Göç ve İnsani Yardım Vakfı (GİYAV), 2020 İnternet Medyası Çocuk Hak İhlali İzleme Raporu'nu yayımladı. Medyaya yansıyan haberlerden derlenerek hazırlanan rapora göre, 2020 yılı içerisinde 613 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi, 1860 çocuk istismar edildi, 72 çocuk işkence gördü, 19 çocuk intihar etti.

'PANDEMİ İHLALLERİ ARTIRDI'

Raporda 2020 yılı içerisinde, Kovid-19 salgını nedeniyle çocukların içinde bulunduğu eşitsizlik, adaletsizlik, ihmal, istismar, yoksulluk, yoksunluk, kısıtlama gibi pek çok sorunun, salgın ile birlikte artış gösterdiği kaydedildi.

Erken ve zorla evlendirilen çocuklar, çocuk intiharları, silahlı çatışma ortamında yaşamını yitiren çocuklar, cinsel istismara uğrayan çocuklar vb. çocuk hak ihlallerinin, 2020 yılında da kamuoyunun gündeminde yerini koruduğu, devletin 1995’ten beri uygulamakla yükümlü olduğu Çocuk Hakları Sözleşmesi’ndeki sorumluluklarını yerine getirmediği belirtildi.

Anadilinde eğitimin önündeki engellerin devam ettiğine işaret edilen raporda, Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'nin 17. , 29. ve 30. Maddelerine bırakılan çekincelerin devam ettirilmesiyle evrensel kriterlerin ihlal edildiği, çocukların anadilinde eğitimden mahrum bırakıldığı vurgulandı.

Türkiye’de kamu otoritelerinin, çocukları toplumun özgür ve eşit haklara sahip bireyler olarak değil, aksine her konuda yetersiz ve zayıf gören ve bu nedenle yetişkinlerin koruma ve gözetimlerine terk eden bir bakış açısıyla baktığı, bu bakış açısının her türlü istismar ve ihmalin temelini oluşturduğu belirtildi.

RESMİ İSTATİSTİKLER ÇOCUK HAK İHLALLERİNİ GİZLİYOR

Türkiye’de çocuklara ilişkin sağlıklı istatistiklere ulaşmanın olanaksız olduğuna işaret edilen raporda,  çocuk hak ihlalllerinin nedenlerinin tespit edilmesinin güç olduğu belirtildi.

İHLAL BİLANÇOSU

Rapora göre, 2020 yılı içerisinde 613 çocuğun yaşam hakkı ihlal edildi, 690 çocuk yaralandı, 2 bin 156 çocuğun korunma hakkı ihlal edildi, 8 çocuk cinsel sömürüye maruz bırakıldı, 65 çocuk şiddet gördü, bin 860 çocuk ihmal ve istismar edildi, 19 çocuk intihar etti, 128 çocuk gözaltına alındı, 72 çocuk işkence ve kötü muamele gördü, 19 çocuk tutuklandı, 44 çocuk sağlık, 360 çocuk ise eğitim hakkından mahrum edildi. 

Raporda, hak ihlaline maruz kalan çocukların 158'inin Suriye, 10'nun ise Afgan uyruklu olduğu belirtildi.

TALEP VE ÖNERİLER

Raporda talep ve öneriler şu şekilde sıralandı:

* Türkiye Cumhuriyeti, Anayasa ve yasaları Çocuk Hakları Sözleşmesiyle uyumlu hale getirmelidir.

* Çocuğa yönelik şiddet ve çocuk intiharlarına ilişkin geniş ölçekli araştırmalar yapılarak gerekli önleyici mekanizmalar oluşturulmalıdır.

* TÜİK istatistiklerinde çocuklar görünür kılınmalıdır. İstatistikler 0–18 yaş grubuna ilişkin verilerin net olarak görülebileceği yöntemler ve yaş aralıkları bazında toplanmalıdır.

* Erken ve zorla evlendirilen çocuk evliliklerin önlenmesi ve bu kapsamda BM Çocuk Hakları Komitesi’nin tavsiyeleri ışığında, çocuk koruma mekanizmalarının oluşturulması için tüm tedbirler ivedilikle alınmalıdır.

* Medeni Kanun’un 124. maddesi değiştirilmeli ve aile rızası ile 18 yaş altındaki çocukların evlendirilebilmesi yasaklanmalıdır. Din adamlarının 18 yaş altındaki çocukların dini nikâhlarını kıymalarına cezai müeyyide getirilmelidir.

* Çocuk hakları ihlallerinin gerçekleştiği konularda önleyici tedbirler ve desteklere öncelik verilmeli, ihlallerin önlenmesinde tek yöntem olarak ailelerin cezalandırılmasına yer verilmemelidir.

* Engelli çocukların eğitim, sağlık ve sosyal süreçlerden en yüksek düzeyde yararlanabilmesinin önünü açacak düzenlemelerin ilgili sivil toplum örgütleriyle iş birliği yapılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir.

* Çocuk işçiliği sorununun ÇHS kapsamında, ailelere de gerekli destekler sağlanacak şekilde çözüme kavuşturulması gerekmektedir.

* COVID-19 salgını ile beraber çocukların eğitim ve sağlık hakkı başta olmak üzere maruz bırakıldıkları hak ihlallerinin önüne geçmek ve mevcut etkilerini onarmak amacıyla, fırsat eşitliği temelinde sosyo-ekonomik destekler sunulmalı, psikolojik yardım mekanizmaları kurulmalı ve sosyal koruma hizmetleri sağlanmalıdır.

* Silahlı Çatışma Ortamında “Çocukların Korunması Hakkı” çerçevesinde ilgili kurumlar ‘Çocuğun Yüksek Yararı’ ilkesine uygun olarak gerekli tedbirleri almalıdır.

* Çocukların, yaşadığı kapalı kurumların, çocuk haklarına uygun çocuk dostu mekânlara dönüştürülmesi için acil girişimler gerçekleştirilmelidir.

* Çocukların, yaşamlarını sürdürdükleri veya bulunduğu tüm kapalı kurumlar bağımsız sivil izlemeye açılmalıdır.

* Çocukların, aile ve toplum içinde çocuk haklarına uygun bir yaşam sürebilmesi için gerekli ekonomik, sosyal ve eğitimle ilgili desteklerin ivedilikle yapılandırılması gerekmektedir.

* Türkiye’nin, Çocuk Hakları Sözleşmesindeki çekinceleri kaldırarak, anadilinde eğitim başta olmak üzere, çocukların toplumsal süreçlere kendi dilleri ve kültürleriyle katılımlarının önündeki engellerin kaldırılması için gerekli düzenlemelerin yapılması gerekmektedir.

* Çocuklara yönelik gerçekleştirilen hak ihlalleri yürütülen yargılama süreçlerinin ÇHS başta olmak üzere evrensel standartlara göre yürütülmesi ve cezasızlık pratiğinden vazgeçilmesi gerekmektedir.

* Özellikle sınır bölgeleri dışında kalan alanlardaki kara mayınları temizlenmeli; temizleme sürecinde gerekli işaretlemeler ve mayın risk eğitimleri yapılmalıdır. İşaretleme ve eğitimler risk gruplarının anadillerinde yapılmalıdır.

* Medyanın tüm platformlarında yapılan, çocuğun ve çocuğu ilgilendiren ilgilendiren tüm haber ve paylaşımlarda, çocuğun yüksek yararı temel alınarak; ayrımcı, nefret içeren ve çocuğa zarar verebilecek dil kullanılmasının önüne geçmek, yeterince ve doğru bir şekilde yer alması için farkındalık çalışmaları yürütülmelidir.