Hakkari’nin Yüksekova ilçesine bağlı Bılınbasan Köyü'nde (Güldalı) sigara kaçakçılığı yapıldığı iddiası ile köye giden kolluk kuvvetleri, bölgede hiçbir suç unsuru olmamasına rağmen, rastgele gittikleri bir evde gözaltına aldıkları iki yurttaşa ağır işkence uyguladı. 

Konuya ilişkin Artı Gerçek'ten Yağmur Kaya'ya açıklamada bulunan Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Avukat Ramazan Kurt, Avukat Kurt, Ekber Hudai ve İbrahim Fırat isimli yurttaşın işkenceye uğradığını söyledi. 

Müvekkillerinin kolluk kuvvetin hakaretine ve fiziki müdahalesine maruz kaldığını aktaran avukat Kurt, izin belgesi ve gözaltı kararı olmamasına rağmen evde arama yapıldığını ve müvekkillerinin gözaltına alındığını belirtti. 

İşkenceye uğrayan iki kişinin Yüksekova Kaçakçılık Şubesi'ne götürüldüğü söyleyen Kurt, “Evde hiçbir suç unsuru bulunmamasına rağmen müvekkillerime söz konusu suçu işlediklerine dair çok ağır işkenceler uygulayarak zorla itiraf etmeleri sağlanıyor. Müvekkiller de bu durumu kabul etmiyor. Şüpheli dahi olmamalarına rağmen polis, yaptığı işkence ve hakaretler ortaya çıkmasın diye müvekkiller gözaltına alıyor ve emniyete götürülüyor” diyerek, kolluğun, gözaltına alınların aileleri ile irtibata geçtiğini ve söz konusu olay hakkında şikayetçi olmamaları yönünde baskı uyguladığını vurguladı. 

KOLLUK, ‘BÖYLE BİR OLAY OLMADI’ SÖYLEMELERİNİ İSTİYOR’

Aile ile bir uzlaşma yolu denemeye çalışıyorlar,  biraz tehdit biraz ikna yöntemleriyle diyen Kurt, "Müvekkillere böyle bir olay olmadığını ailelerine söylemelerini istiyorlar. Aileler söz konusu uzlaşıyı kabul etmiyor ve suç duyurusunda bulunacaklar" dedi.  

Hakkari Barosu Başkanı ve avukatları olarak gözaltında olan kişilerle görüşmeler yaptıktan sonra olaya müdahil olduklarını vurgulayan Kurt, “Polis ev ahalisinin polise direnmesi, hakaret etmesi üzerine yakalama tutanağına hazırlıyor. Bizler de itiraz edince gerçeğin böyle olmadığını gerçeğe aykırı belge tanzim edildiğini söylememiz üzerine yakalama tutanağı tekrar değiştirilmiştir. Müdahil olduğumuz safha da ise kolluk kuvvetleri gerçeğe aykırı belge tanzim etti. Hem olay tutanaklarına hem de müvekkillerimizin ifadelerinin hukuka uygun olmadığına ilişkin itirazlarımızı yaptık. Kolluk müvekkillerin kendilerine direndiği ve hakaret ettiği yönünde bir suç oluşturmaya çalışmış. Yaptıkları işkenceyi, suçu bu şekilde örtmeye çalışıyorlar” diye konuştu. 

CEZASIZLIK, POLİSLERİN PERVASIZCA DAVRANMALARINA NEDEN OLUYOR

Müvekkillerin kolu, ayağı ve burnunun kırıldığını ifade eden Kurt, söz konusu işkenceyi ifade zaptına geçirdiklerini ve sağlık raporu aldıklarını aktardı. Kurt son olarak, Kürt illerinde Kürt halkına dönük kolluk kuvvet tarafından yapılan kötü muameleye ilişkin şu değerlendirmede bulundu: 

KOLLUK, İNSANLARA İŞKENCE ETMEYİ KENDİLERİNE HAK GÖRÜYOR

“Pazartesi ilgili şahıslar ve onlara eşlik eden Özel Hareket Polisleri hakkında suç duyurusunda bulunacağız. Aslında olayın failleri belli ancak söz konusu bölgedeki cezasızlık politikası polislerin pervasızca davranmalarına sebebiyet veriyor. Ülkede yargı mekanizması işlemediği için polis kuvvetleri insanları öldürmeyi, insanlara işkence etmeyi kendilerine hak olarak görüyor. Bu nedenle Kürt illerinde işkenceler süregeliyor ve bir türlü önü alınamıyor. 

‘TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ’

“Kolluk kuvvetleri ya ödüllendiriliyor ya da 2 ay görevden uzaklaştırılıyor. Aslında bölgede Kürt halkına zulüm eden, katleden, işkence eden kolluk kuvvetleri ve özellikle jandarma, özel hareket tamamı devlet tarafından ödüllendiriliyor. Bir diğer durum sıkıntı ise; bu işkence ve katliam olaylarını haber eden gazeteci ve avukatların hedef haline getirilmesi. Biz söz konusu olaya  ilişkin ilgili makamlara suç duyurusunda bulunup olayın takipçisi olacağız.”