Koronavirisü (Kovd-19) salgını boyunca Türkiye’nin gündemine oturan başlıca konulardan biri, polis ve bekçi şiddeti oldu. Kolluk birimlerinin sokağa taşan şiddeti, sosyal medya platformlarından paylaşılan görüntülerle kamuoyuna ulaşabildi. Bu görüntülere, salgın nedeniyle insanların evlerine kapanmak zorunda kaldığı önceki haftalarda sıkça karşılaşıldı. 

Tepkilere neden olan bu şiddet görüntülerinden biri, 1 Mayıs’ta Mardin’in Nusaybin ilçesinde gerçekleşti. İlan edilen sokağa çıkma yasağı sırasında Fırat Mahallesi’nde bulunan Toplu Konut 7’nci Etap’a giren polis, sokakta oynayan küçük yaştaki çocukları silahla kovalamış ve zihinsel engelli 8 yaşındaki B.E.’ye elbisesinden tutularak gözaltına almaya çalışmıştı. 

Benzer şekilde 9 Mayıs'ta Diyarbakır'ın Bismil ilçesindeki evlerinin önünde oynayan 7 ile 9 arasında değişen çocukları kovalayan polisler, 8 yaşındaki E.M.'ye tokat atarken görüntülere yakalanmıştı.

BAYRAMDA DA ŞİDDET

Ramazan Bayramını da kapsayan 4 günlük sokağa çıkma kısıtlanması süresince Sultangazi, Eyüp, Sultanbeyli, Zeytinburnu, Kadıköy, Çorlu, Keşan ve Cizre gibi birçok merkezde yaşanan kimi vakalar, kolluk şiddetini daha da görünür kıldı. 

Kendisini fütursuzca gösteren bu kolluk şiddetini İstanbul Baro Başkanı Mehmet Durakoğlu ile konuştuk. Durakoğlu’na göre, kolluk şiddetinin artmasının en önemli nedenlerden biri Türkiye’nin demokratikleşme ve hukuk devlet anlayışından uzaklaşması.

SOSYAL MEDYA GÖRÜNÜR KILDI

Geçmiş yıllarda da bu tarz şiddet olayların yaşandığını ancak sosyal medyanın yaygın kullanılmadığı için görünür kılınamadığını ifade eden Durakoğlu, o nedenle geçmiş yıllarından yaşanan şiddet olaylarının “münferit” olarak nitelendirildiğini söyledi. 

POLİSİN ŞİDDET YETKİSİ YOK

Polisin yasal olarak şiddet kullanma yetkisi olmadığını vurgulayan Durakoğlu, “Polisin olağanüstü hallerde dahi orantısız güç kullanmak gibi bir yetkisi söz konusu değildir. Polisin kullanmaya yönelik tedbirler olsa olsa karşı taraftan gelecek olan kişinin alacak olan tavra bağlı olarak değerlendirir. Buna hukuki olarak orantılı güç kullanma diyoruz” dedi.  

‘BEN DEVLETİM’ TAVRI

Durakoğlu’na göre, şiddet olaylarının artmasının en önemli sebeplerden biri FETÖ’yü tasfiyesinden sonra emniyet teşkilatına girenlerin deneyimsizliği ve eğitimsizliği. Kadıköy’de yaşanan olayda polisin kuryeye karşı “Ben devletim” tavrı sergilemesinin de aslında bunu anlattığını söyleyen Durakoğlu, şunları belirtti: “Üzerine üniforma giyen herkes kendisini devletin temsilcisi olarak görüyor. Bu anlamda devletin zor kullanma gücünün bu üniforma ile kendilerine verilmiş olduğunu zan ediyor. Asıl kırılması gereken nokta budur diye düşünüyorum. Benim yurttaş olarak güvenliğimi sağlamakla sorumlu olan bir görevli bana karşı şiddet kullanır hale dönüşüyor. Bunlar eğitimsizlikten kaynaklanıyor.” 

Yaşanan şiddet olaylarının ‘polise mukavemet edildiği’ şeklinde gerekçelendirilmesi üzerinde de duran Durakoğlu, “Sosyal medyada paylaşılan görüntülerde anlaşıldığı gibi bir mukavemet falanda söz konusu değil. Bir mukavemet olmadığı halde polisin kendini gücünü devletin gücüyle birleştirmesi gibi bir ironiyle karşı karşıyayız. Zaten sorunda buradan kaynaklanıyor” diye belirtti.

İKTİDAR ÇANAK TUTUYOR

Kolluk şiddetine çanak tutan nedenlerden bir diğerinin ise mevcut iktidar anlayışı olduğunu dile getiren Baro Başkanı, Türkiye’nin giderek otoriterleşen bir siyasi yapıya dönüşmeye başladığını vurguladı. Durakoğlu, “Hiç kuşku yok ki güvenlik güçleri o otoriterizmin en belirgin temsilcileri olarak ortaya çıkacaktır. Bugün ortaya çıkan manzara da bu anlamda otoriterleşmeye yönelik ortaya çıkan siyasi söylemlerin polisle vücut bulmuş halidir. Dolayısıyla yurttaşlar da bu otoriterleşmeden payına düşeni alıyor” ifadelerini kullandı.  

Durakoğlu, siyasi iktidardan demokratikleşme yönelik çabalar gelmez ve tam tersi otoriter söylemlerin gelmeye devam etmesi halinde bu tarz şiddet olayların yaşanmaya devam edeceği uyarısında da bulundu.

Baro Başkanı Durakoğlu, son olarak “Türkiye giderek demokrasi ve hukuk devlet anlayışından uzaklaşıyor. Bu ilkelerden uzaklaştığı içinde şiddet olayları derinleşerek devam ediyor. Burada önemli olan nokta demokratikleşmeyi sağlayabilmektir. Şiddet olaylarını azaltmak ancak yapısal reformlarla hukuk devlet olmaya yönelmekle sağlanabilir” dedi. 

Mezopotamya Ajansı / Naci Kaya