Ankara Şehir Hastanesi’nde özlük hakları için seslerini duyurmak isterken “Pandemi gerekçesiyle” gözaltına alınan 8 sağlık emekçisi, emniyette haklarında “2911’e muhalefetten” işlem yapıldıktan sonra farklı hastanelerde serbest bırakıldı. Serbest kalan sağlık emekçileri, gözaltına ilişkin Ankara Tabip Odası’nda basın toplantısı düzenledi. Toplantıya Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Selma Atabey, gözaltına alınıp serbest bırakılan ATO Yönetim Kurulu Başkanı Ali Karakoç, sağlık meslek ve emek örgütü temsilcileri katıldı.

Açıklamada ilk sözü alan ATO Başkanı Ali Karakoç, “Sağlık meslek örgütleri olarak Ankara Şehir Hastanesi’nin önünde bir alkışlı protestomuz ve basın açıklamamız olacaktı. Ancak, Ankara’da uzun zamandır bir eylem etkinlik yapmaya kalkıştığımızda, Anayasal haklarımızı kullanmaya kalkıştığımızda, Ankara polisi gayri hukuki ve tamamen hukuk dışına çıkarak, Anayasa aykırı bir şekilde hem bizleri darp ediyor hem de açıklamalarımıza izin vermiyor. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Ankara polisinin bu tavrını şiddetle kınıyoruz. Bunun Ankara polisinin aldığı bireysel bir tavır olmadığını da biliyoruz” şeklinde konuştu.

‘İNSANCA YAŞAMAK İÇİN MÜCADELE’

Sağlıkçıların hedef gösterilmesi ile sağlıkta şiddetin arttığına dikkati çeken Karakoç, “Sadece emeğiyle geçinen insanlarız, biz rüşvet istemiyoruz. Geçmişte de şimdide gelecekte de özlük haklarımız için mücadele edeceği. Bunu sadece pandemi döneminde yapmadık, daha öncede yaptık ve pandemiden sonra da yapmaya devam edeceğiz. Emeklerimizi karşılığını almak ve insanca onurlu bir şekilde yaşamak için mücadeleye devam edeceğiz” dedi.

‘İŞKENCE UYGULAMASI’

Ardından söz alan TTB Merkez Konsey Başkanı Şebnem Korur Fincancı, Ankara’da uzun bir süredir demokratik kitle örgütlerini açıklamalarına karşı polisin tavrına dikkati çekti. “Ankara’da demokratik haklarının dile getirilmesini sokakta bunun paylaşılmasını hiçbir biçimde istemiyorlar” diyen Fincancı, “Bugün emniyette bize ifade ettikleri tam da bu yaklaşımın hangi düzeyde olduğunu gösteriyor. Süreci izleyenlere de gözaltında olan arkadaşlarımıza da işkence uygulaması gerçekleşti bugün. Bizi gördükleri her yerde araçların yönünü değiştirerek başka bir hastaneye götürme girişiminde bulundular. Bu aslında bir belirsizlik ortamı yaratmak ve bu belirsizlik ortamında bizim yan yana duruşumuzu engellemek yönündeydi. Böyle bir uygulama bir işkence uygulamasıdır. Gözaltı işlemlerinin yapıldığı yerleri gördük, mahremiyet ilkesinin ihlalinin nasıl gerçekleştiğini gördük. ATO başkanına biz ters kelepçe yapmadık diye övün biliyorlar. Bu uygulamanın ne kadar yaygın olduğunu gösteriyorlar” ifadelerini kullandı.