Dersim'de 2017 yılında çıkan bir çatışmada yaşamını yitiren ve 2 Mart tarihinde ise cenazesi ailesine kargo ile gönderilen PKK'li Agit İpek'in annesi Halise Aksoy'un 23 Aralık'ta saat 16.00 sıralarında evde bulunan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Meclis Yürütme Kurulu (MYK) üyesi olan misafirlerine yönelik ihbar olduğu gerekçesi ile polis baskın düzenledi. Evde 5 saat boyunca arama yapılırken aramanın sona ermesinin ardından Halise ve evde bulunan 4 kişi Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. 4 saat boyunca ifadeleri alınan Halise ve 4 misafiri daha sonra serbest bırakıldı.

'KÜFÜR EDİP YERE ATTILAR'

Polisin kapıyı balyozla kırıp içeri girdiğini söyleyen Halise Aksoy ne olduğunu anlamadan polisin koridora geldiğini vurguladı. Gün ortasında evinde misafirleriyle birlikte çay içtiğini belirten Aksoy, "İçeri girer girmez 'Yatın yatın yatın' diye bağırdı. Misafirlere yöneldi. Bizi yüzü koyun yere yatırdılar. Ayaklarıyla sırtımıza basıyorlardı. Genç olan misafirime şiddet uygulayınca ben de kendimi tutamadım. Üzerine atladım. ‘Misafirimdir neden dövüyorsunuz?’ dedim. Bana küfür edip yere attılar yeniden sırtıma basmaya başladılar. Sonra evi aradılar. Sarı kırmızı yeşil bir yazmam vardı onu aldılar. Soba da yakmak için getirdiğim bazı dergileri kömürlükten alıp götürdüler. Yasak olup olmadığını bilmiyorum. Kışın yakmak için topluyorum bunları. Suç delili olarak götürdüler. Yaklaşık 5 saat boyunca evde aramalar yaptılar. Evin içine ayakkabılarıyla girdiler. Her tarafı kirlettiler. İki gündür evi temizliyorum" dedi.

'HDP'YE GİDİP GELİYORUM ÇÜNKÜ BEN HDP'LİYİM'

Yaşamını yitiren Agit ve PKK'de olan oğlunun fotoğraflarının evden alındığını vurgulayan Aksoy, "Gözaltındayken ifademi aldıklarında ben de onlar benim çocuklarım dedim. 'Niye bu kıyafetleri giymişler?' diye sordu. Giymişler çünkü oradalar biri de yaşamını yitirmiş dedim. 'Hayır yaşamını yitirmemiş' diyor bana. Sonra avukat müdahale etti. 6-5 ay önce yaşamını yitirdiğini söyledi. 'Neden ölümünü vermediniz' diye sordu. ‘Avukatın, savcılığın bunu düşünüp bildirmesi gerekiyordu deyince bir şey demedi artık. Fotoğrafları geri vermediler. Evimin kapısında dahi parmak izi aldılar. Benim yasım, insanlar hala taziye için geliyor. Binlerce insan geldi evime. Kimin parmak izini alıyor. HDP üyesi olduğumu söyledi. HDP üyesi değilim ama HDP'ye gidip geliyorum. Çünkü ben HDP'liyim. Bu suç değil. Eğer parti suçsa olmasaydı. HDP olduğu sürece oraya gideceğiz" diye belirtti.

'BİR GÜN DAHİ DEVLETİN KAPISINA GİTMEDİM'

Polisin kendisine "Vatan haini, biz sizi yediriyoruz. Hakkımız size haram olsun. Burnunuzdan gelsin" dediğini ifade eden Aksoy şöyle devam etti: "Neden vatan hainiyiz? Biz kendi evimizdeyiz. Bir parça ekmek bir parça soğanımız varsa onu yiyoruz. Kimse bizi beslemiyor. Kimsenin kapısında değiliz. Bize zulüm etmesinler bizi beslemesinler de. 8 çocuğumu fakirlik içinde büyüttüm. Bir güne bir gün ne devletin kapısına gittim ne de başkasının kapısına gittim. Gitmem de. Evimde açta kalsam gidip kapılarını çalmam. Çünkü kendime layık görmüyorum. Biz bu zulmü kabul etmiyoruz. Vatan haini olan onlardır. İnsanlara zulüm edip kendi vatanlarını ve bizim ülkemizi parçalıyorlar. Yaptıkları zulümle kendilerini ve bizi parçalıyorlar. Yalnızca bize zarar verdiklerini sanmasınlar. Bizimle birlikte kendileri de zarar görüyor. Artık bu zulmü kabul etmiyoruz. Artık yeter yeter."

'İÇLERİNE KORKO SALMIŞIM'

Kadın olduğu için korkutulmak istendiğini dile getiren Aksoy, "Vallahi korkmuyorum. Biz ne kadar zorlanırsak onlar da bizimle birlikte zorlanıyor. Kürt olduğum için benim evimi basmasınlar. Ben tek başına yaşayan bir kadınım onların gözünde o kadar büyümüşüm ki içlerine korku salmışım. Buyurup gelsinler. Evimi yıkıyorlar ne yapıyorlarsa yapsınlar. Benim evimde hiçbir şey yok. Benim akrabalarım aile dostlarım çoktur. Her gün beni ziyarete geliyorlar. Kimse gelmesin mi evime? Evimi niye gözetliyorsunuz?  Kimse beni şikayet etmez" şeklinde belirtti.

'BAŞIM DİK'

Maruz kaldığı baskıya değinen Aksoy şu sözleri kullandı: “Ben bir şey yapmadım. Demek ki oğlumdan dolayı böyle baskı uyguluyorlar. Oğlumu da öldürdüler, paket yapıp bana gönderdiler. Yine de başım dik. Onlar beni de parçalasa paket yapıp toprağın altına koysalar yine de aynı kişi olacağım. Yine de oğlumun davasına bağlı olacağım. Keşke elimden bir şey gelseydi. Ben hasta bir insanım ne istiyorlar benden bilmiyorum. Benim kalbimi çıkarıp, beynimi kirletmeyi düşünüyorlarsa yanılıyorlar. Yapamazlar. Benim beynim düşüncelerim kirlenmez. Çünkü onlar bana hakaret etti. Agitimin şahsında Kürt halkının tamamına hakaret ettiler. Bu benim gözümün önünden gitmiyor. Unutmayacağım. Bana yönelik olan korkularını atsınlar. Beni rahat bıraksınlar." 

Jinnews Haber Ajansı