Halkların Demokratik Partisi (HDP) Hakkari Milletvekili olduğu sırada yargılaması süren ve verilenin cezanın kesinleşmesiyle vekilliği düşürülen Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) benzer şekilde vekilliği düşürülen CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkında verdiği "ihlal" kararıyla ilgili yazılı açıklama yaptı. Güven, tutuklu bulunduğu Elazığ Kapalı Cezaevi'nden DTK aracılığıyla mektupla gönderdiği açıklamasında, Türkiye’nin kuruluşundan bu yana Kürt kimliği ile siyaset yapanlara karşı "darbe" pratiği sergilendiğini belirterek, “İktidarlar değişse de Kürt halkının iradesine uygulamalar ve yaklaşımları hep aynı olmuştur, bugüne kadar gelmiştir” ifadelerine yer verdi.

Açıklamasında, iktidarların baskılarıyla kendilerine “demokratik siyaseti bırakın” mesajını verildiğini kaydeden Güven, “Dışarıda itaat ederek birilerinin partisinin Kürt’ü olacağımıza, onurumuzla hapishanelerde kalmayı tercih ederiz” diye belirtti.

YASALAR EŞİT DEĞİL

MİT TIR’ları davasında yargılanan ve hapis cezası çarptırılan CHP’li Milletvekili Enis Berberoğlu’nun vekil iken yargılamasının sürdürülmesinin “dokunulmazlık ihlali” olarak değerlendiren AYM’nin kararına dikkat çeken Güven, Berberoğlu’na başarılar dileyerek, mektubunda şu ifadelere yer verdi: “AYM niye çifte standart uyguluyor demiyorum. Çünkü yasalar bizlere hiçbir zaman eşit şekilde uygulanmadı. Bu konuda bizlere yıllardır hissettirilen duygulara dair biraz da olsa empati kurabilmeleri için vekilliklerin düşürüldüğü 4 Haziran günü basına verdiğim bütün röportajlarda Enis Berberoğlu’nun bizim ateşimizde yandığını, fakat bu durumun en kısa sürede telafi edileceğini söylemiş ve Enis Berberoğlu’nun tekrar vekilliğe geri döneceğini açıkça belirtmiştim. 

CEZA YAĞDI

Bunu nasıl öngörebildiğime gelirsek, sadece birkaç örnekle somutlayabilirim. Ergenekon, Balyoz vb. yargılamalar sırasında biz de Diyarbakır KCK davasından yargılanıyorduk. Binlerce Kürt belediye başkanı, avukat, gazeteci, akademisyen, kadın aktivistler vb. çeşitli gerekçelerle tutukluyduk. Yapılan yasal düzenlemeler sonucunda onlar da, bizler de tahliye edildik. Onlara ‘kusura bakmayın biz yapmadık, içimizdeki FETÖ’cüler yaptı’ denilirken, bizlere de yaklaşık 11 yıl sonra cezalar yağdırıldı. Dolayısıyla biz suçlu olduğumuz için değil, Kürt ve muhalif olduğumuz için bu tarzda çifte standarda maruz bırakılıyoruz.” 

‘3’TE 3 KARAR BEKLERDİK’

AKP’nin 19 yıllık iktidarı boyunca tüm Türkiye halklarının gözleri önünde Kürt halkına karşı her türlü zulmün uyguladığını belirten Güven, CHP’nin ise yaşanan adaletsizlikler karşısında “endişeliyiz, kaygılıyız, üzgünüz” açıklamalarıyla yetindiğini söyledi. Güven, devamında şunları kaydetti: “CHP, adaleti sadece kendi partileri için talep ediyor, bu pratikleriyle isteyerek ya da istemeyerek AKP’nin işlerini kolaylaştırıyor ve sessiz kalarak adeta onaylıyor. Tarih bir gün AKP’ye, başta Roboski olmak üzere Kürt halkına yaşattığı acıların hesabını soracak olursa bunlar yaşanırken ana muhalefette hangi parti vardı diye de soracaktır. AYM’nin her ne kadar vekilimiz Sayın Musa Farisoğulları ve benim vekilliğimizin düşürülmesine neden olan davada ‘ihlal yoktur’ kararı vermiş olsa da bu davanın AİHM tarafından Türkiye’yi mahkûm etmekle sonuçlanacağına eminim. Ancak biz bu konuda AYM’nin çifte standart uygulamadan 3’te 3 karar vermesini beklerdik, aksi şu anda halkımız tarafından da bu durumun özel bir politika olduğu duygusu gelişecektir. Halkımızın yüreği rahat olsun. Bizler Kürt halkı olarak ne AKP-MHP’nin faşizan politikalarına ne de CHP ve diğerlerinin bu konudaki politikasızlıklarına mahkûm değiliz. Geçmişten bugüne ağır bedeller ödeyerek gelmişsek, bundan sonra da kendi öz dinamiklerimiz ile yolumuza devam edeceğiz.”