Ankara’da bir araya gelen Emek ve Demokrasi güçleri, sendikalar ve kadın örgütleri, İsrail’in Filistin’e yönelik saldırılarına dair basın açıklaması düzenledi. Sakarya Caddesi’nde yapılması planlanan açıklamaya polis, “Açıklamayı neden İsrail Konsolosluğu’nun önünde yapmıyorsunuz?”  diyerek engelledi. Sakarya Caddesi’nden Selanik Sokağı’na yürüyen kitle, açıklamayı Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Genel Merkezi önünde gerçekleştirdi. Açıklamada konuşma yapan KESK Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Hüseyin Köklü, İsrail’in Filistin’e dönük saldırılarını ve şu ana kadar 58’i çocuk olmak üzere 192 Filistinlinin yaşamını yitirdiğini hatırlattı.

Ortadoğu’nun tüm halklarının bir gün barış içerisinde yaşama temennisinde bulunan Köklü, “Emperyalistler ve işbirlikçilerinin, kendi çıkarları ve gelecekleri için, Ortadoğu'yu kan gölüne çeviren politikaları bölge halkları için acı, gözyaşı, yoksulluk ve savaş dışında bir şey üretmedi, üretmeyecek de. İsrail devletini yönetenler başta olmak üzere emperyalistlerin bölgedeki uzantıları kendi gelecekleri ve çıkarları için insanların yaşamlarını yitirmesi ve ait oldukları toprakları terk etmek zorunda bırakılmasını din ve ulusalcılıkla perdelemeye çalıştı” şeklinde konuştu.

EMEĞİN ULUSLARARASI DAYANIŞMASI

“Dünyanın bu saldırılara karşı açık ve kesin şekilde Filistin halkının yanında olduğunu göstermesi gerekmektedir” diyen Köklü, “Emekçiler dünyanın her yerinde süslü cümlelerle hiçbir şey söylememeyi becerenlere yol gösteriyor. İtalya'da Livorno liman işçileri İsrail'e gidecek gemiye silahların yüklenmesini engelleyerek direnen Filistin halkı ile dayanışmanın nasıl olması gerektiğini ortaya koydu.’ Livorno limanı Filistin halkına yönelik katliamın suç ortağı değil’ diyen emekçileri Ankara'dan emek ve meslek örgütleri olarak selamlıyoruz. Yaşasın emekçilerin uluslararası dayanışması” dedi.

HALKLARIN KARDEŞLİĞİ VURGUSU

AKP iktidarının Filistin meselesine pragmatist ve siyasal İslamcı ideoloji penceresinden yaklaştığının altını çizen Köklü, iktidarın İsrail ile geçmiş iktidarların yürüttüğü geleneksel devlet politikalarını derinleştirerek yürütmeye devam ettiğini belirtti. İktidarın, İslami Direniş Hareketi’yle (HAMAS) olan ilişkisini hatırlatan Köklü devamında şunları söyledi: “İktidar, diğer emperyalist merkezler gibi çözümsüzlüğe oynayıp Filistin sorununu çözmeye çalışmaktan ziyade onu Ortadoğu'da söz sahibi olmanın aparatı olarak kullanmıştır. Filistin halkına yapılan saldırıları ve vahşeti gizleyemeyen İsrail yönetimi kendi halkını bile yaşananlara dönük ikna edemiyor. Netenyahu hakkındaki iddialar ve 23 Mart'ta yapılan seçimlere rağmen halen hükümetin kurulamamış olması İsrail yönetimin neden şimdi saldırganlaştığı sorusunun yanıtlarını içerisinde barındırıyor. Halkları din ve ulus farklılığını kullanarak karşı karşıya getirmek sıkışan iktidarların kullandığı oldukça tehlikeli bir yöntem. Netenyahu yönetiminin bu yöntemi emperyalist egemenlerden bağımsız kullanmadığı açık. Ancak tüm propaganda araçlarına rağmen İsrail halkının önemli bir bölümü yaşananlara onay vermiyor. İsrail'de, başta emek örgütleri olmak üzere, pek çok kesimin bu duruma sessiz kalmaması ‘Yaşasın Halkların Kardeşliği’ sloganın sadece bir slogan olmadığını bir kez daha bizlere gösterdi.”

İSTANBUL

İstanbul’da da bir araya gelen Emek, Barış ve Demokrasi Güçleri, İsrail'in Filistin'e karşı saldırısını Beşiktaş'ta bulunan İsrail Başkonsolosluğu önünde gerçekleştirdiği basın açıklamasıyla protesto etti. "Siyonist İsrail işgaline son. Tüm anlaşmalar iptal edilsin. Direnen Filistin halkı kazanacak" pankartının açıldığı açıklamada sık sık, "Kürdistan'da serhıldan, Filistin'de intifada", "Katil İsrail Filistin'den defol" ve "Katil ABD, işbirlikçi AKP" sloganları atılırken, "Nehirden denize özgür Filistin", "İşgalciler yenilecek, direnen halklar kazanacak" dövizleri taşındı. Açıklamaya, Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Birleşik Mücadele Güçleri (BMG), Emek Partisi (EMEP), Kaldıraç, Halkevleri, Devrimci Anarşist Faaliyet (DAF), Toplumsal Özgürlük Partisi'nin(TÖP) yanı sıra birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu da katıldı.

Açıklama bir dakikalık alkış ve zılgıtlı protestonun ardından başladı.

Basın açıklamasını okuyan Halkevleri Bölge Temsilcisi Zeynep Çelik, katliam politikalarının Filistin'de devam ettiğini belirterek, direnen Filistin halkını selamladı. Filistin halkının direnişinin yoğun saldırılar, gözaltı ve tutuklamalarla engellenemeyeceğine dikkati çeken Çelik,  boyut kazanan saldırılara karşı tek ses olunması gerektiğini söyledi. Çelik, "Filistin halkına yapılan haksız saldırı devam ederken İsrail işgal güçleri yaralılara yardım eden Filistin Kızılayı ekiplerine de saldırarak savaş ve insanlık suçu işlemeye devam ediyor.  Filistinlilerin dört bir yandaki eylemlerine karşı İsrail işgal güçleri asker-sivil ayrımı yapmaksızın Gazze’ye çok yoğun bir saldırısı başlatarak yanıt verdi. Kentin altyapısını hedef alan İsrail işgal güçleri, 10 Mayıs'tan bu yana havadan ve karadan sürdürdüğü bombardımanlarda 58'i çocuk, 34'ü kadın olmak üzere 197 Filistinliyi katletti. En az bin 235 Filistinli de saldırılarda yaralandı" diye belirtti.

‘DEVLETLER İZLİYOR’

Filistin halkının işgale karşı verdiği mücadelenin haklı olduğunun altını çizen Çelik, hiçbir gücün bir topluluğun öz topraklarında hüküm süremeyeceğini ifade etti. Çelik, "ABD, İsrail’i değil 'terörist' olarak gördüğü Filistinli direniş örgütlerini kınayarak İsrail’i korurken ABD işbirlikçisi Arap rejimleri de suspus bir şekilde yaşananları sadece seyretmektedirler" vurgusunda bulundu. AKP'nin ise bu tabloda işbirlikçi rolünü üstlendiğini söyleyen Çelik, yürütülen politikalarla bir çözüm geliştirilemeyeceğine değindi.

Son olarak Filistin halkına yönelik zulme, devletlerin savaş, işgal ve talan  politikalarına karşı adaleti haykıracaklarını dile getiren Çelik, Filistin’i ancak Filistinlilerin kaderini paylaşanların  savunabileceğine dikkati çekti. Çelik, "Filistin’in haklı mücadelesinin yanındayız. Buradan bir kez daha Saray-AKP iktidarına sesleniyoruz: Türkiye ile işgalci İsrail arasındaki siyasi, askeri, ekonomik ve kültürel tüm ilişkilere son verilsin" diye konuştu.

Açıklama sloganlar eşliğinde son buldu.