AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi'nde gerçekleştirilen Uluslararası Deniz Hukuku ve Doğu Akdeniz Sempozyumu'nda konuştu. 

Ermenistan ve Azerbaycan arasındaki çatışmalara ilişkin açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Ermenistan'ı bir kez daha kınıyorum. Türkiye, Azerbaycan'ın yanında olmayı sürdürecektir. MİNSK üçlüsü denilen bugüne kadar yaklaşık 30 yıldır bu sorunu çözmemişlerdir. Bu sorunu çözememek için de adeta ellerinden geleni yapmışlardır. Şimdi ise akıl veriyorlar zaman zaman da tehdit ediyorlar. Nedir bu tehdit? Türk askeri burada var mı? Bunu söyleyenler Suriye'nin kuzeyinde binlerce TIR silahı oraya taşıyanlardır. Artık hesap vakti geldi diyen Azerbaycan ister istemez kendi göbeğini kendi kesmek zorunda kalmıştır" ifadelerini kullandı. 

‘AKDENİZ BÜYÜK AİLEMİZİN ÇATISIDIR’

Erdoğan Doğu Akdeniz'deki gerginliğe ilişkin ise, "Emperyalistlerin hükümdarlığı altında Akdeniz maalesef son yıllarda sahile vuran mülteci cesetleriyle anılmaya başlandı" dedi. Erdoğan, "Batılı insanı yücelten diğer tüm toplumları değersizleştiren bu zihniyet medeniyetimizin en büyük düşmanıdır. Son günlerde Akdeniz'deki gerilimi tırmandıranlar da aynı zihniyetin temsilcileridir. Bu coğrafyada huzur ikliminin yeniden tesis edilmesini istiyoruz. Tek taraflı emrivakilere karşıyız. Akdeniz bizi birbirimize yaklaştıran iş birliğimizi güçlendiren bir denizdir. Akdeniz büyük ailemizin çatısıdır. Akdeniz'deki sorunları birbirimizi dışlayarak değil bölgedeki tüm aktörleri aynı masada buluşturarak çözebiliriz. Türkiye'nin ve KKTC'nin adil bir biçimde içinde yer almadığı hiçbir denklemden Akdeniz barışı çıkmaz" diye konuştu. 

‘BARIŞI BIRAKMADIK’

Diplomasi ve müzakerenin asla bir zayıflık emaresi olmadığını söyleyen Erdoğan, şöyle devam etti: “Başta Yunanistan olmak üzere Akdeniz'den komşumuz olan tüm ülkeleri Doğu Akdeniz meselesini sıfır toplamlı bir oyun olarak görmekten vazgeçmeye davet ediyorum. Gelin hep beraber Akdeniz'i tekrar bir barış havzasına çevirelim, yeni huasumetlerle Akdeniz'in aksularını kirletmeyelim. Gelin enerjiyi çatışmanın değil iş birliğinin vesilesi kılalım Türkiye olarak şimdiye kadar bize uzatılan barış meselesini asla havada bırakmadık. Bize bir adım atana biz koşarak gittik. Bugün de Merkel'in yürüttüğü diplomatik çalışmalara her türlü desteği verdik, veriyoruz.” (MA)