Halkların Demokratik Partisi (HDP) Ankara il yöneticisi Hüseyin Gökoğlu, polisler tarafından hakkında yakalama ve gözaltı kararı olmamasına rağmen 5 Aralık Pazar günü işkence ve kötü muameleyle gözaltına alınmıştı. Gözaltına alındıktan sonra hakkında yakalama kararı çıkartılan Gökoğlu, polis şiddetinin karakolda da devam ettiğini söyledi. Gökoğlu yaşadıklarını Mezopotamya Ajansına (MA) anlatı.

’10 DAKİKADA GELMEZSEN SABAH GELİRİZ’

Evde olmadığı bir saate sonradan polis olduklarını öğrendiği iki kişinin evine gelip tehditlerde bulunulduğunu anlatan Gökoğlu, “Akşam saatlerinde emek ve demokrasi platformunun bir toplantısı vardı. Toplantıya gitmek için evden ayrılmıştım eşim aradı kapıda kendilerini polis olarak tanıtan iki şahsın olduğunu 10 dakika içinde eve gelmem gerektiğini söylediklerini söyledi.  Telefonu kendilerine vermesini istedim kendileri ile konuştuğumda cumhurbaşkanına hakaret iddiasıyla beni gözaltına almaya geldiklerini söylediler. 10 dakika içinde evde olamayacağımı söyledim. Gelmezsem sabah 05.00’te ya da bilinmeyen bir saate TEM’in gelip alabileceğini söyledi. Ben de kendilerine bunun sorun olmayacağını söyledim. Ben de bir taksiye binip eve gittim eve gittiğimde kimse yoktu” dedi. 

Polis karakoluna gittiğinde hakkında herhangi bir işlem olmadığını ifade eden Gökoğlu, “Ben oğlumla Ankara Seymenler karakoluna gittim. İfadem olduğunu, ifade vermeye geldiğimi söyledim. Kimliğimi aldılar, araştırdılar sonra herhangi bir ifade işleminin görülmediğini, kendi çalışma tarzlarının böyle olmadığını söylediler” diye konuştu.

‘TERS KELEPÇELİ İŞKENCE’

Ev arama ve gözaltına alma kararları olmadığı için eve giremediklerini ancak darp edilerek gözaltına alındığını belirten Gökoğlu, şunları anlattı: “Ertesi gün evden çıkmak üzereyken kapı çaldı. Açtığımda aynı kişilerin geldiğini gördüm. Kimliklerini sordum, gösterdiler, polis olduklarını görünce tamam dedim. Avukatımı aramak istedim. Kimliği sert bir şekilde istediler. Ben de bu şekilde davranamayacaklarını söyledim. O arada da avukatımı aradım ama onlar hala kapının dışındaydılar çünkü evin içerisine gelme, arama gibi bir savcılık belgesi yoktu. Ben o arada avukatımla konuşunca beni dışarı çekmeye çalıştılar. Ben artık işin başka bir boyuta ulaştığını anlayınca bağırdım. O sırada eşim ve çocuğum geldiler. Aşağıdan komşularım yukarıya çıkmaya başladılar ve bunun üzerine 155’i aradık, ekiplerin gelmesini sağladık. Komşularım da tepki gösterince biber gazı sıkmaya başladılar. Binanın içinde ters kelepçe yapmaya çalıştılar. Ters kelepçe yapamayacaklarını söyledim, bunun üzerine yere yatırıp gaz sıkmaya devama ettiler.” 

‘KARAKOLDA İŞKENCE DEVAM ETTİ’

Resmi polis ekiplerinin gelmesiyle birlikte yaşanan saldırının son bulduğunu ancak işkencenin karakolda da devam ettiğini vurgulayan Gökoğlu, “Resmi ekip gelince büyük bir arbededen sonra gözaltı arabasına atıldım. Benimle birlikte kayınbiraderim ve kızımı da aldılar. Bizi ilk önce hastaneye götürüp rapor almaları gerekiyorken ters kelepçeyle karakola götürdüler. Koltuklara ters kelepçeli bir şekilde bağladılar karakolun içerisinde tekrar bir şiddete maruz kaldım. Karakolda ellerim ters kelepçeliyken beni alan sivil polislerden biri boğazımı sıktı. Bugün 4 gün oldu hala boğazımda ağrı var ve hala yutkunmada sorun yaşıyorum. Ellerimde hala kelepçe izleri duruyor, dizlerimde yara bere var” şeklinde anlattı.

‘İKİ POLİSİN KEYFİ UYGULAMASI’

Savcılığın istemiyle bir gün gözaltında tutulan Gökoğlu, şöyle devam etti: “Ertesi gün savcılığa çıktım. Avukatımla birlikle soruşturmaya girdik. Savcılıktan serbest bırakıldım. Gözaltına alındığım zaman bir gözaltı kararı yoktu, karakolda da bir bilgi yoktu. Sonradan polis olduğunu anladığımız iki kişinin keyfe keder bir uygulamayla bunu yaptıklarını anladık. Gözaltı kararı olsa, savcılık kararı olsa gider ifademizi verirdik. Biz yasadışı bir şey yapmıyoruz. Meclis’in üçüncü büyük partisiyiz, bu partinin Ankara’daki siyasi faaliyetlerini yürütüyoruz. Gelebilecek bütün tebligatlara uyacağımız ortadadır. Problem bizi gözaltına almaya geldiklerinde ellerinde herhangi bir gözaltı kararı olmamasıydı” şeklinde konuştu

İHD VE THİV'E BAŞVURU 

Gökoğlu, yaşadığı hukuksuzluk ve maruz kaldığı şiddete ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı’na (THİV) başvuruda bulundu. Hastaneden darp raporu alan Gökoğlu, ilgililer hakkında şikayetçi olacağını söyledi.