İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin, Halkların Demokratik Partisi (HDP) İzmir İl Örgütü’ne yönelik saldırı ve Deniz Poyraz’ın katledilmesi, parti kapatma davası, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit, açlık grevleri, kadın kazanımlarına yönelik saldırılar, ekonomik kriz, doğa talanı ve hak gasplarına karşı "Demokrasi için bir nefes" şiarıyla Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği miting başladı. 

‘HÜKÜMET İSTİFA’

Cumhuriyet Meydanı’nda kurulan arama noktalarından geçtikten sonra alana giren binlerce kişi, taşıdıkları pankartlar ve sloganlarla taleplerini dile getirdi. Alana girişler sürerken, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) “İnsanca bir yaşam demokratik bir ülke istiyoruz” yazılı pankart açtı. Gündoğdu Meydanı’ndan “Her yer rüşvet her yer yolsuzluk” ve “Hükümet istifa” sloganları atılıyor. 

DENİZ POYRAZ POSTERLERİ 

Sloganlar ve zılgıtlarla miting alanına giriş yapan kadınlar, Deniz Poyraz’ın fotoğraflarının bulunduğu posterler, flamalar ve pankartlar taşıdı. HDP İzmir İl Örgütü, Deniz Poyraz’ın fotoğrafının bulunduğu “Faşizm yenilecek” yazılı pankartla alana giriş yaptı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir İl Başkanlığı da pankart ve flamalarla miting alanındaki yerini aldı. Sosyalist Kadın Hareketi de "Deniz'ler bitmez bizde, kadınların gücü birbirindendir" yazılı dev pankartla miting alanına giriş yaptı. 

Mitinge Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK), Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Türk Mühendis ve Mimar Odalar Birliği (TMMOB), Türk Tabipler Birliği (TTB), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Emek Partisi (EMEP), Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Yeşil Sol Parti, Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, Devrimci Parti ve çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi katıldı. 

YÜRÜYÜŞ KORTEJİ 

Sivil toplum örgütlerinin de aralarında yer aldığı binlerce kişi, “Yaşasın halkların kardeşliği”, “Jin jiyan azadî” ve “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları ile kortejler eşliğinde Gündoğdu Meydanı’na yürüyüşle giriş yaptı. Saygı duruşuyla başlayan mitingde, ilk olarak Praksis sahne aldı. 

TUNÇ SOYER: SONUNA KADAR YAN YANAYIZ

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Tunç Soyer, halkı selamlayarak, “Çok ses, çok nefes demiştik. Hep beraber, omuz omuza daha güzel bir memleket kurmak için canla başla çalışmaya devam edeceğiz. Sonuna kadar yan yanayız” dedi. 

TEMİZ TOPLUM TEMİZ SİYASET

CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de, “Temiz toplum isteyen, temiz siyaset isteyen, temiz bir Türkiye Cumhuriyeti isteyen herkese selam olsun. Çok zarar verdiler, insanlarımızı kırdılar, döktüler, kardeşi kardeşe kırdırdılar. İnsanlarımızın ahını aldılar. Bu adalet mücadelesine yılmadan, usanmadan, omuz omuza devam edeceğiz. Buna inanan, güvenen tüm dostlarımızla birlikte diktatörlük heveslilerini oradan indireceğiz. Ama sandıkla ve demokrasiyle indireceğiz” diye konuştu. 

DENİZ POYRAZ’IN AİLESİ MİTİNG ALANINDA

Deniz Poyraz’ın annesi Fehime Poyraz ve babası Abdülillah Poyraz, HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanları Saliha Aydeniz ve Keskin Bayındır, ESP Eş Genel Başkanı Özlem Gümüştaş ile birlikte miting alanına giriş yaptı. CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu da miting alanına geldi. 

Miting, Tertip Komitesi ile İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri'nin açıklamalarıyla devam etti.

DENİZ'LER KAZANACAK FAŞİZM KAYBEDECEK

Gündoğdu Meydanı’ndan seslenen İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri, iktidarın baskılarına karşı ortak mücadele vurgusunda bulunarak, “Hep birlikte eşit, özgür, demokratik bir ülkeyi inşa edeceğiz. Deniz’ler kazanacak, faşizm kaybedecek” mesajı verdi. 

İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin, "Demokrasi için bir nefes" şiarıyla Gündoğdu Meydanı’nda düzenlediği miting, binlerce kişinin katılımıyla devam ediyor. Praksis’in seslendiği şarkılar eşliğinde halayların çekildiği miting alanında, "Ekmek barış özgürlük için birleşelim", “Yeni yaşam kazanacak, Deniz Poyraz isyanımızdır”, "Deniz'e sözümüz var, faşizm yıkılacak, işçi sınıfı ve halklar kazanacak", "Suruç için adalet, Deniz için adalet" yazılı pankartlar taşındı, “Deniz’in hesabı sorulacak”, “Deniz’e sözümüz barış olacak”, “Yaşasın sınıf dayanışması”, “Gün gelecek, devran dönecek, AKP halka hesap verecek”, “Yaşasın halkların kardeşliği”sloganları atıldı. 

Miting Tertip Komitesi, halkı ve miting alanında bulunan Deniz Poyraz’ın ailesini selamladı. Mitinginde söz alan Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ege Bölge Temsilcisi ve Miting Tertip Komitesi üyesi Memiş Sarı, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri’nin ortak açıklamasını okudu. 

NEFES ALAMIYORUZ

Emek ve Demokrasi Güçleri’nin ortak açıklama metni şöyle: “Bugün vereceğiniz bir ses yarın doya doya alacağınız nefestir. O sesi verdiniz hepinize teşekkür ederiz. ‘Sabahları uyanıp bir insanı öldürmeye gitmeden, yurdumuzu sevmenin bir yolunu bulmalıyız. Sabahları, birilerini öldürmek için uyananların yurdumuzu sevmesine artık müsaade etmemeliyiz. Uzun süredir bir yok oluş hikâyesi yaşıyoruz. Varlığımız parça parça gidiyor elden. Faşist kutuplaştırıcı politikalarla bizi biz yapan ne varsa inançlarımız, kimliğimiz, emeğimiz, değerlerimiz yok sayılıyor,paramparça ediliyor, Yaratılan korku iklimiyle toplum kendi içine hapsedilmek isteniyor. Kendimizi ifade edemiyoruz.Tek adam rejiminin korku, baskı politikaları tüm toplumsal kesimleri bunaltıyor. Nefes alamıyoruz. Kadınlar katlediliyor. 

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ

Kadınların özgürce sokakta dolaşma hakkı yok, tam aksine İstanbul Sözleşmesi’nden çıkarak, kadına yönelik şiddetin cinayetlerinin önü açılıyor. İktidarın bu faşist saldırılarına karşı kadınlar toplumsal muhalefetin en önünde yer alıyorlar ve asla İstanbul Sözleşmesi’nden asla vazgeçmeyeceğiz. Toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine saldırılar bitmiyor. Onur yürüyüşüne ırk, cins ve renk ayrımcılığına dayalı saldırıları şiddetle kınıyoruz. Biz tüm cinsel yönelimlerin var olma mücadelesini,  tüm renklerin ve halkların kardeşliğini savunmaya devam edeceğiz. 

DEMOKRASİ CAN ÇEKİŞİYOR 

Demokratik kazanımlarımız, temel hak ve özgürlüklerimiz, üniversitelerimiz yok edilmek isteniyor; barışın yerini savaş, demokrasinin yerini kayyumlar, özgürlüklerin yerini fezlekeler, toplumsal cinsiyet eşitliği yerine kadına dönük şiddet-cinayetlere çocuk istismarına karşı cezasızlık,  yaşam hakkının yerini siyasal cinayetler, nefret suçları alıyor. TBMM, Anayasa bypass edilmiş, demokrasi sürgünde, demokrasi cezaevinde, demokrasi tek adam rejiminin ayakları altında can çekişiyor, milletvekillerinin dahi siyaset yapma hakkı elinde alınıyor, gün geçmiyor ki bir muhalif vekile; Cumhurbaşkanına, İçişleri Bakanına hakaretten suç duyurusu yapılmasın. Düşünce ve ifade özgürlüğü yok ediliyor.

SİYASAL CİNAYETLER

Korkak kendini ifade edemeyen biatçı bir toplum tasavvur ediliyor. Her insanın en doğal hakkı olan düşünmek, düşündüğünü özgürce ifade etmek Milletvekillerine bile yasak, bir tweet yüzünden dokunulmazlığı AYM kararı beklenmeden kaldırılan ve paldır küldür cezaevine atılan Ömer Faruk Gergerlioğlu uzun mücadeleler sonucunda Yargıtay kararı ile daha dün ancak özgürlüğüne kavuşabiliyor. Cumhur ittifakı sözcüleri, 7 Haziran seçimlerinde seni başkan yaptırmayacağız, yolsuzlukların hesabını soracağız diyen MHP Genel Başkanı Devlet bahçeli, bugün yolsuzlukların üstünü örtme görevini layıkıyla yerine getiriyor. Muhalefete, demokrasi güçlerine azgın, saldırgan bir dille katliam çağrıları yaparak; siyasal cinayetlere kadar varan toplumsal iklimin oluşmasında canla başla uğraşıyor.

İNSANLIĞIMIZ YOK EDİLİYOR

İnsan insanlığımız yok ediliyor! HDP İzmir İl binasında güpegündüz tüm emniyet güçlerinin gözü önünde Deniz Poyraz katlediliyor, aynı gün Anayasa Mahkemesi’nde yeniden kapatma davası açılıyor. Bu demokrasiye, hukuka, barışa açıkça saldırıdır. Bu faşist saldırıyı şiddetle kınıyoruz. Toplumsal mutabakat, dayanışma, anayasa, hukuk lime lime ediliyor.

Siyasal cinayetler, parti kapatma davaları ile demokrasi yok ediliyor. Ancak Deniz’in katledildiği gün İzmir’de ortaya çıkan dayanışma Cumhur İttifakının faşist saldırılarına karşı en güzel yanıt oluyor. Bu oyunu bozacak olan Deniz’leri yaşatacak olan işte bu dayanışmadır, işte bugün birlikte alanlardayız.

EMEKÇİLER NEFES ALAMIYOR

Çürümüş bir iktidar, çürümüş bir düzen! Her yerinden irin akıyor. Artık gizlisi saklısı yok: Yolsuzluk, mafya, rant ilişkileri ile halkın malları, ülkenin yeraltı ve yer üstü kaynakları, doğası yağma ediliyor. Kayıt dışı ekonomi almış başını gidiyor. Mızrak çuvala sığmıyor. Ülke ekonomisi karanlık güçlere, mafya siyaset rant üçgenine teslim edilmiş durumda. Her gün ortaya çıkan ifşaların üstü örtülemiyor. Bütçe, Merkez Bankası, kayıtlı kayıtsız tüm ekonomi saraya teslim edilmiş durumda, saraydan habersiz kuş uçmuyor? Bu arada emekçiler yoksul halka pandeminin ve ekonomik krizin bedeli ödetiliyor. Bütçenin yüzde 75’ini biz emekçiler oluşturuyoruz, ama bu bütçeden ne emekçiler ne de halk olarak yüzde 25 pay alamıyoruz. Sürekli olarak artırılan dolaylı dolaysız vergiler, elektriğe, doğalgaza temel tüketim maddelerine yapılan zamlarla alım gücümüz yok ediliyor, asgari ücret yoksulluk sınırının altında işçiler emekçiler artık bunalmış durumda, emekçi artık nefes alamıyor. Hak arama hürriyetimiz, sendikal haklarımız yok ediliyor.

HAK MÜCADELESİNE DARBE

15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL KHK’larla binlerce kamu emekçisi, işçi işinden ekmeğinden edilirken, açlığa sefalete mahkum edilerek yalnızca ülke demokrasisi değil; aslında sendikal hak ve özgürlüklerimiz, kamu emekçilerinin gerçekten grevli, TİS’li sendika hakkı mücadelesine darbe yapıldı. Bugün sahte enflasyon rakamlarına dayalı sözleşmelerin sonucunda tüm işçiler ve kamu emekçileri sefalet ücretleri ile ödüyor. Pandemiyi fırsata çeviren iktidar ve sermaye için dikensiz bir gül bahçesi oluşturdu. İşten atmalar yasak dedi, Kod-29 ile binlerce işçi ahlaksızca işten atıldı. Kriz var dedi, işsizlik fonu, halkın bütçesi sermayeye teşvik olarak dağıtıldı. Pandemi bahanesiyle emek yoğun sömürü, esnek kuralsız çalışma biçimleri artırıldı; işsizler, işten atılanlar, emekliler, yoksullar sefalete mahkum edildi. Daha fazla üretim daha fazla kar düsturumdan pandemide asla vazgeçilmedi. Herkes evine kapanırken işçiler fabrikalarda karantinaya çalındı, hasta hasta çalıştırıldı, iş cinayetleri rekor seviyeye çıktı. Sağlık emekçileri alınmayan önlemler nedeniyle pandemi ile mücadelede yaşamlarını, sağlıklarını yitirdiler. Pandemi ile mücadelede yitirdiğimiz tüm emekçi kardeşlerimizi saygıyla anıyoruz.Geleceğimiz, gençlerimiz yok ediliyor.

DENİZ'LER KAZANACAK

Üniversite öğrencilerinin özerk demokratik üniversite ve özgürce bilim talebirektör polis iş birliği bastırmaya çalışılıyor. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinin liyakatsız rektör atamasına karşı başkaldırısı demokratik üniversite ve seçim talebi elbet bir gün gerçek olacak.Bizleri yan yana tutan ne varsa; demokrasi, adalet, barış açıkça tehdit altında. Kadın, genç, işçi, işsiz, emekçi, köylü, emekli, insan yok ediliyor! Nefes alamıyoruz, varlığımız, var olma nedenlerimiz, geleceğimiz tehdit altında. Bizler, bu ülkenin gerçek sahipleri, üretenleri, gençleri, kadınları, ezilen halkları olarak hep vardık, varız, var olmaya devam edeceğiz, bizi azgın faşist saldırılarla asla yenemeyeceksiniz. Tek adam rejiminin tüm faşist saldırılarına karşı yan yana omuz omuza duracağız. Ve hep birlikte eşit özgür demokratik bir ülkeyi inşaa edeceğiz. Deniz’ler kazanacak, faşizm kaybedecek.”

Miting, konuşmalarla devam ediyor. (İzmir/MA)