20’nci yüzyıl milyonlarca insanın hayatına mal olan iki büyük dünya savaşı ile birlikte insanlık tarihinde kara lekeler oluşturan soykırımlara sahne oldu. Hiroşima ve Nagazaki gibi bazıları kimyasal saldırılarla gerçekleştirilen bu soykırımlardan biri yüzyılın son çeyreğinde yaşanan Halepçe'de yaşandı. 

Üzerinde 33 yıl geçen bu katliam, 1980-1988 yılları arasında İran ve Irak arasında yaşanan ve “Birinci Körfez Savaşı” olarak adlandırılan dönemde yaşandı. Saddam Hüseyin'in Kürtlere yönelik giriştiği ve adını anlamı “ganimet” olan Kur’an’daki bir sureden alan ‘El-Enfal Harekâtı’ sırasında 16 Mart 1998 günü zehirli gaz saldırısında bulunuldu. 

Bazı resmi kaynaklara göre, yaklaşık 5 saat süren kimyasal bombardıman sonrası Halepçe’de çoğunluğu çocuk ve kadın olmak üzere 6 bin 357 kişi hayatını kaybetti, 14 bin 765 kişi de ağır derecede yaralandı. Dünya Sağlık Örgütü’nün (WHO) raporuna göre, bu kimyasal saldırı günümüze kadar 43 bin 753 aşkın kişinin ölümüne, 61 bin fazla kişinin de sakat kalmasına sebep oldu.

Irak’ta 1969 yılında yaşana Baas darbesi sonrasında 1979’da yönetimi ele geçiren Saddam Hüseyin’in, İran’da Ayetullah Humeyni liderliğinde gerçekleşen devrimden sonra Tahran yönetimiyle olan 1975 tarihli Cezayir Anlaşması’nı iptal etti. Saddam’ın akabinde İran’ın güneyinde yer alan çoğunlukla Arapların yaşadığı Abadan ve Hürremşehr kentlerine girmesiyle İran-Irak savaşı başlamış oldu.

SADDAM ZEHİRLİ GAZ KULLANILMASINI EMRETİ

Feshedilen Cezayir Anlaşması ile kazanımları tehlikeye düşen, başında Mesut Barzani’nin olduğu Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ile Celal Talabani’nin başında olduğu Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) de Saddam Hüseyin’e karşı isyan başlattı. Tahran yönetimi bu süreçte Kürt güçleri destekledi. Süren İran-Irak savaşının son haftalarında İran ordusu ‘Zafer-7 Harekâtı’ ile Irak’ın içlerine doğru genel bir taarruz başlattı. KYB’ye bağlı Peşmergeler de İran ordusu ile işbirliği yaparak Halepçe kasabasına girdi ve isyan başlattı. Bu duruma öfkelenen Saddam, Irak Ordusunun Kuzey Cephesi Komutanı olan kuzeni Alî Hasan al-Majîd al-Tikritî'ye (Kimyasal Ali) İran ordusunun ilerleyişini durdurmak için zehirli gaz bombaları kullanmasını emretti.

KANLI CUMA 

16 Mart 1998 günü zehirli gaz bombalarını taşıyan sekiz MiG-23 uçağı tarafından Halepçe kasabasına bombardıman düzenlendi. Ölüm, bu bombardımanda kullanılan hardal, sarin ve VX gibi gazların yaydığı elma kokusuyla yayıldı. Bir cuma günü yaşanan bu katliam, “Kanlı Cuma” olarak da anılmaya başlandı. Saldırıdan sonra komplikasyonlar, çeşitli hastalıklar meydana geldi ve yapılan doğumlar sağlıklı neticelenemedi.

İNSANLIĞA KARŞI SUÇTAN YARGILANDI

Halepçe soykırımının emrini veren Saddam Hüseyin rejimi, ABD’nin 2003 yılında giriştiği müdahaleyle devrildi. Kürtlere karşı yürüttüğü Enfal Hareketi kapsamında 180 bin kişinin ölümünden sorumlu tutularak yargılandı. Ancak başka bir hükümden aldığı idam cezasıyla 30 Aralık 2006’da infaz edilen Saddam Hüseyin, ancak ölümünün ardından Kürtlere karşı "soykırım" uygulamaktan yargılandığı davada suçlu bulundu.

Yine Enfal Katliamından yargılanıp, “İnsanlığa karşı suç işlemek ve soykırım” suçlarından ölüm cezasına çarptırılan ‘Kimyasal Ali’ lakaplı al-Tikritî ise 25 Ocak 2010’da infaz edildi. 

'SOYKIRIM' OLARAK TANINDI

Irak Yüksek Ceza Mahkemesi, 1 Mart 2010 tarihinde Halepçe Katliamı'nı “soykırım” olarak tanıdı. Bu karar akabinde Irak Meclisi ve Federe Kürdistan Bölgesi Meclisi’nin yanı sıra Norveç, İsveç ve İngiltere Halepçe’de yaşananları “soykırım” olarak kabul etti.

2018 yılında HDP o dönemki Van Milletvekili Lezgin Botan, Halepçe Katliamı’nın  soykırım olarak tanınması amacıyla TBMM’ye kanun teklifi verse de, bu teklif reddedildi.