Antalya'nın Finike ilçesinde, 2020 Haziran ayında, 7 ile 10 yaşındaki iki kardeşin cinsel istismara uğramasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında, tutuklu anne Merve A. ile üvey baba Rahmi A.'nın adli kontrol şartı ile serbest bırakılmasına tepkiler sürüyor. 

Yaşadıkları cinsel istismarı yaptıkları resimlerle anlatan çocukların çizimleri de dosya da yer aldı. Çocukların çizimlerinin sosyal medyada paylaşılması üzerine sanal medya kullanıcıları sanıkların tahliyesine büyük tepki gösterdi. 

Sanıkların Elmalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanmaları sebebiyle “Elmalı Davası” olarak bilinen davayı ilk günden bu yana takip eden Antalya Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden Avukat Serap Ertuğrul, davaya ilişkin konuştu. 

MEKTUP BAŞKA ÇOCUĞA AİT 

Dün sanal medyada paylaşılan ve Elmalı Davası'nın parçası sanılan mektubun Çanakkale'de bulunan başka bir istismar davasına ait olduğunu belirten Ertuğrul, “Mektuptan dün paylaşımlar yapıldıkça bizde haberdar olduk. Çünkü mektup bizim dosyamızda olan bir mektup değildir. Resimler bizim dosyamıza ait ama mektup zannediyorum yanlışlıkla paylaşılan bir mektup olmuş. Biz de mektubun Çanakkale’de bir davaya ait olduğunu Çocuk İstismarı İle Mücadele Derneği'nden (UCİM) öğrendik” diye konuştu.  

ÇOCUKLARIN BEYANI NET SANIKLARIN ÇELİŞKİLİ

Bu tür tahliyelerin her şeyden önce mağdurlar açısından umut kırıcı olduğunu vurgulayan Ertuğrul,  bu tür kararlar verilirken daha özenli olunması gerektiğini vurguladı. Dosyadaki rapor ve ifadelerin Çocuk İzleme Merkezi'nde (ÇİM) alındığını kaydeden Ertuğrul, orada düzenlenen raporda çocuğun beyanına itibar edilebileceğinin belirtildiğini söyledi.  

Ertuğrul, çocukların ÇİM’de alınan ifadelerine itibar edileceğinin değerlendirildiğini belirterek, “Çocukların beyanlarında bir çelişki yok. Yani baştan itibaren tekrarladıkları net veriler var. Elmalı dosyası bazında baktığımız zaman sanık yönünden çelişkili beyanlar var. Dolayısıyla bize göre tutuklamanın devam etmesi gerekirken tahliye verilmesi hukuki anlamda çelişkili ve doğru bir karar değil" ifadelerini kullandı.

TAHLİYEYE  İTİRAZ 

Mahkemenin tahliye kararlarında sanıkların "kaçma, delilleri yok etme şüphesi, mağdurun üzerinde baskı kurma şüphesi varsa" tutuklama kararında öncelik gözettiğini ifade eden Ertuğrul, “Bu davada mahkeme tahliye kararını verirken mağdur ifadelerinin alınmış olmasını, tutuklulukta geçen süreyi gözetti. Tahliye kararına itiraz ettik. Dosyada sanıklar lehine durum oluşturacak bir delil söz konusu değil. Yani dosyadaki deliller aynen devam ederken 16 Ekim’de mevcut delil durumuna göre tutuklama kararı verildi. Fakat 5 Ocak’ta yine mevcut delil durumu denilerek sanıklara tahliye kararı verildi. Bize göre bu karar büyük bir çelişkidir” diye konuştu.   

KARAR CESARET VERİYOR 

Soruşturma dosyasını yakından takip ettiklerini ifade eden Ertuğrul, dosyayı takip ettikleri süreç içerisinde sanıklar hakkında tutuklama talebine bulunduklarını sözlerine ekledi. Soruşturma aşamasında bir tutuklamanın verildiğini dile getiren Ertuğrul, “O süreçte de sanıkların tutuklanmasını istedik. Biz bu tür yargılamalarda çocuğun üstün yararının gözetilmesi gerektiğini bu tür tutuksuz yargılamaların sanıklara cesaret verdiğini düşünüyoruz. Bu yanlışlıktan biran önce dönülmesini istiyoruz.  Biz Antalya Barosu olarak davanın takipçisi olacağız. Sanıkların, suçluların cezalandırılması için elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz” dedi.