini ve uluslararası kurumları ölümlere yol açan politikalarını geri çekmeye ve Yunanistan sınırında yaşanan ölümleri durdurmaya çağırıyoruz.”