İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın yürüttüğü bir soruşturma kapsamında 3 Temmuz’da Demokratik İslam Kongresi (DİK) ve Din Alimleri Derneği (DİAY-DER) üyelerinin evlerine ve derneklerine polis baskını düzenlendi. Operasyonda DİAY-DER Başkanı Ekrem Baran’ın da aralarında bulunduğu 25 kişi gözaltına alındı. Gözaltında bulanan 23 kişi Maslak Jandarma Karakolu'nda, 2 kişi de Eyüp Jandarma Karakolu'nda tutuluyor. Gizlilik kararının bulunduğu dosyada 28 kişi hakkında soruşturma yürütüldüğü öğrenilirken, gözaltına alınmayan 3 kişi hakkında yakalama kararı devam ediyor.

İnanç örgütü temsilcileri, gözaltı operasyonuna tepki gösterdi. 

KAYA: AKP’YE TESLİM OLMADILAR

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Milletvekili ve DİK Eşsözcüsü Hüda Kaya, gözaltında bulunan din alimlerinin çoğunluğunun 70 ve 80 yaş üzerinde olduğunu ifade ederek, “En önemli mesele saray dinini yaymaya ve pratikleştirmeye çalışan AKP iktidarına teslim olmadıkları, sarayın dinine biat etmedikleri ve politikalarına teslim olmadıkları için bu hocalarımız gözaltına alındılar” dedi. 

Hocaların hedef haline getirildiklerini belirten Kaya, AKP iktidarın muhalif bütün kesimleri nokta atışıyla tek tek yok etmeye, susturmaya, sindirmeye ve pasifize etmeye çalışarak, muhalefet edemeyecek noktaya getirmeye çalıştığını kaydetti.

TOPLUMSAL HASSASİYET GEREKİYOR

Muhalefetin bu zulme ses çıkarmaması durumunda iktidarın yarın farklı inanç gruplarına da yöneleceğini aktaran Kaya, “Bundan dolayı nasıl ki HDP’ye olan zulümler sadece HDP ile kalmayacak, muhalif olan bütün partileri ve çevreleri de kuşatacaksa, bugün DİK ve DİAY-DER hocalarına yapılan zulümler de yarın diğer inanç mensuplarına uygulanacaktır. Bundan dolayı toplumsal bir hassasiyet gerekmektedir" diye konuştu. 

Kaya, din alimlerinin serbest bırakılmasını ve bu noktada herkesin tepki göstermesi gerektiğini ifade etti. 

MUTLU: TERBİYE ETME POLİTİKASI

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Halklar ve İnançlar Komisyonu İslam Masası Sözcüsü Zahit Mutlu da, din alimlerinin 5 gündür gözaltında tutulmalarına tepki göstererek, AKP’nin muhalif hiç kimseye tahammül etmediğini ifade etti. Mutlu, gözaltıların nedeninin alimlerin vicdani ve ahlaki olarak zulme karşı dik durmaları ve Kürt olmaları olduğunu belirterek, “AKP’nin Kürtlere ve muhaliflere yönelik politikaları açık ve nettir. Kürtlere düşmanlık ediyor. Din alimi, akademisyen ya da kanaat önderi olmanız onlar için bir anlam ifade etmiyor. Muhalifseniz potansiyel suçlusunuz. Ama zulümleri arttıkça gidişleri de hızlanacaktır” diye konuştu.

Mutlu, Neredeyse tamamı 70 yaş üzerinde olan din alimlerinin 5 gündür gözaltına tutulmalarını “terbiye etme politikası” olarak değerlendirdi. 

‘YAŞAMLARINI BARIŞA ADADILAR’

Din alimlerinin yaşamlarını barış, adalet ve hak mücadelesine adadıklarını ve bu duruşlarıyla toplumda ciddi bir saygınlıkları olduğunun altını çizen Mutlu, “Bu insanlar yaşamları boyunca hep kendilerine İslam’ı referans olarak ve İslam’ın anlamı ve karşılığına uygun olarak barış için mücadele ettiler. Maruz kaldıkları bu durum zulümdür. Bu insanlar gözaltına tutularak işkence ediliyor. Ancak bu sadece onlara yönelik değil ailelerine ve bunlara önem atfeden kitlelere de işkencedir. Bunların ne dinle, ne imanla, ne ahlakla, ne vicdanla hiçbir şekilde alakası yoktur. Bütün vicdan sahibi insanlar buna dur demelidir” dedi. 

DAŞ: İKTİDARA DEĞİL HALKA HİZMET ETTİLER

DİAY-DER’in de bileşeni olduğu Doğu Güneydoğu Dernekleri(DGD) Platformu Başkanı Abdülhakim Daş da, çoğu 70 yaş üzeri olan din alimlerinin 5 gündür gözaltına tutulmalarına tepki gösterdi.

Daş, alimlerin tüm zamanlarını dini ve insani görevlerini yerine getirmek için çaba harcayarak geçirdiklerini söyleyerek, alimlerin kendilerine bağlı tüm derneklere ve halka büyük hizmetlerde bulunduklarını dile getirdi. Alimlerin, ihtiyaç anında kimlik ve renk fark etmeksizin herkesin yardımına koştuklarına vurgu yapan Daş, iktidara değil topluma ve kendi halklarına hizmet ettikleri için gözaltına alındıklarının altını çizdi.

DİNİ HİZMET DE YASAK

Alimlerin bir çoğunu birebir tanıdığını ifade eden Daş, “Bu yaşananlar devletin Kürtlere karşı hukuksuz, kaidesiz bir şekilde devam ettirdiği politikanın bir parçasıdır. Nasıl ki hukuk ve adalet normları hiçe sayılarak Kürt siyasetçiler ve aydınlar tutuklanıyorsa aynı politikanın parçası olarak din alimlerini gözaltına aldılar. Bizim de yakından tanık olduğumuz üzere bu insanlar insani ve dini hizmetler dışında hiçbir şey yapmamışlar. Eğer bu hizmetler de yasaklanırsa bundan sonra adaletten ve insan haklarından söz etmesinler” ifadelerini kullandı.

Daş, alimlerinin tamamının yaşlı ve hasta olduklarının altını çizerek, gözaltı süresinin ve koşullarının kendilerini kaygılandırdığını bu nedenle bir an önce serbest bırakılmaları gerektiğini belirtti.