TSK’nin Garê operasyonu ortaya çıkan sonuçlarıyla, AKP-MHP ittifakının izlediği politikalar ve bunların ülkeyi getirdiği noktanın çarpıcı bir örneği olmasından ötürü Türkiye siyaseti ve kamuoyunun gündemine oturmuş durumda. 6 yıla yakın süredir PKK’nin elinde esir durumda olan 13 polis, asker ve MİT mensubunun bu operasyon sonucunda hayatını kaybetmiş olmasının siyasi ve askeri sorumluluğundan kaçan AKP iktidarı, MHP ile birlikte görünürde HDP hedefi alsa da bir bütün muhalefeti savaş politikalarının tarafı haline getirme çabasında. 

Oysaki koparılan fırtına içerisinde operasyona dair gözden kaçan kimi önemli detaylar söz konusu. 

AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, 8 Şubat'taki konuşmasında 10 Şubat Çarşamba günü yapacağı Millete Sesleniş konuşmasına işaret edip, açıklayacağını söylediği “müjde”nin Garê operasyonu olduğu, o günün sabahında Milli Savunma Bakanlığı (MSB) tarafından yapılan açıklamayla anlaşıldı. 

“Pençe Kartal-2 Harekatı” adı ile başlatılan bu operasyonun “Irak kuzeyinden halkımıza ve güvenlik güçlerimize yönelik terör saldırılarını bertaraf etmek ve hudut güvenliğimizi sağlamak maksadıyla” yapıldığı duyuruldu. TSK’ye bağlı Özel Kuvvetler Komutanlığı'nca icra edilen operasyonun ilk gününde Yüzbaşı Burak Coşkun ile Astsubay Kıdemli Çavuş Harun Turhan’ın hayatını kaybedip, 4 asker yaralandı.

‘AMERİKALILAR OLSA 5 FİLM ÇEVİRİRDİ’ 

Başka detayların paylaşılmadığı operasyona ilk değerlendirmeler resmi bir görevi olmasa da AKP Hükümetinin güvenlik politikalarına yön veren isimlerden biri olan “güvenlik ve terör uzmanı” Mete Yarar’dan geldi. 10 Şubat’ta CNN Türk canlı yayınına katılan Yarar, “Kandil’e yapılacak olan operasyonun küçük bir provası”, “dünyanın en zor harekatı” dediği Garê operasyonu için “Amerikalılar olsa burayla ilgili 5 tane film çevirmişlerdi” ifadelerini kullanmaktan geri durmadı.

GÜNDEME OTURAN BİLGİ

İkinci gününde Yüzbaşı Ertuğ Güler’in yaşamını yitirdiği duyurulan operasyona dair dikkati çeken gelişme öğleden önce ANF’de yer alan bir haber oldu. HPG’nin operasyona ilişkin yaptığı yazılı açıklamaya yer verilen haberde, “havadan yapılan bombardımanlarda savaş esirlerinin tutulduğu bir kampın vurulduğu” bilgisi yer aldı. Bu bilgi ile operasyonun hedeflerinden birinin çözüm sürecinin sonlandırıldığı 2015 yılından sonra PKK tarafından farklı tarihlerde alıkonulan 13 asker, polis ve MİT mensubu olduğu anlaşıldı. 

AKAR: SAKLADIĞIMIZ BİR ŞEY YOK

Aynı gün öğleden sonra, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, katıldığı Türkiye ve Azerbaycan tarafından ortak düzenlenen Kış 2021 Tatbikatı’nda Garê operasyonuna ilişkin yaptığı açıklamada “Sakladığımız bir şey yok, sığınaklarını başlarına yıktık” dedi. 

Akar’ın “sakladığımız bir şey yok” dediği operasyona dair konuşmayı sürdüren Mete Yarar ise, bu kez “Bu operasyon bir nokta operasyonu. Ya çok önemli biri ele geçirilecek. Ya çok önemli bir grup kurtarılacak. Sonuçlarını göreceğiz. Önümüzdeki günler çok daha farklı şeylere şahit olacağız” şeklindeki değerlendirmeleri ile operasyonun örgüt yöneticilerinden bir ismin ele geçirilmesi ve alıkonulan askerlerin kurtarılması gibi iki ana hedefi olduğunu göstermiş oldu. 

YENİ TEKNOLOJİK SİSTEMLER Mİ KULLANILDI?

Diğer taraftan yine TSKMap altyapısını kullanarak Türkiye’nin icra ettiği kimi operasyon bilgileri ve haritaların paylaşıldığı ‘ConflictTR @ConflictTR’ isimli sosyal medya hesabından da yine 11 Şubat’ta “TSK'nın PKK'nın kalbi Gara bölgesinde ismi açıklanmayan yeni teknoloji sistemler kullandığı söyleniyor” şeklinde bir paylaşımında bulunuldu.

MALATYA VALİSİ PAYLAŞTI

Alıkonulan asker, polis ve MİT mensuplarının operasyon sırasında hayatlarını kaybettiği bilgisi resmi ağızlardan ilk defa Garê operasyonunun sona erdirildiğinin duyurulduğu 14 Şubat günü kamuoyuna açıklandı. Ayrı ayrı kameraların karşısına geçen Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler ve Savunma Bakanı Hulusi Akar, ayrıntılarını paylaştıkları operasyona dair “yoğun çatışmaları müteakip kontrol altına alınan mağarada yapılan aramalarda alıkonulan 13 vatandaşımızın naaşlarına ulaşılmıştır” demekle yetinip, bu kişilerin alıkonulan polis, asker ve MİT mensupları oldukları zikretmekten kaçındı. Akar, ayrıca naaşlarına ulaştıklarını belirttiği 13 kişiden birinin omzundan, diğer 12’sinin de başlarından vurularak öldürüldüklerinin tespit edildiği bilgisini verdi.

Hayatını kaybedenlerin kimlikleri ise, cenazelerinin adli tıp işlemleri için buraya götürüldüğü Malatya Valisi tarafından kamuoyu ile paylaşıldı.

‘Müjde’ açıklanması beklenirken operasyona dair ortaya çıkan bu sonuçla birlikte muhalefetten iktidara yönelik sert eleştiriler gelmeye başladı. Alıkonulan polis ve askerlerin ailelerinin sesini bugüne kadar duymayıp, bu konuda muhalefetin verdiği soru önergelerini bile yanıtsız bırakan AKP, sorumluluk üstlenmek yerine yaşanan ölümler üzerinden milliyetçi histeriyi kışkırtma yoluna başvurup, MHP ile birlikte HDP’yi hedef tahtasına oturttu. Birçok kentte yapılan operasyonlarda üç gün içerisinde aralarında HDP İl eşbaşkanlarının da olduğu 718 partili gözaltına alındı, tutuklananlar oldu. 

BOMBARDIMANDA MI YAŞAMLARINI YİTİRDİLER?

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Garê operasyonu konusunda dünkü Meclis konuşması öncesinde muhalefetin “başarısız operasyon karşısında meşruiyet ve destek arayışı” olarak yorumladığı ziyaretlerde bulundu. CHP ve İYİ Parti liderleri ile bir araya gelen iki isim, yansıyan bilgilere göre; görüşmeler sırasında alıkonulan esirlerin operasyon sırasında yaşamlarını yitirdiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını dile getirip, otopsi raporlarını ve "vücut bütünlüğünün korunduğu"nu ileri sürdüğü fotoğrafları gösterdi. 

Fakat hayatını kaybeden Başçavuş Semih Özbey’in Malatya Ticaret Borsası eski başkanı olan babası Gürsel Özbey, gazeteci İsmail Saymaz’a yaptığı açıklamada, teşhis işlemi sırasında kendisine çocuğunun sadece yüzünün gösterildiğini, vücudunun gösterilmediğini kaydetti. 

SAĞ OLDUKLARI BİLİNİYORDU!

Genel Kurul’da yaptıkları konuşmalarda Süleyman Soylu HDP’yi hedef almayı sürdürürken, Hulusi Akar, bölgenin haritasını ve operasyon düzenlenen mağaraya ilişkin görselleri kürsüden gösterip, şu detayları verdi: “Mağara girişlerinin demir kapılarla tahkim edildiği tespit edilmiştir. Buraya herhangi bir şekilde hava kuvvetlerimizin bombasının ulaşması da mümkün değil. Gerekli keşif ve araştırmaya müteakip kapılar tahrip edilmeye başlanıldı. Bunlara mukabil gerekli karşılığı veriyorlardı. Sadece göz yaşartıcı gazlar kullanılmıştır. Bu uygulamalar sırasında teröristlere teslim olmaları yönünde sürekli çağrıda bulunduk. Mağaraların içinde ayrıca demir kapılar vardı. Cuma günü birinci terörist ‘Ateş etmeyin teslim olmak istiyorum’ dedi teslim alındı. Oradaki unsurlarımız tarafından teslim alındı. İçeride 7 terörist, 12'si Türk vatandaşı 1'i yabancı 13 kişinin olduğu, alıkonulan 13 kişinin sözde mağara sorumlusu tarafından 05.45'te başlarına kurşun sıkılarak şehit edildikleri ifade edildi. İkinci terörist 13 kişinin şehit edildiğini teyit etti.”

Paylaşılan bu bilgiler doğrultusunda, örgütün 6 yıldır dokunmadığı elindeki esirlerin teslim olduğu öne sürülen örgüt mensubunun operasyon başlangıcında sağ oldukları dile getirmesine rağmen operasyon sonucunda hayatlarını kaybetmiş olmasıyla ortaya çıkan başarısızlık dolayısıyla iktidar, muhalefet açısından hesap vermesi gereken bir noktada duruyor. 

CHP’Lİ BAKAN: BİLE BİLE ADIM ATMADILAR

Esir asker, polis ve MİT mensuplarına dair bugüne kadar verdiği 7 soru önergesi yanıtsız bırakılan CHP İzmir Milletvekili Murat Bakan, dün akşam katıldığı KRT TV’deki bir programda “Bu çocuklar sağdı bu operasyon yapıldığında. Bile bile diplomatik hiçbir adım atmadılar” diyerek,  Cumhurbaşkanı Erdoğan, Hulusi Akar ve Süleyman Soylu’nun bunun hesabını vermesi gerektiğini dile getirdi. 

‘KÖTÜYE GİDİŞİ DURDURABİLECEK ÖYKÜLERE İHTİYAÇLARI VAR’

Programın bir diğer konuğu olan Emekli Amiral Türker Ertürk ise, “Rehine kurtarma operasyonu fiyaskoyla neticelendi. Başarıyı göğüslemek kadar başarısızlığa da sahip çıkmak, sorumluluğun gereğini yapmak lazım” dediği operasyona dair devamında şunları söyledi: “Bu kurtarma operasyonunun siyasi hedefi ne? “6 yıldır devlet bu rehineleri yok saymış. Bugün niye dile geldi? Sorun şu: İktidar çözülüyor, oy olarak bitiyor… Bu kötüye gidişi durdurabilecek öykülere ihtiyacı var. Bir başarı öyküsü de yetmez. Bir öyküler silsilesine ihtiyacı var. Zaten bunları da planlamışlar. ‘Gaz çıktı, Ayasofya, Ay’a varma’ bu eylemlerden birisi.”