Libya'da yaşamını yitiren Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) personelinin cenaze törenini haberleştirdikleri gerekçesiyle 7’si gazeteci 8 kişinin yargılandığı davanın 2’nci duruşması başladı. İstanbul Çağlayan'da bulunan İstanbul 34’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşma öncesi gazeteci örgütleri adliye önünde açıklama yaptı. "Gazetecilik suç değildir" sloganının atıldığı açıklamaya, CHP ve HDP milletvekilleri, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Genel Sekreteri Sibel Güneş,  RSF Temsilcisi Erol Önderoğlu, DİSK Basın İş Genel Başkanı Faruk Eren, gazetecilerin avukatları, gazeteciler ve çok sayıda yurttaş katıldı.

GAZETECİLER HEDEF GÖSTERİLİYOR

"Gazetecilik faaliyeti casusluk faaliyeti değildir, terör faaliyeti değildir" diyen TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş, "İktidar haberin yayımlanmasını engellemek için meslektaşlarımızı hedef gösteriyor, saldırıya uğramalarına neden oluyor. Saldırılanlar cezasız kalıyor. Bugüne kadar 750 gazeteci cezaevine girdi, çıktı. Şuana kadar 75 gazeteci meslektaşımız cezaevinde, bugün burada yargılanan üç meslektaşımızın da haksız yere 6 aydır cezaevinde tutulduğunu düşünüyoruz. Gazeteci arkadaşlarımız haksız yere yargılandığını düşünüyoruz. Meslektaşlarımızın özgür bırakılmasını talep ediyoruz" diye konuştu.

EREN: BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ AYAKLAR ALTINDA

DİSK Basın-İş Genel Başkanı Faruk Eren, “Gazeteciler adliyelerde yargılanmaya devam ediyor. Bir ayda 30 gazeteci mahkeme önüne çıkacak. Bunlardan 3 gazeteci bugün mahkeme karşısında. Derhal tahliye edilmesini istiyoruz. Basın ve ifade özgürlüğü ayaklar altında. Buna tahammül etmeyeceğiz. Bu ülkede demokrasi ve basın özgürlüğünü sağlayan kadar mücadele edeceğiz. Gazetecilik suç değildir” dedi.

'KARALIYIZ'

Gazeteci Barış Terkoğlu ise, “Biz bu adliyenin önünde kaçıncı kez toplandığımızı bilmiyoruz. Kaçıncı kez adalet çığlığı attığımızı hatırlamıyoruz. Gazetecileri sudan sebeplerle tutuklayan zihniyet ne kadar sıradan ise, biz de o kadar kararlıyız. Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç 6 aydır Silivri Cezaevi’nde. Sebebi onların ellerini kollarını bağlamak için bahane edilmiş bir haber. Öyle bir haber ki Cumhurbaşkanı milyonlarca insana açıkladığı halde ‘devlet sırrı’ oldu" ifadelerini kullandı. 

Gazetecilik faaliyetinden suç üretilmeye çalışıldığını söyleyen Terkoğlu, şöyle devam etti: “Emin olun, gazetecileri kurdukları kumpaslarla, tezgahlarla susturmaya çalışan bu zihniyetin sonu kendilerinden öncekiler gibi olacak. Ama adımız ne olursa olsun, biz onların ortaya çıkmasını istemediklerini yazmaya devam edeceğiz.”