ARTI TV'de ekrana gelen Erdoğan Aydın, Fikri Sağlar ve Ahmet Faruk Ünsal ile "Çetele" programında, Sedat Peker'in iddiaları ve mevcut iktidarın akıbeti ve bu iddialar karşısındaki tutumu masaya yatırıldı.

Erdoğan Aydın, Sedat Peker'in son videosuyla birlikte "çıtayı biraz daha yükselterek Saray'ı hedef alan bir yerden" konuşmaya başladığını ancak yine de "Tayyip abi" hitabıyla diplomatik bir dil kullandığını, Saray'ın şimdilik İçişleri Bakanı Süleyman Soylu tarafında yer aldığı için Peker'in bir dışlanmışlıkla "pandoranın kutusu"ndan bahsetmeye başladığını, kamuoyunun ise giderek videoları daha fazla izlediğini ve anlatılanların doğruluğuna inandığını vurguladı. Aydın, HDP'nin konunun Meclis gündemine taşımak istenmesine rağmen bunu engellendiğini de vurguladı. 

'PEKER, DOĞRUDAN ERDOĞAN'I HEDEF ALAN ŞEYLER SÖYLEDİ'

Ahmet Faruk Ünsal ise bütün iddiaların toplum inansa da inanmasa da araştırılması gerektiğini ancak bunun yapılması engellendiği için toplumda oluşan kanaat üzerinden olayları değerlendirmek zorunda olduklarını söyledi. 

Ünsal, "Sedat Peker, doğrudan Tayyip Erdoğan'ı hedef alan şeyler söyledi. Bunların önümüzdeki günlerde uluslararası süreçlerde Türkiye'yi nasıl bir duruma sokacağı meselesi daha çok konuşulacaktır. Ama Sadat aracılığıyla Nusra'ya silah gönderildiği meselesi eğer doğruysa bu Türkiye'nin gerçekten başını ağrıtır. Sadat, doğrudan Cumhurbaşkanlığı'na bağlı emekli bir asker tarafından yürütülen bir yapı. Hem dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, hem de Cumhurbaşkanı tarafından bu iddianın kamuyoyunu tatmin edici bir şekilde açıklanması zorunluluğu ortada. El Nusra'yı BM terör listesine almış, Türkiye Cumhuriyeti de bu listeyi onaylayarak Resmi Gazete'de terörist ilan etmiş" dedi.

'ERDOĞAN, YILDIRIM'IN OĞLUNA SAHİP ÇIKTI AMA AĞAR'IN OĞLU HAKKINDA TEK SÖZ ETMEDİ'

Peker'in "Azerbaycan'da SİHA'ları Türkiye kullandırdı ama Filistin'de neden kullandırmadı" açıklamasını hatırlatan Ünsal, yine Peker'in buna yanıt olarak "Suriye, Azerbaycan gibi ülkelerde para var ama Filistin'de yok" sözlerini kullandığını söyledi. "Kaldı ki, 'İsrail'e gemi taşımacılığını kendi oğulları üzerinden yaptıran bir liderin SİHA'ları oraya göndermesi mümkün değil' diyerek doğrudan Tayip Erdoğan'ı hedef aldı ve Erdoğan'ın oğullarının İsrail'le gemi ticaretini yürütüp yürütmediğini, eğer yürütüyorsa ne kadarını yürüttüğü meselesini açıklaması gerekir" diyen Ünsal "Bence en kritik meselelerden biri Binali Yıldırım'ın oğluyla uyuşturucu ticaretine yeni rota çizmekle ilgili Venezuela'ya gittiği meselesi. Tayyip Bey ona bir şekilde sahip çıktı grup toplantısında ama Mehmet Ağar'ın oğlu Tolga Ağar'ın, Yeldana Kaharman'a tecavüz ettiği ve öldürdüğü iddiasıyla ilgili tek bir kelime etmedi. Mamafih onu milletvekili ve Marmara Bölgesi AKP teşkilatlanma sorumlusu ilan etmesine rağmen hakkında cinayet ve tecavüz suçlaması olan bir milletvekiline en azından bir cümleyle de olsa sahip çıkması beklenirdi." diye konuştu.

'PEKER'İN AÇIKLAMALARI KADAR SOYLU'NUN İDDİALARI DA HÜKÜMETİ ZORA SOKUYOR'

Ünsal, "Hükümeti zora sokan sadece Sedat Peker'in iddiaları değil, bence Süleyman Soylu'nun iddiaları da en az Peker'in iddiaları kadar hükümeti zora sokuyor. Ne dedi? 'Bir mafya lideri, Peker'i kast ederek, bir siyasetçiyle ayda 10 bin dolar gönderiyor' dedi. Bir İçişleri Bakanı bunu söylüyorsa bu bir tehdit değil bilgi olmalı. İkincisi, 17-25 Aralık'taki tüm iddialara Tayyip Erdoğan ne dedi? 'Bunlar şantaj, montaj, dublaj' dedi. Ama Soylu ne dedi? 'Benden önceki İçişleri Bakanlarının oğullarını evinde para sayma makineleri çıktı' dedi. Yani Tayyip Erdoğan'ı yalancı çıkarttı. 'Benden önce insanlar AVM'lere gidemiyorlardı ama benim dönemimde 5 yıldır sükunet var' dedi. Yani Efkan Ala'ları filan kast etti. Sanki bir muhalefet bakanı gibi önceki dönemi suçlayan bir dil kullandı. Peki, niye Süleyman Soylu böyle davranıyor?" diyerek şunları söyledi:

'ERDOĞAN'IN SIKIŞMIŞLIĞINI GÖREN SOYLU KENDİSİNİ CUMHURBAŞKANLIĞINA TAŞIYACAK BİR ORGANİZASYON İÇİNDEYDİ'

"Belli ki Sedat Peker'in 'Nisan'da gelecektim' diye altını çizdiği, vurguladığı bir şey Nisan'da olmadı, o ne ise, o olmayınca, Süleyman Soylu'nun Sedat Peker'i Nisan'da geleceği garanti ederek teskin ettiği anlaşılıyor, onu yapamayınca Süleyman Soylu, Peker'le bir şekilde düşmanlaşmış. Onun ne olduğu meselesi çok konuşuluyor. Muhtemelen AKP kongresinde Süleyman Soylu, kongrede iyi bir pozisyona gelerek muhtemelen önümüzdeki süreçte cumhurbaşkanlığına aday olmayı da garantileyecek bir pozisyon kazanacağını ümit ediyordu ama olmadı. Niye bunları söylüyorum? Anayasaya göre Tayyip Erdoğan'ın bir daha aday olma şansı yok. Anayasal olarak Erdoğan'ın sıkışmışlığını gören Süleyman Soylu, belli ki Nisan'da kendisini Cumhurbaşkanlığına taşıyacak bir organizasyon içerisindeydi ve Tayyip Erdoğan bunu bozdu anlaşılan. Bu bozulunca Sedat Peker'in beklentileri suya düştü ve bu ifşaatlar o hayal kırıklığı üzerinden çımış gibi görünüyor."