dana'da, 10 Ekim Ankara Mitingine çağrı amaçlı 6 Ekim 2015 tarihinde DİSK, KESK, TMMOB ve TTB’nin çağrısı yapılmak istenilen yürüyüşe polis müdahale etmişti. "2911 sayılı kanuna muhalefet etmek" ve "Polise mukavemet etmek" iddiasıyla Adana 17'nci Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanan sendika, demokratik kitle örgütü ve siyasi parti temsilcilerine 5 yıl sonra 3,5 yıl ile 4,5 yıl arasında hapis cezaları verildi. Verilen bu cezaya karşı  Adana Adliyesi Taş Bina önünde bir araya gelen  KESK, DİSK, Adana Barosu, TMMOB, İHD, HDP, Sol Parti, EMEP ve Halkevi üye ile yöneticileri kara tepki gösterdi. 

'ASLA KABUL ETMİYORUZ'

Basın açıklamasını okuyan KESK Adana Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Fatma Sarıoğuz Güney, verilen cezalara tepki göstererek, "Verilen bu cezalar, 'Savaşa hayır, barış hemen şimdi' diyen haklı ve meşru irademizi geriletemeyecektir” diye konuştu. İktidarın, 7 Haziran ve 1 Kasım 2015 tarihleri arasında yaşanan katliamlarım neden yaşandığının cevabının vermediğini hatırlatan Güney, “Yol kontrollerini kaldırarak katillere adeta koridor açanların, saldırı olacağı istihbaratını tertip komitesinden gizleyenlerin, patlamanın ardından birçok kişinin yaşamının yitirmesine neden olan gaz sıkma emrini verenlerin, güvenlik tedbiri almayanların, katliamdan yıllar sonra, konuşursa birilerinin halka bakacak yüzü kalmayacağını söyleyenlerin katliamdaki rolü ortaya çıkarılmadıkça ve bunlar ceza almadıkça öfkemizi diri tutmaya devam edeceğiz. Emek ve demokrasi güçleri olarak, yağdırılan cezaları asla kabul etmediğimizi, cezaları adil, hakkaniyetli ve hukuki bulmadığımızı ifade etmek istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Adana Barosu Başkanı Veli Küçük, şiddete dönüşmeden her vatandaşın izin almaksızın gösteri ve yürüyüş yapma hakkına sahip olduğunu belirtti. Küçük, tek adam yönetiminin bu hukuksuzluklarına teslim olmayacaklarını sözlerine ekledi.  HDP Adana Milletvekili Tülay Hatimoğulları da bu konuda Adalet Bakanı Abdülhamit Gül tarafından yanıtlanması istemiyle soru önergesi verdi.

Hatimoğulları Gül'e şu soruları yönetti:

"*10 Ekim Gar Katliamının sorumluları olan kamu görevlileri yargı önüne dahi henüz çıkmamışken nasıl barış mitingine çağrı yapan ve katliamdan sağ kurtulanlar cezalandırılabilmektedir?

* 10 Ekim Ankara Katliamı sanıkları yargı önüne çıkarılmadan çok daha önce ve hızlı bir biçimde, Adana’da mitinge katılım çağrısı yapanlara dava açılması olağan mıdır?

* Yargı reformu tartışmaları ile mahkemelerin verdiği bu kararlar sizce çelişmiyor mu?

* Aynı gün polis müdahalesi ile yaralanan Deniz Ünsal’ın başvurusu hakkında Anayasa Mahkemesi ihlal kararı vermiş, polis müdahalesinin haksız ve orantısız olduğunu tespit etmiştir. Bu durum verilen kararın hukuka aykırı olduğunun ispatı değil midir?

* Merkezi olarak izni alınmış bir mitinge, başvuran kurum şubelerinin Adana’da mitinge çağrı yapmaları yasak mıdır?

* 10 Ekim Ankara Gar Katliamı mahkemesinde yakalanamayan sanık sayısı kaçtır? Bu sanıkların yargılaması devam etmekte midir? Ediyorsa nasıl devam edilmektedir? Sanıkların 5 yıldır yakalanamamasının gerekçeleri nelerdir? Katliamın 'insanlığa karşı suç olarak tanımlanması' ve katillerin 'zaman aşımından yararlanmaması amacıyla bir çalışma başlatacak mısınız?"