Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Halklar ve İnançlar Meclisi, ölüm orucuna ara verdikten sonra kaldırıldığı hastanede yaşamını yitiren Grup Yorum üyesi İbrahim Gökçek'in cenaze törenine ve cemevine yapılan saldırıya ilişkin yazılı açıklama yaptı. 

Bölge kentlerinde mezarlıklara dönük saldırıların hatırlatıldığı açıklamada, “Son süreçlerde yaşanan mezar tahrip etmeler, cenazelere müdahaleler, ibadethanelere yapılan saldırılar toplumun da hukukun da inançların da içine sığmayan, birlikte yaşama arzumuzu inciten olaylardır. Mezarları tahrip etmenin hukukta da inançlarda da öngörülmemiş olmasından kaynaklı bir cezası yoktur. Çünkü insanlık ne yaşarsa yaşasın, neye inanırsa inansın, ya da hiç bir şeye inanmasa da mezarlarına hep saygılı olmuş mezar ile dava sürdürmemiştir. Bedenleri toprağa bırakmış, toprağın hükmüne güvenmiştir” denildi. 

DEĞERLERE SALDIRI

Gazi Cemevi’ne ve Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisesi'ne yapılan saldırının kınandığı açıklamada, “İbadethanelere yönelik düşmanca yaklaşımların kabul edilmez olduğunu belirtiyoruz. Bir Kilisenin kapısını ateşe verenler bir cemevine gazla müdahale edip kapılarını kırıp cenaze kaçıranlar, sadece bir mekana değil insanlığa, bin bir bedel ödeyerek bu güne getirdikleri değerlerine de saldırmışlardır" vurgusu yapıldı. 

'HEPİMİZİN SORUMLULUĞU VAR'

Açıklamada, devamla şu ifadelere yer verildi: "Biz biliyoruz ki daha öncede ırkçı saldırılara uğrayan Dzınunt Surp Asdvadzadzni Kilisinin asıl faili tekçiliği bu ülkede siyasete çevirenlerdir. Biz biliyoruz ki Gazi Cemevi'ne fütursuzca saldıran kolluk güçlerinin cesareti cemevlerini ibadethane saymayan eşitsiz politikalardır. Bu siyaset ‘İbrahim Gökçeği Kayseri de gömdürmeyiz gerekirse yakarız’ diyen linçci güruhlar yaratmıştır. Oysa bu toplum Ankara’da bu duyguyu yaratıp Aysel Tuğluk’un annesi Hatun Tuğluk’u gömdürmeyenleri vicdanlarda mahkum etmişti. Türkiye halklarına çağrımızdır ibadethane, ölüm ve mezar ile kurduğumuz tarihsel ilişkimize sahip çıkalım. Cenazeye ve mezarlara saygıyı aileye, ibadethaneye saygıyı sadece ona inananlara bırakmayalım. Hepimizin toplumsal sorumluluğu olduğunu unutmayalım. Birlikte yaşama mayamızın bozulmasına müsaade etmeyelim. Kendi mutlu azınlığını yaratmak isteyen iktidarın halklara ve inançlarımıza reva gördüğü bu yaklaşımı kınıyoruz. Bu zulmün karşısında dayanışma duygularımız paylaşıyoruz.”